Egeden 18. Sayı - page 16-17

14
15
GÜZ 2013
Hastanede gerçekleştirdiğimiz her
faaliyet bizim için de büyük mutluluk,
derdimizi o çocukların gülümseyiş-
leriyle unutuyoruz. Hastanelerde
çocuklarımızı ziyaret ettiğim bu 13
yıl içerisinde mutlu insan olmayı
öğrendim.
Hastanede neler yapıyorsunuz?
Her Salı akşamı Ege Üniversitesi
Çocuk Hastanesi, her Çarşamba akşa-
mı Behçet Uz Çocuk Hastanesindeki
çocuklarımız için faaliyetler düzen-
liyoruz. Amacımız çocukluklarını
hastanede de olsa yaşatmak.
Gelen tepkiler nasıl?
Ailelerin ve sağlık personelinin
yaklaşımları çok pozitif… Çocuklar
mutlu olunca onlar da mutlu oluyor-
lar. Tabi asıl meselemiz her zaman
çocuklar…Onlar için yaptığımız faa-
liyetlerin değerli ve faydalı olduğunu
görüyoruz, yaşıyoruz. Çocuklarımız
bizi kapıda karşılıyor, “nerede kaldınız
bütün gün sizi bekledik” diyorlar. O
gün “oyun günü” olunca; oyunlar,
faaliyetler sadece etkinliği yapıldığı
akşam saatleri için değil o günün
tamamı için moral kaynağı oluyor. Ta-
burcu olup evine giden çocuklarımız
hastaneye hiçbir şekilde geri dön-
mek istemeseler de, bazen oyunlara
geliyorlar.
Çocukların neşesi, morali, iyileş-
meleri açısından ne kadar önemli
sizce?
Kemoterapi tedavisi devam eden
bir çocuğun kan değerleri düşerse,
tedavi durmak zorunda kalır ve mo-
rali kötüyse değerleri de düşebiliyor.
Faaliyetlerin ölçülebilir bir pozitif
etkisi var. Ağır tedavi koşullarında,
babasından kardeşlerinden oku-
lundan ayrı kalmak zorunda olan
çocuklarımız için tedavinin yanında
moral de zaruri bir ihtiyaç...
Gelecek için planlarınız, projele-
riniz var mı?
Hastalıkları nedeniyle çocukluk-
larını hastane odalarında yaşamak
durumunda olan çocuklar için tüm
Türkiye’deki hastanelerde bu faali-
yetlerin gerçekleşmesi esas amacı-
mız. Bir gün gerçekleştireceğimize
inanıyoruz.
Gönüllü olarak size katılmak için
ne gibi şartlar gerekiyor?
İsteyen herkesin gönüllü olabile-
ceği bir projemiz var. Sadece gönül-
den istemek gerekiyor. Her hafta bir
akşam hastaneye gelmek ve dış des-
tek görevlerinde –mesela elişi faaliyeti
yapılacaksa malzemelerini hazırlamak
gibi işlerde- yer almak yeterli. Düzenli
devam şartı arıyoruz ki çocuklarımızın
gözleri yolda kalmasın...
“Fark yaratanlar” gibi bir ünva-
na layık görüldünüz. Ne düşünüyor-
sunuz?
Tabii ki ödüller motive edici, ve
güzel sözler duymak da… Bizi bu
ödüle layık gören vakfın yapmaya
çalıştığı bizim gibi kısıtlı imkanlarla
çalışıp, sürdürülebilir projeler yaratan
STK’lara destek olmak. Uzun vadede
eğitimler ve destekleriyle, ayrıca
diğer fark yaratan kişilerle çok daha
fazla çocuğumuzu mutlu edeceğimi-
ze eminim.
Melis için İzmir’den başlayıp tüm
Türkiye’ye yayılan bir kampanya
gerçekleşti. İnsanlar Melis ile bir kez
daha ilik donörü olmanın önemini
hatırladı. Bu konuda duyarlılığın
gelişmesi için neler yapılabilir?
Türkiye’deki durum açısından sizin
gözlemlerinizi öğrenmek isteriz.
Melis’imiz lösemisi ikinci defa
nükseden bir çocuğumuz, o yüzden
acilen nakil olması gerekiyor. Çünkü
planlanan üç kemoterapi almasıydı,
şimdi dördüncüyü aldı. Umarım
Amerika’daki donörün son uyum
testleri de uygun çıkar ve nakil ger-
çekleşir. Eğer olursa nakil Melis’in do-
ğum gününde olacak, ona en güzel
hediye... Donör olmak aslında basit
bir süreçken, toplumdaki bilgi eksikli-
ği nedeniyle donörlerin az olduğunu
düşünüyorum. Almanya’da 81 milyon
nüfusun 5 milyonu ilik donörü,
Türkiye’de bu sayı 35 bin…Tamamen
bilinçlendirmeyle ilgili bence.
Bu amaçla “iyİLİK Donörleri” ismin-
de bir alt proje kurduk, üniversitelerde
ve çeşitli topluluklarda ilik donörü
olmaya ilişkin bilgiler verip, insanları
teşvik ediyoruz. Ege Üniversitesinde
de pek çok bölüme gittik. Melisle
ilgili kampanya döneminde 7 bin kişi
kan bankalarına gitti, şu anda Melis’e
donör bulunduğu öğrenilince artık
kan bankalarına başvuruların sayısın-
da ciddi azalma oldu. Melisimiz gibi
ilik bekleyen daha çok çocuğumuz ve
hastamız var. Kan örneği vermekten
kimse vazgeçmesin, kanların 10 yıl
bekleme süresi var, verilen kanlar er
ya da geç test edilerek ilik bankaları-
nın veri tabanına kaydediliyor.
EÜ Çocuk Hastanesine dair göz-
lemleriniz neler?
Sağlık personeli işini severek
yapıyor ve her zaman bizlere destek
oluyorlar. Hemşire ablalarımızın çocuk-
larımıza ve bizlere yaklaşımı çok iyi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Hastanesindeki“Mutlu
Olalım”etkinliklerinde
çocuklarına refakat eden
aileler de çocuklarının
gülümsemesini paylaşıyor.
Çocuklar da bir arada
eğlenmenin, toplu halde
etkinlikler yapmanın keyfini
sürüyor.
Özlem Arman, tek başına başladığı“Mutlu Olalım”
projesini şu anda 40 gönüllü ile birlikte yürütüyor.
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15 18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,...80
Powered by FlippingBook