Egeden 2. Sayı - page 62-63

60
61
karakterli eser bulunmaktadır. Bu
eserler, yaklaşık İ.Ö.3.bin yıldan İ.S.20.
yüzyıla kadar olan döneme aittir.
Bu eserlerden Mısır hiyeroglif yazı-
tı içeren bir sunak kaidesi; silindir
mühür örnekleri; çivi yazılı kil tablet
örnekleri; Grekçe ve Osmanlıca yazıtlı
mezar stelleri örnekleri; çanak-çömlek
ve alet örnekleri koleksiyonu ziyaret
edenlerce görülebilir. Yine mimari
süsleme örnekleri; figürin örnekleri,
amphoralar, tüfek ve tabancalar ve
ayrıca Grek, Roma, Bizans Sikkeleri ile
Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı Sikke
örnekleri de koleksiyonda sergilen-
mektedir.
Koleksiyonun en ilgi çekici ve de-
ğerli parçalarından biri olan Eski Mısır
Kum taşından yapılmış 75.2 cm uzun-
luğunda, yapımı İ.Ö.1479-1425 yılları
arasında tamamlanmış bu antik ese-
rin yapım hikayesi de bir hayli ilginç.
“İ.Ö. 3100’lerde, hanedanlar dönemi
öncesi, Aşağı ve Yukarı Mısır,Yukarı
Mısır Kralı Narmer tarafından birleşti-
rilmiştir. Erken hanedanlar dönemin-
de (İ.Ö.2950-2575.1.-3.sülale) yüksek
bir medeniyet seviyesine ulaşan Mısır,
güçlü ve zengin sülalelerin bireylerin-
den olan bir kral (firavun) tarafından
yönetiliyordu. Kralların ölümünden
sonra da dünyadakine benzer bir ya-
şam süreceğine inanıldığından, krallar
için anıtsal piramit mezarlar yapılmış
ve içlerine yiyecekler, ev eşyaları,
mücevherler ve silahlar konmuştur.
Eski krallık döneminde (İ.Ö.2575-
2150:4.-8.Sülale), 4.sülale zamanında
sanat ve teknolojide zirveye ulaşan
Mısırlılar, dünyanın yedi harikasın-
dan biri sayılan, Gize’deki piramitleri
yapmışlardır.Mısır’ın yeni krallık dö-
nemi 18.hanedan firavunlarından III.
Thutmosis’in yaptırdığı Ege Üniver-
sitesi Eski Eser Koleksiyonu’nda yer
alan sunağın hiyeroglif yazılı kaidesi
ise şöyle; “Güneşin oğlu Thutmosis bu
anıtı ‘Ra-men Xeper’in Görkemli Anıtı’
olarak adlandırılan büyük salonu inşa
ettirdiği sırada babası Amon-Ra’nın
anısına dikti. Hayat veren (Tanrı) işte
böyle yaptı.”
Koleksiyonda dikkat çeken diğer
önemli parçalar Pers Sikkeleri ile İn-
giliz Konsolosu A.William Buttigieg ta-
rafından armağan edilen tüfeklerdir.
Ateşli, hafif bir silah türü olan tüfek,
13. yüzyılda barutun bulunuşundan
sonra icat edilmiş ve yavaş yavaş
geliştirilmiştir. Tarihi kayıtlara göre,
14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren
kullanılmaya başlayan ilk tüfekler, yiv-
siz ve ağızdan dolmadır. Ağır oldukları
için de kale burçlarından, bir duvar ya
da dayanağın üzerinden kullanılmaya
elverişli idi. Bu haliyle tüfek, bir savun-
ma silahı karakteri gösteriyordu. İlk
tüfeklerin ateşleme sistemi, kibrit, fitil
benzeri, yavaş yavaş yanan nesnelerle
çalışıyordu. 18. yüzyıl başlarında çak-
mak taşı kullanılarak daha güvenilir
bir ateşleme düzeni sağlanmıştır. 19.
yüzyıl başlarında ise ateşleme kap-
sülü keşfedilmiş ve bunun ardından,
namlusu yivli, mekanizması iğneli
ve kuyruktan doldurulan tüfekler
geliştirilmiştir.
1996 yılında bir sergi salonu
düzenlenerek, eserler sergilenmeye
başlanmıştır. Sergi salonu, Edebiyat
Fakültesi Dekanlığı koridorunda yer
almaktadır. Koleksiyon sergi salonu
olarak ziyarete açıktır. Ziyaret etmek
isteyenler Uzm. Mehmet Önder’e mü-
racaat ederek koleksiyonu görebilirler.
Üst raf: M.Ö. 2000 Doğu Anadolu kapları
Orta raf: M.Ö. 2000 Asur tablet ve mühürleri
Alt raf: M.Ö. 3000 Doğu Anadolu kapları
Hint-Avrupa kökenli olan Persler, İ.Ö. 1300 dolaylarında, Kafkaslar üzerinden geçerek, Gü-
neybatı İran’da Parsa (Fars) eyaletine yerleşmişler, İ.Ö. 1. bin ortalarına değin, o dönemde
bölgeye egemen olan Med Krallığı’na bağlı bir prenslik olarak yaşamışlardır. İ.Ö. 558’de
yeni prens ilan edilen II. Kyros, güçlenmiş ve İ.Ö. 550’de Med ordusunu bozguna
uğratarak, Med Devleti’ne son vermiş ve büyük Pers Devleti’ni kurmuştur. İ.Ö.
6. yüzyıl ortalarında Med Devleti’nin aniden çöküşü ve Kyros yönetimindeki
Perslerin yükselişi, Ön Asya’daki dengeleri bozmuş ve yeni bunalımlara
yol açmıştır. Sonunda tüm Anadolu Pers egemenliği altına girmiştir. İ.Ö.
546 tarihinde Pers Kralı II. Kyros’un, Lydia Kralı Kroisos’u mağlup ederek,
Lydia Krallığı topraklarını hakimiyeti altına aldığı tarihe kadar sikke
basmamış olan Persler, kralları II. Kyros (İ.Ö. 558-529) ve II. Kambyses
(İ.Ö. 529-521) dönemlerinde Lydia Krallığı sikke tiplerini (Önyüzünde,
karşılıklı aslan ve boğa protomu; arka yüzünde, zımba çukurluğu)
kullanmışlardır. Kendilerine özgü ilk sikkeleri İ.Ö. 515 dolaylarında, Kral
I. Darius (İ.Ö. 521-486) döneminde basmışlardır. Bu sikkelerin önyüzünde,
bir elinde yay, diğer elinde mızrak ya da hançer tutan taçlı kral figürü;
arka yüzünde ise şekilsiz zımba çukurluğu vardır. Perslerin altın sikkelerine
“Dareikos”, gümüş sikkelerine“Siglos”denir. Dareikoslar 8.4 gr., Sigloslar 5.6 gr.
ağırlığındadırlar. Persler, aynı tipte olan sikkelerini, Kral Darius III’ün (İ.Ö. 336-331)
İ.Ö. 331’de, Arbela’da Büyük İskender’e mağlup olmasına kadar basmışlardır.
Su sporları takımımız
başarılara imza atıyor
E
ge Üniversitesi Su Topu
Kulübü; 90’lı yıllarda birinci
ligde oynayan ve o yıllarda
inanılmaz başarılara imza atan kad-
ronun dağılmasının ardından 2007
yılında tekrar kuruldu.
Ege Su Sporları Tenis İhtisas
Kulübü’nün (ESTİ), ekibin kurulması
esnasında antrenör, teknik ve taktik
anlamında sağladığı desteklerle
Ege Üniversitesi Su Topu Takımı bir
anlamda küllerinden yeniden doğdu.
Bu sporla ilgilenen öğrencilerin li-
sanslarının çıkarılmasıyla beraber Ege
Üniversitesi Su Topu Takımı profes-
yonel anlamda yarışmalara katılmaya
başladı. Kısa sürede büyük yol kate-
den takım Türkiye 2. ligine yükseldi.
Üniversitemiz Su Topu Takımı Türkiye
Su Topu Federasyonu Kulüpleri
arasında yapılan müsabakalara da
katıldı. 2007 – 2008 döneminde Su-
topu Açık Küme Grup Final Müsaba-
kaları Ön Elemeleri Gaziantep’teydi.
Gaziantep’ten grup şampiyonu
olarak ayrıldı ve İstanbul’daki play
off müsabakalarına katılmaya hak
kazandı. Ancak final maçını kaybede-
rek ikinci kümeye çıkamadı. Su Topu
Takımı idareci ve oyuncusu Tarkan
Laleli, bu olayın takımı kamçıladığını
ve diğer yarışmalara daha iyi hazırlan-
dıklarını söylüyor.
Geçen dönemde ise tüm maçları
açık ara farkla kazanan tamımımız, ar-
dından final maçında İstanbul Moda
takımıyla karşı karşıya geldi. Yine
farklı bir galibiyetle maçı tamamlayan
Ege Üniversitesi Spor Kulübü 2. Lige
yükselmiş oldu. Laleli “Gerek kondis-
yonumuzla, gerek takım ruhumuzla
bir bütün olduğumuzu kanıtlamış ol-
duk. İstanbul takımlarına karşı Ege’yi
en iyi şekilde temsil ettik” dedi.
Tarkan Laleli, su topu her ne kadar
dünya çapında çok bilinen ve çok
sevilen bir spor dalı olsa da İzmir’de
bu branşla ilgili çok fazla kulüp olma-
dığı için bu sporun hak ettiği ilgiyi
bulamadığını söyledi. Laleli sözlerini
şöyle sürdürdü: “İzmir’in bir sahil şehri
olarak bu konuda iddialı olmasını
ve bu iddiasını da ortaya koymasını
istiyoruz”.
Takımla ilgili değerlendirmelerde
bulunan Laleli şunları söyledi: “Şu
anda bakıldığında su topu takımımız
oldukça güçlü. Ekipteki oyuncuların
Ege Üniversitesi
Spor Kulübü Su Topu
Takımı Açık Küme’den,
2. lige yükseldi.
Kulüpler arasında
ODTÜ’den sonra
2. üniversite kulübü
takımı olan Su Topu
Takımımız, önümüzdeki
dönemde birinci lige
yükselmeyi hedefliyor.
HABER:
Duygu ÖZTÜRK
1...,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61 64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76
Powered by FlippingBook