Egeden 14. Sayı - page 10-11

9
8
YAZ 2012
merkez oldu ve üniversiteden destek
vermeye başladık, üniversitenin bilim-
sel araştırmalara yaptığı desteği art-
tırdık. Vakfın gelirlerini önemli ölçüde
bilimsel yayınlara destek olarak verdik.
Yurt dışı bilimsel yayınlara belirli
ödüller koyduk, yurt dışı çalışmalarına
belirli destekler verdik. Bunu tabii se-
kiz yıl boyunca sürdüremedik. Çeşitli
kanunlarla üniversite vakıfları giderek
daha az gelir elde etmeye başlayınca,
bu desteklerimiz son yıllarda azaldı.
Ama ilk yıllarda ciddi destekler verdik.
Mesela uluslararası bir kongreyi
Türkiye’ye getirme amaçlı bir seyahat
planlıyorsa biri, onun bütün masraf-
larını karşılıyorduk. Posterlere, bildiri
sunumlarına değişik oranlarda destek
veriyorduk. Ayrıca tabii bir üniversite
bilimsel araştırma ortamı olmalıdır,
bu ruhu yaymaya çalıştık. Ödüller
vermeyi, başarılı işleri takdir etmeyi
şiar edindik. Kaynakları arttırmaya
alıştık. Mesela Avrupa Birliği 6. Çer-
çeve Programı’ndan çok
destek aldık. O zaman en
fazla destek alan üniver-
sitedeydik. AB’nin bu ko-
nuda yaptığı kongrelere
katıldık. Ege Üniversitesi-
nin bu konudaki perfor-
mansını tanıtmak için
özel CD’ler hazırlamıştık,
Rektör Yardımcımız Fikret
İkiz ve EBİLTEM Müdürü
Fazilet Hanım ile birlikte
Avrupa’da kongre salon-
larının çıkışlarında bizzat
elimizle CD dağıttık. Ve
çok destek aldık. Sonra
Teknoloji AktarımMer-
kezlerine üye olduk. 2007
yılında Avrupa Teknoloji
AktarımMerkezleri birin-
cisi olduk. Bunların hepsi
üniversitedeki araştırma
motivasyonunu arttıran
şeylerdi. Dünya üniversi-
teleri sıralamalarında da
iyi yerlere geldik.
Halkın üniversitesi
söylemi kapsamında
yüksekokullara ve sanayi işbirlikleri-
ne özel bir önem verdiniz.
Türkiye’nin esas ihtiyacı olan insan
gücü hemen çalıştırmaya başlayabi-
leceğiniz genç bir jenerasyon olma-
lıydı. Özellikle ilgili meslek liselerinde
altyapısını alarak üniversiteye gelmiş
ve iki yıl içinde doğrudan mesleğe
sokabileceğiniz insanların işi de hazır
Türkiye’de. İzmir Sanayi Odası ile te-
mas ederek nasıl bir öğrenci profili is-
tediklerini belirleme yönünde çalıştık.
Meslek yüksekokullarımızı mümkün
olduğu kadar böyle şekillendirmeye
çalıştık. Bir rektör yardımcımız sadece
meslek yüksekokullarıyla ilgileniyor-
du. Kendisi aynı zamanda Ege Meslek
Yüksekokulu Müdürü idi. Meslek
yüksekokullarının programlarını çok
geliştirdik. YÖK’te yapılan bir değişik-
likle “meslek lisesi mezunları sınavsız
üniversiteye alınsın ama eğitimleri
bu meslek yüksek liselerinde devam
etsin” şeklinde bir karar çıkmıştı. Biz
itiraz ettik. Tamam sınavsız gelsinler
ama meslek lisesinde yüksekokul
eğitimi olmaz. Liseler saat 4’e kadar
lise olarak eğitim versin, 4’ten sonra
hocalar liselere gitsin istiyorlardı…
“Bu böyle olmaz, bu şekilde kendisini
üniversite öğrencisi olarak göremez.
Hepsini kampüsümüzde okutacağız”
dedik. Önce biraz YÖK ile kavga ettik.
Türkiye’de bir tek Ege Üniversite-
si meslek lisesi mezunlarını kendi
kampüsünde okuttu o dönem. Sonra
zaten bu kuralı kaldırdı YÖK. Türkiye
için meslek yüksekokulları çok önemli.
Yüksek eğitim vermek gençleri komp-
le çağdaş birer birey yapmak demek.
Bu da ancak kampüs yaşamıyla oluşur.
Ege Üniversitesi 50. yaşını da sizin
rektörlüğünüz döneminde kutladı.
50. yıl kutlamaları hazırlıklarına iki
sene öncesinden başladık. Mümkün
olduğu kadar Ege Üniversitesi men-
suplarının ve mezunlarının geçmişle-
riyle övünebilecekleri, mutlu olacak-
ları bir dönem olmasını istedik. Özel
altın, pullar ve piyango bileti bastırıldı.
Özel etkinlikler oldu. 50. yıl nedeniyle
Ege Üniversitesi tarihini anlatan iki
ciltlik kapsamlı bir kitap hazırladık.
Hedefimiz Ege Üniversitesi kurum
kültürünü bir kere daha tazelemekti.
Yerel yönetimlerle hep sıkı ilişki için-
de oldu Ege Üniversitesi. Rahmetli
Ahmet Piriştina ile de iz bırakan
işbirlikleri oldu değil mi?
Rahmetli Piriştina zamanında
dedim ki ”Bakın Bornova’nın tam
girişinde terk edilmiş bir istasyon var.
Metronun oradaki…O istasyon bir de
halk arasında perili köşk diye bilinen
viran halde duran köşk… Lütfen bu
iki yeri restore edin ve üniversitemi-
ze devredin. Biz işletelim. Üzerine
Ege Üniversitesi-İzmir Büyükşehir
Belediyesi işbirliğiyle hazırlanmıştır”
yazalım. Rahmetli Piriştina iki öneriye
de çok sıcak baktı fakat istasyonu
Devlet Demir Yollarından alamadık.
Ama eski perili köşkü, yani Murat Köş-
künü aslına uygun bir şekilde restore
ederek bize devrettiler. Yıllardır Murat
Köşkünü işletiyoruz ve Ege Üniversi-
tesinin çok güzel bir parçası oldu o.
Başka bir anekdot daha anlatmak iste-
rim. Bizim bir Tabiat Tarihi Müzemiz
var. Ülkelerde tabiat tarihi müzeleri
çok önemlidir, o ülkenin gelişmişliğini
gösterir. Bizde azdır. Mesela Londra
Tabiat Tarihi Müzesi, Londra’ya giden-
lerin gezdiği çok önemli bir müzedir.
Girişte şaha kalkmış bir dinozor vardır.
Dinozor olmayışı, o kadar önemli bir
tabiat tarihi müzesi olmadığı anlamı-
na gelirmiş. Ben de dinozor maketi
arayışına girdim. O zaman Amerika’da
yapıldığını, bunun 3-4 trilyon olduğu-
nu öğrendim ki bizim bunu almamız
mümkün değildi. Şimdiki Havagazı
Fabrikasının olduğu yer Büyükşehir
Belediyesinin heykel atölyesiydi.
Piriştina’ya “Biz size dinozorun ölçü-
lerini verelim, siz yaptırın” şeklinde
bir teklif götürdüm. 6 ayda özel bir
plastikten bir dinozor maketi yapıldı
ve gerçek değerinin onda biri kadar
bir fiyata mal oldu… Bütün masrafı
da belediye ödedi. Bornova’daki
tabiat tarihi müzemizin tavanı o kadar
yüksek olmadığı için şaha kaldıra-
madık. Çok yetersiz bir matbaamız
vardı, Piriştina 21
tane ofset baskı
makinasını da bize
hibe etti. O dönem
Ege Bölgesinin en
kapsamlı basıme-
vi de bizde oldu
bu şekilde. İzmir
Büyükşehir Bele-
diye başkanlarının
hepsi bize yardım
etti. Aziz Kocaoğlu
da ne zaman bir
asfaltlama istesek,
bir kilit taşı istesek
hepsini yaptı… En
önemlisi de met-
royu yaptı. Benim
zamanımda büyük
oranda yapılmıştı,
buna izin verdik
diye de eleştiri
almıştık. Mümkün
olduğu kadar az ağacı köküyle birlikte
lojmanlara naklettik. Yaz başında
kullanıma açıldı eminim aşırı sıcak-
larda özellikle öğrencilerimiz için son
derece avantajlı konforlu ve ucuz bir
ulaşım olacak.
Öğrencilikten rektörlüğe uzanan
bir üniversite deneyimine sahip biri
olarak, üniversitenin ne olduğu ve
ne olması gerektiğine dair vardığınız
düşünce nedir?
Bence üniversitenin içindeki
bireylerin severek, isteyerek gelmeleri
gerek. Her kademedeki elemanların
çalıştıkları ortamda mutlu olmaları,
yaptıkları işin hakkını ve hesabını
vermeleri gerek. Bizim gibi gelişmek-
te olan bir ülkede bunu sağlamak için
gereken ekonomik ortamı hazırlamak
kolay değil ama öğretim üyeleri ken-
dilerini özgür hissetmeli, üzerlerinde
baskı hissetmemeliler, akıllarını işleri-
ne verebilmeliler, bunlar sağlanabilir.
Ben sağlayabildim mi bilmiyorum,
olması gereken bu, bir nebze sağla-
yabildiysem buna sadece sevinirim.
Üniversite mensupları hem ülke so-
runlarından uzak kalmamalı hem de
birinci işleri olan eğitim ve araştırma-
ya keyifle zaman ayırabilmeliler. Bunu
sağlamak için de akılları dertlerinde
olmamalı, o insanların dertlerini hal-
letmiş olmalıyız. Üniversite muhakkak
çağdaş olmalı, içinde dünyayı takip
edebilecek iletişim araçları bulunmalı,
çok gelişmiş bir kültürel, sosyal, çevre
bilinci içinde sporu da içeren bir akti-
vite yoğunluğunu solumalı ve 24 saat
yaşayan canlı bir üniversite olmalı.
En büyük sıkıntı neydi sizin rektörlü-
ğünüz döneminde?
Kadro sıkıntıları Türkiye üniversite-
lerinde her zaman vardır. Bütçe azdı,
katma bütçeden üniversitelere ayrılan
para azdı. Özellikle döner sermaye
gelirlerimiz çok kısıtlanmıştı. Bizim
döner sermaye gelirlerimizin yüzde
90’ından fazlası tıptan gelirdi. Çok
azaltılmıştı. Bunun bayağı sancısını
çekiyorduk. Ekonomik sorunlarımız
hep oldu, hep de olacaktır.
Peki o dönemin avantajları neydi?
Her dönemin kendine özgü
koşulları vardır. Benim dönemim
Türkiye’deki üniversitelerin belki
daha rahat oldukları bir dönemdi.
Belki yanılıyorumdur ama o dönem
üniversitelerin kendilerini daha özgür
hissettikleri bir dönemdi.
Sağ sayfadaki fotoğraf:
Anatomiderslerindemikroskobunbaşında.
Alttaki fotoğraf:
ÜlküBayındırodönemkıraçbiryerolduğunu
söylediğiEÜTFHastanesininbahçesindebir
arkadaşı ile birlikte.
1,2-3,4-5,6-7,8-9 12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,...80
Powered by FlippingBook