Egeden 2. Sayı - page 20-21

18
19
çalışmalarımıza destek oluyor, bunlar
güzel şeyler. Burası Rektörlükten,
Dekanlıktan gelen ek yardımlarla
ayakta kalıyordu. Son yıllarda da kendi
yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz. Et-
kinliklerde birçok eksiğimizi üniversite
yönetimine yansıtmadan çözmeye ça-
lışıyoruz. Yaz okullarımızdaki katılımcı-
larımız da gözlemevine teknik destek
ve malzeme bağışında bulundu.
Gözlemevimizde çalışanların özverisi
çok önemli. Başarımızın altında yatan,
büyük oranda çalışanlarımızın ve
gözlem yapan araştırmacılarımızın bu
özverisidir. Bundan sonra çalışmaları-
mız, Rektörlüğe bağlı bir Merkez ola-
rak güvence altında sürecek. Ayrıca,
medyanın elinde olağanüstü bir güç
var, ancak bunu kullanamıyoruz. Yazılı
ve görsel basında bilimmuhabiri hiç
yok. Bunun sonucu bilimsel haber-
lerde, bilinçli ya da gözden kaçan çok
yanlışlar yapılıyor.
Astronomi ve Uzay Bilimleri
Bölümü’nde eğitim görmek isteyen
gençlere tavsiyeleriniz ne olabilir?
Bu bölümde okumak isteyenlerin
matematik ve fizik alanlarında kendi-
lerini yetiştirmiş ve bu bilim dalından
keyif alan kişiler olması gerek. Sabaha
kadar gözlem yapan öğrencilerimiz,
arkadaşlarımız bu işi sevmeselerdi
yapamazlardı. İstek çok önemli. Me-
zuniyet sonrası durum ise bütün Fen
Fakültesi mezunları için aynı.
Mesela çocukken astronot olmak
isteyen gençler mi gelsin buraya?
Burada bir çelişkiye düşüyoruz.
Burada uzay çalışması yok, buradan
mezun olanlar astronot olmuyor,
“astronom” oluyor. Astronotlar uzay
çalışmalarının bir parçası olan, genel-
de pilotlar arasından seçilerek yetiş-
tirilen kişilerdir. Ancak, günümüzde
atmosfer dışında belirli bir yüksekliğe
kadar çıkan kişilere astronot ünvanı
veriliyor. Astronot olmak isteyenler
uzay ve havacılık ile ilgili bölümlere
yönelmelidir. Astronomi Bölümle-
rinde uzay çalışmalarına yönelik bir
program da gelecekte açılabilir.
AIDS Uygulama ve AraştırmaMerkezi
Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi’nin ardından Ege
Üniversitesi’nde de AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi
Temmuz ayında hizmete girdi. Konuyla ilgili bilgi veren
AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Tıp Fakül-
tesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin, Merkez olarak
amaçlarının; HIV/AIDS’e ilişkin bölgesel verileri toplayarak
analiz etmek, konuyla ilgili araştırmalar yapmak, hasta ve
hasta yakınlarını ve başta risk grupları olmak üzere top-
lumu bu hastalıklar konusunda bilgilendirmek, HIV/AIDS
enfeksiyonuna ilişkin danışmanlık hizmetleri vermek, epide-
miyolojik ve klinik araştırmalar yapmak olduğunu söyledi.
Merkez olarak HIV/AIDS ile birlikte yaşayan kişilerin taban
oluşturduğu sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde
olacaklarını kaydeden Prof.Dr.Gökengin, “Hastaların da
merkezimizde gönüllü olarak görev almalarını istiyoruz.
Hastaların birbirlerine danışmanlık yapması çok önemlidir.
Özellikle Pozitif Yaşam Derneği ve Cinsel Yolla Bulaşan Has-
talıklarla Savaşım Derneği ile ortak çalışmalar gerçekleştir-
meyi düşünüyoruz” diye konuştu. Türkiye’de HIV/AIDS izlemi
yapan, tanı ve tedavi hizmeti veren merkezlerin sayısının
yetersiz olduğunu açıklayan Prof.Dr.Gökengin, “Türkiye’de
bu alanda yeterli epidemiyolojik veriye sahip değiliz. Merke-
zimiz bu alanda önemli bir misyonu üstlenecek” dedi.
Kaynak Teknolojisi Eğitim, Muayene,
Uygulama ve AraştırmaMerkezi
Ege Üniversitesi Kaynak Teknolojisi Eğitim, Muayene,
Uygulama ve Araştırma Merkezi, 20 Ocak 2009 tarihinde,
Kaynak Mühendisliği alanındaki personeli yetiştirmek ama-
cıyla kuruldu. Uluslararası akreditasyonu sağlamak üzere
İtalyan Kaynak Enstitüsü ve bir klas kuruluşu olan Rina ile
imzalanan protokol çerçevesinde, merkezde 500 saat teorik
ve uygulamalı eğitim verilecek. Lisans eğitimini veya yüksek
lisans eğitimini tamamlamış makine, metalurji, malzeme ve
imalat mühendisleri bu eğitimi almak için başvurabilecekler.
İtalyan Kaynak Enstitüsü ile ortak düzenlenecek olan sınavlar
sonucunda başarılı olanlara uluslararası geçerliliği olan “Kay-
nak Mühendisliği” diploması verilecek. Merkezdeki eğitimin
uygulama kısmı için Oerlikon Kaynak Elektrotları ve Sanayi
AŞ ile Linde AŞ tarafından akredite edilmiş bir laboratuvar
kuruldu. Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden
5, İstanbul Teknik, Kocaeli ve Yıldız Teknik Üniversiteleri’nden
de birer öğretim üyesinin yanında, endüstri kuruluşlarında
deneyimli 4 kaynak mühendisi de merkez çalışmalarına des-
tek veriyor. Merkez Müdürü Prof. Dr. Vural Ceyhun, “Kaynak
Mühendisliği Nabucco Boru Hattı Projesi ve Mavi Akım Projesi
ile daha da öne çıkan bir alan oldu. Kaynak gördüğümüz her
yerde var: Gözlüğümüzde, alyansımızda…Bütün endüstriyel
uygulamalarda kaynak var” diye konuştu.
Yeni açılan uygulama ve araştırma merkezlerimiz
A
tatürk’ün batan bir impara-
torluğun külleri arasından,
milletiyle birlikte, kanla,
irfanla kurduğu Cumhuriyet’in 86.
yıldönümünü idrak ettiğimiz bugün-
lerde, büyük liderin bizlere emanet
etmiş olduğu ölümsüz eseri Cumhuri-
yeti minnet ve şükran duygularımızla
bir kere daha kutluyoruz. Atatürk’ün
önderliğinde; Samsun’dan başlayıp,
İzmir’de noktalanan ve Lozan’da bi-
çimlenen, çöküşten kurtuluşa uzanan
yol çetin ve bütün dünyaya parmak
ısırtacak bir yeniden diriliş olmuştur.
Bu kutlu yol sonunda eskimişliklerin
üstüne yepyeni bir sayfa açılmış ve
adına da “Cumhuriyet” denmiştir.
“Yeni Türkiye Devleti bir halk dev-
leti, halkın devletidir. Oysa geçmişteki
devlet, bir kişi devleti, kişilerin devleti
idi. ” diyen Atatürk, kurmuş olduğu
Cumhuriyeti: “...Cumhuriyet rejimi
demek, demokrasi sistemiyle devlet
biçimi demektir. Demokrasi ilkesinin
en modern, en mantıklı uygulamasını
sağlayan hükümet biçimi cumhu-
riyettir!.. Cumhuriyet, yüksek ahlak
değerlerine ve niteliklerine dayanan
bir yönetimdir. Cumhuriyet erdem-
dir....” şeklinde tanımlamıştır.
Annesi Zübeyde Hanımın kabri
başında, “Millî hâkimiyet uğrunda
canımı vermek, benim için vicdan ve
namus borcum olsun.” andı içen Ata-
türk, Osmanlı Devleti’nin gücü-
nün zayıflayarak Batı’ya bağımlı
hale gelmesini, milletin yönetim
işlerinden uzak tutulmasına
bağlamış ve “millî hâkimiyet
öyle bir nurdur ki, onun karşı-
sında zincirler erir, taç ve tahtlar
yanar, yok olur. Milletlerin esare-
ti üzerine kurulmuş müesseseler
her tarafta yıkılmaya mahkûm-
durlar.” demek suretiyle cumhu-
riyetin Türk Milleti için önemini
vurgulamıştır. Bu bakımdan
aşağıda yer alan Atatürk ve Halil
Ağa hikâyesi Atatürk dönemi devlet
yönetimi ve Atatürk’ün cumhuriyet
anlayışını ortaya koyması bakımından
güzel bir örnektir .
Nuri Conker’in yardımıyla Florya
Köşkü nöbetçilerini atlatarak köşkten
kaçan Atatürk, Çekmece’ye doğru
ilerlerken akşam güneşi altında çift
süren bir köylüyü görür. Çiftin bir
yanında öküz, bir yanında merkep
vardır. Eşit güçlerle çekilmediği için
sapan yalpa yapmaktadır.
Atatürk köylüye seslenir: “Kolay
gelsin Ağa!..” Köylü bu sese “Kolay
gelsin.” diye karşılık verir.
“İşler nasıl Ağa? Bu yıl mahsulden
yüzünüz güldü mü?”
Köylü isteksiz konuşur: “Tanrı’nın
gücüne gitmesin bey, bu yıl yufkaydı
mahsul. Kabahatin acığı bizde, acığı
yukarda! Biz geç davrandık, yukarısı
da rahmeti esirgedi.”
“Bakıyorum, sabanın bir yanında
öküz, bir yanında merkep koşulu.
Öküzün yok mu senin?”
“Var olmasına vardı ya, hıdrellezde
vergi memurları sattılar.”
“Hiç vergi memurları köylünün
üretim aracını satar mı? Olmaz böyle
şey! Muhtara şikâyet etseydin...”
Köylü güler: “Muhtar başında deel
miydi memurun, a bey?”
Atatürk, “Kaymakama gitseydin.”
Köylü iyice güler. “Sen de benle gönül
Okt. Latif DAŞDEMİR
Ege Üniversitesi
Atatürk İlkeleri ve
İnkılâp Tarihi Bölümü
ATATÜRK ve
CUMHURİYET
mü eyleyon beyim?” der.
Atatürk konuşmayı sürdürür. “E
peki, İstanbul şuracıkta geleydin va-
liye anlataydın derdini.... Onun işi bu
değil mi?” Atatürk’ün saflığına iyiden
iyiye inanan köylü güler. Konuşmanın
tadını çıkardığı için keyiflenir.
“Bırak şu sağırı Allasen, biz onun
buralardan gelip geçtiğini çok gör-
dük. Yakasına yapışsak acep derdimizi
duyurabilir miyiz?”
Atatürk sorar: “Adın ne senin Ağa?”
“Halil... Köylük yerde sorsan, Halil
Ağa derler...”
“Demek varlıklısın?.. Ağa dedikle-
rine göre.”
“Acık çiftimiz- çubuğumuz varken
adımız ağa’ya çıkmış.”
“Peki, Halil Ağa, bu senin
işin beni bayağı meraklandır-
dı. Benim bildiğime göre, bir
çiftçinin üretim aracı elinden
alınmaz. Sen aldılar diyorsun.
Hadi kaymakam şöyle, vali böy-
le diyelim; e peki bir başvekil
İsmet Paşa var bilir misin?”
Atatürk, İzmir-Kemalpaşa’da bir
vatandaşın derdini dinlerken (30 Ocak 1931)
Gözlemevi’nin en dikkat
çeken parçalarından
birisi olan Foucault Sarkacı,
adını Fransız fizikçi Léon
Foucault’dan almıştır.
İlk defa deneysel olarak
Dünya’nın kendi ekseni
çevresinde döndüğünü
kanıtlayan sarkaç
düzeneğidir.
1...,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19 22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,...76
Powered by FlippingBook