Egeden 20. Sayı - page 8-9

6
7
GÜZ 2014
Bilimleri Enstitüleri yeni
kuruluyordu. Daha önce
lisans üstü eğitim, fakülte-
ler bünyesinde oluyordu.
Amerikan sistemi benzeri
enstitüler ülkemizde ve
üniversitemizde de kurul-
maya başlayınca Sermet
Hoca bana Sosyal Bilimler
Enstitüsünü kurma göre-
vini verdi. Sağlık Bilimleri
Enstitüsünü kuran arka-
daşımız daha sonra Tıp
Fakültesi Dekanı oldu. Fen
Fakültesinden bir arka-
daşımız da Fen Bilimleri
Enstitüsü Müdürü tayin
edildi. Böylece benim
için ikinci kez enstitü
günleri başlamış oldu.
Sosyal Bilimler Enstitüsünü kurduk,
kadrolaştırdık.
Ardından yanılmıyorsam
Amerika’ya gittiniz, değil mi?
Evet Enstitü Müdürü iken Fulb-
right bursu ile Amerika’ya gittim.
Sanıyorum Ege Üniversitesinin ikinci
Fullbrighter’ı bendim. Çok güzel bir
araştırma projesi ile gitmiştim, orada
9 ay kaldım. Daha sonra üniversi-
temize rektör olan Prof. Dr. Refet
Saygılı, o tarihlerde Rektör Sermet
Hoca’nın yardımcısı idi. Ben Enstitü
Müdürlüğünden istifa edip gittim
ancak sağ olsun Refet Hoca istifamı
kabul etmemişler. Dokuz ay boyunca
Enstitü Müdürlüğüne vekalet ederek
benim dönüşümü beklemişler. Bu
benim için çok güzel bir jestti. İnsanı
Bunca müdürlüğün, kuruluşun
ardından rektör yardımcılığına da
seçildiniz.
Evet, Sermet Hoca’nın süresi
dolunca yardımcısı Refet Hoca rektör
seçildi 1992 yılında. Ben de o zaman
Amerika’dayım. Gönül Öney ilk rek-
tör yardımcısı olarak atanmış. Herkes
Refet Hoca’ya “İkinci yardımcınızı
atamayacak mısınız” diye soruyor. Bir
müddet sonra geri döndüm ve sena-
to toplantısına katıldım. Refet Hoca
o toplantıda ikinci yardımcısı olarak
beni açıkladı. Böylece döner dönmez
rektör yardımcılığı görevime başla-
mış oldum. Kadrom bölümde, ders-
lerim var. Yoğun tempo nedeniyle
Çeşme’yi daha sonra Edebiyat Fakül-
tesi Dekanı olan Altan Çilingiroğlu’na
emanet ettik. Altan Hoca ile halef
selef olduk. Ben güya rektörlükte
daha rahat çalışabileceğim. Derken
bir gün Ege Üniversitesine Bakan-
lar Kurulu kararıyla İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi kuruluşu eklenmiş.
Birkaç gün sonra Refet Hoca, “Bir
fakülteniz daha oldu” diyerek oranın
kurulması görevini de bana verdi.
Yepyeni bir yer daha kuracaksınız.
Tabii Çeşme’den de deneyimimiz var.
O zaman Su Ürünleri Fakültesinin
eski bir binası vardı ama lime lime.
Çok eski ve riskler taşıyan bir bina
olduğu için orayı yıkıp hemen yeni
bir yerleşim alanı bulduk. Elimizdeki
kadroları iyi değerlendirelim, iyi
seçim yapalım diyerek yavaş yavaş
geliştirdik fakülteyi. Bir müddet
sonra Tarım Ekonomisi bölümündeki
kadromla geçtim oraya.
Hocam tarım ekonomisi, sosyal
bilimler, turizm, iktisat alanlarında
çalışmalar yapmışsınız. Ancak bir
de çok önemli bir kitabınız var. O
da “Çevre Ekonomisi ve Politikası”.
Şu anda dünyanın en önemli ve her
gün biraz daha azalan en önemli
kaynaklarından biri çevre. Ege
Üniversitesi Yayını olarak basılan
kitabınız pek çok üniversitede kay-
nak kitap olarak kullanılıyor. Çevre
ekonomi ve politikası ile ilgilenen-
ler içinde başucu kitabı niteliğinde.
Biraz da ondan söz edelim.
Çevre politikası ve çevre eko-
nomisi dünyada yükselen değerler
arasında. Ben ilk defa 1970 yılında
Amerika’ya gittiğimde, çevre dersi,
çevre konuları falan yoktu. Fakat
sonradan Çevre Bakanlığı gibi bir
yapılanma oluşturulduğu ve çevre
ile ilgili yasalar çıkarıldığı dikkatimi
çekti. O zaman bu akım İngiltere,
Almanya tarafında da benimsendi.
Türkiye’de ise ancak on yıl sonra
bir çevre müsteşarlığı kurulması ve
çevre kanunu çıkarılması söz konusu
oldu. Kitap konusuna geldiğimiz-
de; ben 1980-88 yıllarında tekrar
ABD’ye gittiğimde çevre konusunda
muazzam araştırmalar yapıldığını ve
yayınlar çıkarıldığını fark ettim. Ben
de o zaman Türkiye’yi iyi inceledim.
Baktım bazı üniversitelerde doğal
kaynaklar ekonomisi vs. şeklinde
okutulan bir ders var. Ama tam böyle
çevre, çevre koruma anlamında üni-
versitelerde dersler pek azdı ve yayın
da yoktu. Ben de İktisat Fakültesinde
bu dersleri başlattım. Doğal kaynak-
lar ekonomisi ve onun korunması,
çevre ilişkisi şeklinde. Daha sonra bu
kitabın yazılması konusunda epeyce
birikimim de oldu.
2000’li yıllarda daha önce de git-
tiğim Amerika’ya bu kez misafir pro-
fesör olarak başvurdum. Hem kızım
ve oğlumun orada eğitim görmele-
rine olanak yaratmak istedim hem
de ben akademik olarak yenilenmek
istedim. Wisconsin Üniversitesinde 6
ay görev yaptım. Bu süre zarfında da
Çevre Ekonomisi kitabını geliştirdim
-çok da güzel bir kazanım oldu- çün-
kü gittiğim departman önceki bö-
lümden daha farklıydı, yeni kurulan
bir departmandı; çevreyle ilgili bir
bölümdü. O dönemde kütüpha-
nelerde gözlemlediğim kadarıyla,
yeni yayınlanan kitapların üçte biri
çevre konusunda olmaya başlamıştı.
Çok faydalı oldu, hem ben o uzun
gerçekten onurlandıran bir durum.
Ancak Amerika’dan dönünce ben
müdürlükten affımı istedim, zira bu
işi gayet güzel yürütebilecek çok
sayıda arkadaşımız olduğunu dü-
şünüyordum. Zaten ben iki dönem
Enstitü Müdürlüğü yapmıştım. Ora-
dan ayrıldım fakat kısa bir süre sonra
başka bir görev daha geldi.
Bu kez de Çeşme Meslek Yükse-
kokulunu kurma görevini üstlendi-
niz sanırım.
O zaman Çeşme Meslek Yükse-
kokulunun açılışına karar verilmiş,
senato kararı çıkmış. Çeşme Meslek
Yüksekokulu Turizm (otel ve resto-
ran işletmeciliği) ve Gemicilik (yat
ve liman işletmeciliği) olmak üzere
iki bölümle eğitim hayatına baş-
ladı. Ama Çeşme’de değil, burada
Kampüs’te.
Orada bir yer olmadan Çeşme
adıyla okulun açılması...
Çeşme Belediyesi üniversitemizi
davet etmiş, orada bir okul açılması-
nı talep etmiş. Senato kararıyla okul
hemen açıldı, hemen öğrenci de
alındı ancak Çeşme’de yer yurt ol-
madığı için Kampüs’te acilen bir yer
ayarlandı ve eğitim burada başlandı.
Adını da yazdık tabelaya: Çeşme
Meslek Yüksekokulu. Sonrasında
dönemimin Çeşme Belediye Başkanı
Nuri Ertan’a gittik. Başkanlık oda-
sında büyük bir harita vardı. Harita
üzerinden bize üniversite kampüs
alanı olarak ayrılmış olan yeri gös-
terdi. Devlet Planlama Teşkilatından
kampüs kurmak için yatırım alaca-
ğımız için tahsis belgelerini istedik.
Nuri Bey dedi ki: “Biz size o araziyi
veriyoruz, ancak arazi bizim değil.
Orası bir vakıf arazisi imiş. Biz böyle
bir girişimde bulunduk” dedi. Eski bir
vakıf, sadrazam falan paşa ahvadın-
dan Ayşe Hatun diye bir vakıf. Ama
ne vakfı ne vakfiyesi var. Hak iddia
eden birkaç kişi var, ama ellerinde bir
belge yok. Uzatmayayım benim en
az bir senemi aldı. Ankaraya git gel,
git gel, git gel. Uzun uğraşlar sonu-
cunda 300 dönümlük arazinin tapu-
su tahsisini aldım, çantaya koydum
getirdim, Sermet Bey’in masasına
açtım. “Efendim” dedim, “Çok şükür
bizim artık Çeşme’de 300 dönüm
arazimiz var”. Ondan sonra yatırım
bütçeleri, binalar vs… İki dönem de
orada müdürlük yaptık.
Yeşil Köşk’ün açılış töreninde dönemin Rektörü Prof.
Dr. Refet Saygılı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gönül
Öney ve Prof. Dr. Ali Rıza Karacan bir arada.
1,2-3,4-5,6-7 10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,...84
Powered by FlippingBook