Egeden 22. Sayı - page 7

Ege Üniversitesi’nin altmış yıllık serüve-
ninde çok özel akademisyenler olmuştur.
Bazılarının özgeçmişi, üniversitenin nasıl
bugünlere geldiğine ilişkin tecrübelerle
doludur. Bu özellikleri taşıyan hocaları-
mızdan söz etmeye kalktığımızda genel-
likle ve öncelikle Tıp veya Ziraat Fakül-
tesinden hocalarımız akla gelir. Çünkü
tarihsel olarak onlar öncü olmuştur.
Üniversitemizin Sosyal Bilimler mace-
rası ise epeyce sonra başlamıştır. Önce
Sosyal Bilimler Fakültesi (1982 sonrası
Edebiyat Fakültesine dönüştü) ve Basın
Yayın Yüksek Okulu (ki o da İletişim Fa-
kültesi oldu) ve ardından İktisat ile Eğitim
Fakülteleri geldi.
Sosyal Bilimlerin öncü isimleri ara-
sında Nuri Bilgin’in özel bir yeri bulun-
maktadır. Bu alanın kurucuları arasında
şüphesiz arkeolojiden coğrafyaya, psiko-
lojiden sosyolojiye, Türk Dilinden yabancı
dillere çok sayıda akademisyeni saymak
mümkündür. Ancak Nuri Bilgin’i özel kı-
lan ve bu alanda duayen hoca konumu-
na yerleştiren çok farklı özellikleri vardı.
Bunlardan biri akademinin, kampüsün
hakkını vermesiydi. Dersleri, araştırma-
ları, kitap ve makaleleri, sempozyum,
panel ve konferansları ciddiye alır ve titiz
davranırdı.
Akademisyenliği ve entelektüel fa-
aliyetleri kampüs ile sınırlı tutmazdı.
Yaşadığı şehir, belediyeler ve sivil top-
lumla da sürekli iletişim ve diyalog ha-
lindeydi. Çünkü yaşadığı kente, topluma
ve demokrasiye ilişkin kafa yorardı ve
sorumluluk duyardı. Bu yüzden kitap ve
makalelerinin önemli bir kısmı bunları
anlatma çabasının ürünüydü. Sosyal
sorumluluk kavramını/anlayışını üni-
versitede, bir slogandan öte ete kemiğe
büründürmek için çok çaba sarf etti.
Akademik faaliyetlerini ders, araştır-
ma ve yazmanın yanı sıra, yönetimde
sorumluluk alma, yardımcı olma gibi
faaliyetlerle de bütünleştirmeyi başaran
özel kişilerden biriydi. Yönetmeliklerin
hazırlanması, yeni programların açılması
ve etik kuralların oluşturulması vb. Nuri
Hocamızın imzası olan işler arasında
sadece birkaçıydı.
Nuri Bilgin bir sosyal psikologdu. Ama
sosyal bilimlerin kendi içine kapanması-
na hep karşı çıktı. Onun için öğrencilerini,
meslektaşlarını hep diğer disiplinlerden
de haberdar olmaya ve ilgilenmeye
teşvik etti. Kendisi de böyle yapardı. Tarih,
felsefe, sosyoloji, Türk Dili, arkeoloji,
coğrafya, iletişim bilimleriyle hep ilgi-
lendi. Bu nedenle bütün bu alanlardaki
genç akademisyenler Nuri Bilgin’in ölü-
münden sonra çok önemli bir hocalarını
kaybettiklerini anladılar. Büyük bir boş-
luk oluşmuştu. Çünkü bu kayıp, sadece
psikolojinin değil, aynı zamanda kurulu-
şunda, gelişiminde büyük katkısı olduğu
sosyal bilimlerin ve üniversitemizin bü-
yük kaybıydı.
Bu bölümde Nuri Bilgin’in meslektaşı
ve uzun yıllar dostu olan bazı hocalarımı-
zın kendisine ilişkin değerlendirmelerine
yer vereceğiz. Böylece farklı yönlerini
görerek Nuri Bilgin hocamızı daha iyi
tanıma fırsatı bulacağımızı umuyoruz.
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...80
Powered by FlippingBook