Egeden 3. Sayı - page 18-19

16
17
kezi Müdürü Prof. Dr. Özcan Seçmen
sorularımızı cevaplayarak, bilimsel
niteliğinin dışında, İzmir’de mutlaka
görülmesi gereken yerler arasında
olan bir bahçeyi içinde barındıran
Merkezi, Egeden okurlarına anlattı.
Merkezin bahçesi, burada çalışma-
nın ne kadar büyük bir şans olduğu
izlenimi veriyordu: Rengarenk bitkiler,
başta yeşil olmak üzere doğanın her
tonuyla sarmalanmış küçük ve eski
binalar, nilüferle bezenmiş, balıkların
yüzdüğü havuzlar… Prof. Dr. Seçmen
ile sohbet derinleştikçe bu güzelliği
korumanın ne kadar zor olduğunu
ve bu güzel bahçenin altında yatan
emeği gördük.
Botanik Bahçesi ve HerbaryumUy-
gulama Araştırma Merkezi hakkın-
da bize biraz bilgi verir misiniz?
Merkezimizin isminde hem bota-
nik bahçesi hem de herbaryum geçi-
yor. Dolayısıyla burası sadece bahçe
bazında düşünülmemeli, bahçe ve
herbaryum bir bütün. Bizim canlı bitki
koleksiyonumuz var, yani yaşayan
bitkilerle dolu bir bahçemiz. Bunun
yanında herbaryumda da cansız yani
kurutulmuş bitki koleksiyonumuz
var. Bahçede, dünyanın farklı yerle-
rinden ve Türkiye’den yaşayan bitki
örneklerini barındırıyoruz. Dünyanın
diğer süs kültür bitkilerinden ilginç
olanlarını örnekliyoruz çünkü zaten
Türkiye bitkileri doğada var. Elimizde
bulunanlar Türkiye’nin çok değişik
yerlerinden de çeşitli projelerle, çalış-
malarla, araştırmalarla toplanmış ve
burada muhafaza edilmiş örneklerdir.
Burası halka açık bir yer, hafta içi me-
sai saatlerinde herkes gelip gezebilir.
Botanik Bahçesi, Biyoloji Bölümü’nün
Botanik Anabilim Dalı ile çok sıkı iliş-
kidedir. Botanik bitki bilimidir, bütün
bitkilerle uğraşır ama biz burada daha
çok bitki çeşitliliğini, bitki zenginliğini
ön planda tutarak çalışıyoruz. Bizim
çalışmalarımız bio çeşitlilik yani flora
çalışmalarıdır. Flora bitki çeşitliliği de-
mektir ve ülkemiz flora açısından çok
zengindir. Türkiye’de 11 bine yakın
bitki çeşidi var. Tüm Avrupa’nın bitki
çeşitliliği bu sayının biraz üzerindedir.
Botanik bahçesi İzmir’deki bitki
çeşitliliğini ve daha fazlasını mı
barındırıyor?
Sizin park bahçelerde göreceğiniz
bitkilerin çoğu burada vardır. Bazen
vatandaşlar tanımlayamadıkları bitki-
leri bize getirir. Mesela ABD’ye gitmiş
ve ordan bitki getirmiş birisi bunu bize
getirir ve farklılık gösteren bir bitki ise
biz de bahçemize katarız. Genelde eg-
zotik bitki dediğimiz yani dıştan gelen
bitkiler ağırlık olarak botanik bahçesi
çalışmaları kapsamındadır. Herbar-
yum ise daha çok doğal bitkilerle
uğraşır, kuru örnekler daha çok doğal
bitkilerdir. Egzotik bitkiler veya kültür
bitkileri Herbaryumun ilgi alanında
pek bulunmaz. Evinizde yetiştirdiğiniz
bitkilerin çoğu seralarımızda vardır.
Hatta evinizde olmayan bitkilerin de
çok farklı olanları burada vardır. Mesela
evinizde hiçbir zaman karabiber ağacı
yoktur. Sizin bildiğiniz karabiber ağacı
zaten karabiber değildir. Diğer taraftan
kahve bitkisi vardır. Evinizde kahve ye-
tişmez. Evinizde bir çeşit kauçuk yetişir
ama bizde 10 çeşit kauçuk yetişir.
İzmir doğal ortamında yetişemeyen
yani İzmir bitki örtüsüne uygun ol-
mayan bitkiler burada sera ortamın-
da yetişiyor değil mi?
Tabii ki, zaten amaç o, sera olmasa
buradakilerin çoğu yetişemez. Bizim
aşağı yukarı 10-13 tane seramız var.
Tropik sera var, kaktüs seramız var,
ılıman olan bitkilerin yetiştiği seralar
var, orkide serası var… Bunları evde
yetiştiremezsiniz.
Merkezin Botanik AnabilimDalı ile
bağından söz ettiniz. Burada gerçek-
leştirilen eğitim amaçlı faaliyetler-
den bahseder misiniz?
Burası ilk olarak biyoloji öğrenci-
lerine laboratuvar ya da uygulama
alanı sağlamak amacıyla kurulmuş. İlk
yeri de Bornova Metrosu’nun karşı-
sındaki şimdi Bilgisayar Mühendisiği
Bölümü’nün olduğu binadaymış.
Orada bir balkonda başlamış bota-
nik bahçesinin kurulumu. Ders için
gereken materyali burada yetiştirmiş-
ler. Daha sonra alınan kararla şimdiki
yerinde bir botanik bahçesi kurulmuş.
Bizim bahçemizin ayırıcı özelliği
şudur: Kurulurken bölümden ayrı bir
birim olarak tasarlanıp, herbaryumla
bahçesi birlikte düşünülerek yapılmış.
Bugün üniversitelerin bir çoğunda
herbaryum vardır bahçe yoktur.
Bazılarında bahçe vardır ama herbar-
yumu bölümün içindedir. Türkiye’de
bu konumda bahçe kurma çalışmaları
var, ama en eskisi biziz. Ülkemizde bu
amaçla ilk kurulan, İstanbul Üni-
versitesi Botanik Bahçesi’dir. Ancak
herbaryumu ile bahçesi birlikte
aynı alanda ve ayrı bir birim olarak
ülkemizde ilk kurulan bahçe, bizim
bahçemizdir. Zamanında oradan
hocalarımız gelmiş, orda gördükleri-
ni burada uygulamışlar, daha iyisini
yapmaya çalışmışlar. Bunların içinde
İstanbul, Çukurova, Süleyman Demi-
rel ve diğer üniversitelerdeki bahçe-
ler sayılabilir. Ülkemizin üniversiteler
dışındaki ilk önemli özel bahçesi de
Karaca Arboretumu’dur. Son yıllar-
Herbaryum’da çoğunluğu Batı
Anadolu, Ege Bölgesi’nden
toplanmış, kurutularak ve
arşivlenmek üzere işlemden
geçirilmiş 30 bini aşkın örnek
bulunuyor.
da buna İstanbul Nezahat Gökyiğit
Botanik Bahçesi ile Köyceğiz Palmiye
Merkezi eklenmiştir. Ayrıca İstanbul
Atatürk Arboretumu da önemli bah-
çelerdendir.
Eğitim çalışmalarımız sadece ana-
bilim dalıyla sınırlı değil. Her sene 100
üzerinde okulla randevulu şekilde
çalışarak onlara bitkileri tanıtıyoruz.
İzmir ve civar il ve ilçelerden ilköğ-
retim, lise ve üniversite öğrencileri
buraya geliyor. Anaokullarından da
buraya eğitim amaçlı geziler düzenle-
niyor. İzmir okullarının hepsi geliyor.
Eğitim-öğretim yılının başında rande-
vu alıyorlar. Bunun dışında halktan da
ilgi duyanlar var. Bizim yetiştirdiğimiz
öğrenciler genelde rehberlik ediyor.
Bir botanik ve herbaryummerkezi
kurmak neden zor bir iş?
Büyük yatırım isteyen bir iş bu.
Büyük yatırım da bitkiyle insan gücü
arasında bazen tercih yapma duru-
munda bırakıyor yöneticileri. Yatırımı
acaba bitkiye mi yatıralım insana mı?
Büyük kaynaklar gerekiyor. Mesela
bizim seralar yapımı ‘67-‘68 yıllarında
gerçekleşti. 40 sene tekrar bunların
bakımı, onarımı için bütçe gerekiyor-
du. Yağmur suyunu alıyor, orkideler
için kullanıyorduk, ama onlar zaman
içinde işlevini yitirdiler. Hele öyle bir
zaman oldu ki kaynak sıkıntısı üniver-
sitelerde hat safhalardaydı. O süreçte
bir şey yapılmadı. Dolayısıyla kolay bir
şey değil böylesi bir merkezi kurmak
ve çalışmaları sürdürmek, büyük
yatırımlar istiyor.
Merkezin geliri var mı?
Çok sınırlı bir gelirimiz var. Döner
sermayemiz var. Döner sermayede
kendi işimizi, saksımızı, toprağımızı,
gübremizi alabilecek bir kaynağımız
var. Bitki satışımız ve ayrıca bir ders
kitabı satışımız var. Büyük işler değil
ama kendi küçük ihtiyaçlarımızı
gideriyor. Büyük ihtiyaçlarımız tabi
Rektörlük tarafından karşılanıyor.
Buradan herkes bitki satın
alabiliyor mu?
Tabii kesinlikle herkes alabiliyor.
Ama orda da şöyle bir sorun yaşıyo-
ruz: Ticari amaç güden bir işletme
olmadığımız için müşterilerle pazarla-
ma odaklı iletişim kurmıyoruz, ayrıca
burada öğrenim amacıyla üretilmiş
materyalleri satışa sunarak değerlen-
diriyoruz. Ama tüm İzmirliler buradan
gelip bitki alabilirler. Son zamanlarda
seralarımızın dolmuş olması sebe-
biyle sadece çok ilginç olan şeyleri
üretme kararı aldık.
Projelerinizden bahseder misiniz?
Dünya botanik bahçeleri artık
nesli tehdit altında olan, korunması
gereken bitkileri koruma çalışmaları
yapıyor. Merkez bünyesinde 2000
yılına kadar ağırlıklı olarak ülkemiz
bitki zenginliğinin ortaya konması-
na yönelik projeler yürütüldü. 2000
yılından sonra bu zenginlik içerisinde
nesli tehlikede dar yayılışlı endemik
türlerin korunmasına yönelik çalış-
malara ağırlık verildi. Geçen 9 yıllık
sürede 3 BAP ve 1 TÜBİTAK projesi
tamamlanmış ve projeler kapsamın-
da İzmir çevresinde yayılışa sahip 5
türün dar yayılışının nedenleri, hayat
döngüleri ve koruma stratejileri or-
taya konmuştur. 2009 yılı başında ise
yeni alınan “Bozdağ’a Özgü Endemik
Bitkilerin Koruma Biyolojisi” başlıklı
TÜBİTAK projesi ile İzmir, Bozdağ’da
endemik 4 türün koruma biyolojisi ça-
lışılmaya başlandı. Bugün bu projeler
ile ülkemizde bu alanda ilklere imza
Merkezin elemanlarınca
Türkiye’de ve dünyada ilk kez bulunan bitkiler
Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezinde çalışan öğretim
elemanları tarafından çeşitli tarihlerde yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda Türkiye ve bilim
dünyası için 15 yeni bitki türü bulunup onlara yeni isimler verilmiştir. Bunlardan bazı örnekler;
Acinos troodi (Post) Leblebici subsp. vardarianus Leblebici; Flueggea anatolica Gemici;
Erodium olympicum Gemici&Leblebici; Hypericum kazdaghensis Gemici& Leblebici;
Lythrum anatolicum Leblebici& Seçmen; Helichrysum unicapitatum Şenol, Seçmen&Öztürk
Merkezin eski çalışanlarından Uz-
man Erkuter Leblebici emekli olduktan
sonra seramik sanatına yöneldi. Eserleri
pek çok ödül alan sanatçı, İzmir’in antik
çağdan günümüze kadar olan tarihini
betimleyen motiflerle bezeli 3 parça
halindeki seramik eserini merkezin
bahçesine hediye etti.
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17 20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,...84
Powered by FlippingBook