Egeden 4. Sayı - page 12-13

10
11
BAHAR 2010
Bergama, İzmir’in yüzölçümü açı-
sından civar ilçeleri arasında en büyüğü
olmanın yanı sıra içinde barındırdığı
tarihî mirası ve insanlık tarihine kattığı
ilklerle de çok önemli bir yere sahip.
Örneğin Bergama tarihte, Ege’de ilk
başkent olma özelliğine sahip. Adeta
bir “Açık Hava Müzesi”özelliği taşıyan
bu görkemli kent, 4 antik tiyatroyu
birden içinde barındırıyor. Üstelik bun-
lardan biri dünyanın en dik tiyatrosu
olmasıyla ünlüyken, diğer bir tanesi
de dünyada yalnızca 4, Türkiye’deyse
2 tane bulunan ve içinde su oyunları-
nın da yapılabildiği sisteme sahip bir
tiyatro.
Bütün bu tarihi özellikleriyle dikkati-
mizi çekti, daha iyi tanımak ve tanıtmak
istedik Bergama’yı. Bergama’nın eski be-
lediye Başkanı Sefa Taşkın rehberliğinde
adım adım tarihine yolculuk yaptık
bu güzel ilçenin. Türkiye Cumhuriyeti
öncesinde 6 uygarlık kendisinden miras
bırakmış Bergama’ya... Ve “Hangi taşı
kaldırsanız altından tarih fışkırıyor” sözü
sanki Bergama için söylenmiş gibi...
Bergama’ya gidince ilk uğranılacak
yerlerden biri Serapeion... Tamamı
kırmızı tuğlalardan yapılmış olması ve
büyük bir avluya sahip olması nede-
niyle halk arasında “Kızıl Avlu”olarak
bilinen tapınak, Roma Dönemi’nde
Mısır Tanrıları’na verilen önem sebebi
ile aşağı Bergama kentinin tammer-
kezine inşa edilmiş. Tapınağa, avlunun
batı cephesinde yer alan ve bugün hâlâ
ayakta olan anıtsal bir kapıdan giriliyor.
Üç dinin kutsal merkezi
olmuş Kızıl Avlu…
Milattan Sonra 1-2. yüzyılda
Mısırlılar’la karşılaşan Romalılar on-
lardan çok etkilenmiş, özellikle Roma
İmparatoru Adrianus zamanında, Mısır
Tanrıları adına tapınaklar yapılmış.
Bu tapınağın girişindeki kulelerden
birisi bu tanrılardan İzis’i, diğeri de
İzis’in eşi Osiris’i temsilen inşa edilmiş.
Serapeion’un en önemli özelliği bugün
Anadolu’da ayakta kalan, tuğla, eski ve
yüksek binalardan biri olması. Yapılarda
tuğla kullanımı Romalılar’la yaygınlaş-
mış olmasına rağmen, Serapeion’un
sağlam ve dik yapısına bakıldığında, bu
kadar uzun süre tuğlalar nasıl ayakta
kaldı sorusunu aklından geçirmeden
edemiyor insan. Bunun sırrı ise, tuğla
duvarların hepsinin önceleri mermer
kaplı olması, ancak yapıştırma olan bu
parçalar zamanla düşmüş ve bugüne
sadece tuğlalar kalmış... Yapıda dikkati
çeken bir diğer unsur da Mısır kültürüne
uyum sağlaması açısından kirişlerin
üstüne inşa edildiği karyatitler (sırt sırta
yapışmış kadın heykelleri). Bir diğer
önemli özellik ise bu tapınağın 3 büyük
dine hizmet etmiş olması, halen de kul-
lanılmaya devam ediyor olması. Dinsel
hoşgörünün en güzel örneklerinden biri
olan bu tapınak, dünyada üç dine birden
hizmet etmiş ender örneklerden biri…
MS 5. yüzyılda doğu Roma İm-
paratorluğu gerileyip yerini Bizans
İmparatorluğu’na bırakırken, Hristiyan-
lık yayılmaya başlamış ve buralarda
Paganlarla Hristiyanlar arasında büyük
din savaşları olmuş. İncil’in son bölü-
münde yer alan St. John’un bir vahi-
yinde, “Bergama’ya git. Orada şeytanın
tapınağı vardır. Onu yık” şeklinde yer
alan emir, şeytanın tapınağı derken,
Pagan Kültürü’nün merkezi olan
Zeus Sunağı’nı işaret etmiştir. Roma-
lılar, Zeus Sunağı’nı yok etmek üzere
Bergama’ya gelen Antipas’ı yakala-
yıp, onu Serapeion’un orta yerinde
bulunan içi boş, açılıp kapanabilen
heykelin içinde yakmışlar. Uzun zaman
Antipas’ın Bergama’da mezarı olduğu
söylenmiş. Sefa Bey, Antipas için“esmer
biri, büyük ihtimalle Afrikalı”diyor.
Ve Sefa Bey’in çocukluğu zamanında
Serapeion yakınlarında bir “Arap Dede
Yatırı”bulunduğu söylenirmiş. Kim bilir
Bergamalılar’ın Arap Dede diye andıkla-
rı yatır, belki de Zeus Sunağı’nı yıkmaya
gelen Antipas’ın kendisinindir…
Sonraları hristiyanlığın hakim olma-
sıyla Serapeion bazilika olarak yeniden
kullanılmaya başlanmış. Bergama, hris-
tiyanlık tarihi açısından da son derece
önemli bir yer olmuş…Anadolu’da
kullanılan ilk yedi kiliseden birisi olan
Bazilika’nın Bergama’da bulunması
nedeniyle, Roma İmparatorluğu’nun
Asya kıtasındaki topraklarında Kutsal
Kitap İncil ilk kez Bergama’da görülmüş.
“Mısır Tanrılarının Tapınağı”olarak da
bilinen, Hıristiyanlığın ilk yedi kilise-
sinden biri olan ve İncil’de adı Aziz
Yuhanna ile birlikte geçen Serapeion
Tapınağı, 2003-2006 yılları arasında
Aziz Yuhanna’nın (St.John’un) doğum
tarihinde Fener Rum Patriği Bartho-
lomeos başkanlığında düzenlenen
ayinlere de ev sahipliği yapmış. Pagan
döneminde tapınak, Hıristiyanlıkta
kilise olarak kullanılan Kızıl Avlu’nun bir
kısmı bugünlerde Bergamalılar’a cami
olarak hizmet vermeye devam ediyor.
İlk yerleşimAlanı: Akropol
Bergama, ”kale” ile ilgili bir sözcük-
müş. Ve bir kale içinde olan şehrin ilk
yerleşim alanı Akropol’un bir benzeri
bugün Atina’da yer alıyor.
Bergama, Lidya ve Pers ege-
menliğinden sonra MÖ 4. yüzyılda,
Makedonya Kralı Büyük İskender’in
egemenliğine girmiş, Makedonya’da
Helen birliğini sağlayan Büyük İskender
Anadolu’yu Pers egemenliğinden kur-
tarmış ve İmparatorluğunu Hindistan’a
kadar yaymış. Fakat, İskender’in erken
yaşta ölmesi üzerine imparatorluk
üç komutanı arasında paylaşılmış,
Lysimakhos adlı komutan Trakya’da
kendine küçük bir egemenlik alanı
kurmuş, hazinesini emniyetli bir yere
götürmesi için, komutanlarından biri
Sol Sayfadaki: Kırmızı tuğlaları nedeniyle halk arasında “Kızıl Avlu”diye anılan
Serapeion’un üç dinin kutsal merkezi olmuş, bugün de sol yanındaki kubbe cami
olarak kullanılmakta.
Sol üstteki: Athena Tağınağı’ndan geçilen Trayan tapınağını destekleyen tonoz-
ların altındaki bu koridor boyunca sağlı sollu depolar bulunmaktadır.
Sol alttaki: Çukur Han, tarihi Osmanlı Arastası içersinde yer almaktadır. Başka
bir yerden yük getiren ya da ticaret için gelen insanların yük ve hayvanlarıyla
ayrı bölmelerde barınmalarına olanak sağlayan ve büyük oranda korunan tek
han Bergama’da Çukur Han’dır. Bir şehir içi hanı olan, Çukur Han, inşa tarzına
göre XIV. – XV. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yapı malzemesi olarak
ikili üçlü tuğlalar arasına küçük yonu taşlar kullanarak almaşık duvar tekniği
görülür. Çukur Han, iki katlı olup alt kat, depo, ahır ve işyeri olarak kullanılmak-
tadır. Çarşı içine açılan anıtsal kapısı bulunmaktadır. Kapı üstündeki oda, dört
duvar üstüne oturtulmuş kubbesiyle bu güne kadar sağlam olarak gelebilmiştir.
Bunun iki tarafındaki odaların tonozla örtülü olduğu anlaşılmaktadır. Dört köşe
olan avluyu iki kat hayat çevirmektedir. Çukur Han’ın iç avlusunun bir kenarı 15
metre uzunluğunda olan kare bir mekandır. Bu avlu etrafında 20 eyvan ve 28
oda yer almaktadır. Hanın ortasında bir su kuyusu vardır. Hayvan damı hanın
doğusunda yer alır.
Üstteki: İnşa edildiği 19.yüzyılın sonlarında, üst katı Akropolis Oteli, alt katı
kahvehane olarak kullanılan bu bina yeniden restore edilmiş, fakat bugünlerde
kullanılmamaktadır.
Alttaki: Kentin tarihi dokusunu tamamlarcasına, kentin ve güneşin tadını
çıkaran Bergamalılar...
Gamze KARADEMİR EROL
Engin ÖNEN
Ali İhsan MİMTAŞ
Serapeion
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11 14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,...72
Powered by FlippingBook