Egeden 4. Sayı - page 14-15

12
13
BAHAR 2010
olan Philetairos’a ver-
miş. Komutan da 18
ton altından oluşan
bu hazineyi getirip
Bergama’ya sakla-
mış. Bu arada öteki
komutanlar kendi
aralarında tartışıp sa-
vaşırken Lysimakhos
ölmüş, hazinesi de
Philetairos’a kalmış.
Philetairos, bu hazine ile yavaş yavaş
Bergama’da egemenliğini geliştirmiş.
Efsaneye göre çocukluğunda bir cena-
ze merasiminde ezilmiş o nedenle de
kendi çocuğu olmuyormuş, bu nedenle
de mirasını kardeşinin oğullarına bırak-
mış. Onlar da aynı amcaları Philetairos
gibi mirası Bergama’daki egemenliğin
geliştirilmesine harcamışlar. Bilgiye
kültüre önem veren adamlarmış
bunlar, dönemin bütün ilim adamlarını,
sanatçılarını Bergama’ya toplamışlar.
Eski Atina uygarlığını burada tekrar
canlandırmak için çalışmalar yapmış-
lar. Böylece adım adım imparatorluğu
geliştire geliştire Bergama Krallığı’nı
Adana’dan İstanbul çizgisinin batısına
hükmeder hâle getirmişler.
Bergama Akropol’ünde; Zeus
Sunağı’nı, Dionysos Tapınağı’nı, Athena
Tapınağı’nı ve Demeter Tapınağı’nı
inşa etmişler. Bu yapıların içinde en
önemlisi ise Zeus Sunağı’dır. Bu yapı
Bergamalılar’ın büyük zaferini sembo-
lize etmek için inşa edilmiş. Heykelcilik
sanatının ilk ve en güzel örnekleri yine
Bergamalılarca bu büyük sunağın
üzerinde uygulanmış. 200 bin tomar
kitaptan oluşan Büyük Kütüphane’yi
kurmuşlar, parşömen kağıdından kendi
icat ettikleri kitaplarla bu kütüphanede
büyük bir kültür hazinesi yaratmışlar ve
Mısır uygarlığı ile yarışır hale gelmişler.
Sunağı Berlin’e kaçırmış
amamezarı Bergama’da
1870’li yıllarda Bergama-Dikili
demiryolunu yapmak için Almanya’dan
bir mühendis gelmiş: Carl Humann.
Yolu yapacak taş ararken, burada çokça
bulunduğunu öğrenip, Bergama’ya
gelmiş. Humann, Bergama’da gerçek-
ten de çok ama tarihi açıdan önemli
taşlar bulunduğunu fark etmiş. Kayın-
biraderi Berlin’de bir müzenin müdürü
olduğu için onu da çağırmış Humann.
Birlikte yaptıkları incelemeler sonucun-
da Helenistik Dönemmimarisinin en
güzel örneği olan Zeus Sunağı’nı, parça
parça önce Dikili’ye, orada bekleyen
savaş gemileri ile Almanya’ya sevk
etmeye başlamışlar. Yaklaşık 10-15 sene
13 Nisan 1934’te Atatürk Bergama’ya gelir.
O dönemde Asklepion’daki kazılar devam
etmektedir. Akropolü gezdirirler Atatürk’e.
O da bunlardan gerçekten etkilenir. Çevre-
sindekilere talimat verir, “Bu çıkan eserleri
toplayın, burada bir müze oluşturun”der.
Bunun üzerine 1936’da cumhuriyetin ilk
arkeoloji müzesi Bergama’da kurulur. Yani
bugünkü Bergama Müzesi... Daha sonra
Atatürk, “Bergama’nın bu tarihini anlatacak
bir festival de yapın”der. Sonra bir komisyon
oluşturulur, 3 yıl boyunca düşünürler ve
Bergama Kermesi’ni yapmaya karar verirler.
1937 yılında da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk
yerel festivali kutlanır. Bu kermes o yıldan
beri aralıksız olarak kutlanır. II. Dünya
Savaşı’nda dahi yapılmıştır. Bu yıl da 74.’sü
gerçekleştirilecek, 7-13 Haziran tarihleri
arasında... Bu kermeste, antik tiyatromuzda
tiyatro gösterileri, konserler olur; şehir
merkezinde şiir dinletileri, halk dansları gös-
terileri olur; yazarlar, şairler gelir... Kermesin
son gününde Kozak Yaylası’na gidilir, oradaki
köylerde mesela çok güzel şarap üretilir,
köylüler de kendi ürettikleri ürünleri kermese
Üstteki: Osman Bayatlı, çok vefakar ve önemli
bir insan. 1920’lerde Bergama’ya bir öğretmen
olarak gelmiş. Sıradan bir öğretmen. Ama
Bergama’da gördüğü tüm tarihi mirasa hayranlık
duymuş. Başlamış çalışmaya, bu uğurda bütün
servetini harcamış. Burada zengin bir aileye de
damat olmuş. Kazılar yapmış, 20’ye yakın kitap
yazmış. Üstelik kitapları henüz bilimsel olarak
aşılamamış durumda. Tüm bunların yanı sıra bir
de müze kurmuş. İlk etnografya müzesi onun.
Bergamalılar’ı örgütlemiş, dernek kurmuş:
Bergama’yı Sevenler Derneği’ni... Kısacası
Bergama’ya adamış ömrünü, onun için de heykeli
dikilmiş Bayatlı’nın, ve heykelin bulunduğu mey-
dana da adı verilmiş, Osman Bayatlı Meydanı...
Bergama Cumhuriyet Meydanı, ortasında “Bergama’nın Gözü”olarak anılan bir küçük havuzun yanı
sıra, Bergama’da yaşamış tüm uygarlıklara ait birer sütuna ev sahipliği yapmaktadır.
Bergama Eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Türkiye’de belki de ilk defa Atatürk’ün
halkla yanyana ve aynı boylarda -omuz omuza- gösteren bir heykelini yaptırmış meydana.
Soldaki: Bergama’daki Zeus Sunağı’nı bulan
Carl Human, bir sonraki gelişinde eserleri
bulabilmek için buluntularının yanına
fotoğrafta görünen iki büyük çam ağacını
işaret olarak dikmiştir.
Alttaki: Ne gariptir ki, Zeus Sunağı’nın Berlin
Müzesi’ne taşınmasını sağlayan Human’ın
mezarı, bugün Bergama’da Akropol’de baş ve
ayak ucunda iki ağaçla yatmaktadır.
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13 16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,...72
Powered by FlippingBook