Kalem Gazetesi 164. Sayı - page 9

SAĞLIK
Ka em
9
OCAK
2014
C
M
Y
K SAYFA 9
e
Ge
Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksi-
yon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Çağrı Büke son dönemde yaygın olan
grip enfeksiyonunu değerlendirdi. Prof. Dr. Büke,
“Soğuk algınlığına yol açan bazı virüslerin de gribe
benzer ağır ve ciddi hastalığa yol açabildikleri
akıldan çıkartılmamalı” dedi. Gripte 2013’ün ara-
lık ayında vaka sayısı üç katına yükseldi.
Sonbahar ve kış aylarının, kuzey yarımkürede,
başta grip (influenza) virüsleri olmak üzere soğuk
algınlığına neden olan virüslerin de
hastalık yapma mevsimleri olduğunu
belirten Prof. Dr. Büke, “Bu dönem-
lerde toplumlarda en yaygın olarak
üst solunum yolları enfeksiyonlarına
rastlanmakta. Dünya Sağlık Örgü-
tü’nün (DSÖ) verileri bunu doğrular
biçimde. Kuzey yarımkürede bulunan
ülkelerde mevsimsel grip vakalarında
44. haftadan, yani Kasım 2013’den
beri artışın görüldüğü ve bunun gide-
rek arttığı belirtilmekte” diye konuştu.
“HER VİRÜS GRİP VİRÜSÜ DEĞİLDİR”
Ancak sonbahar ve kış aylarında influenza
virüslerinden farklı pek çok virüsün, bir başka üst
solunum yolu enfeksiyonu hastalığı olan soğuk al-
gınlığına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Büke;
“Bu durum yanlış olarak grip diye tanımlanabil-
mekte. DSÖ verileri incelendiğinde Türkiye’de
2013 yılının son haftasında üst solunum yolu en-
feksiyonu nedeniyle sağlık kurumlarına başvuran
olguların sadece %50’sinde influenza virüsleri
saptandı. Bunun diğer anlamı %50’sinin influenza
dışı diğer mikroorganizmalar ile üst solunum yolu
enfeksiyonunun geliştiğini gösterir” dedi.
Soğuk algınlığına yol açan bazı virüslerin de
gribe benzer ağır ve ciddi hastalığa yol açabildikle-
rini vurgulayan Prof. Dr. Büke; “Bunun en çarpıcı
örneği 2012 yılında ilk defa Suudi Arabistan’da
saptanan soğuk algınlığı etkeni yeni bir coronavi-
rus enfeksiyonudur. Bugün Katar, Tunus, Ürdün,
Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Fransa, Al-
manya, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde de olmak
üzere olgu sayısı 170’e ulaşmıştır ve bunların 72’si
pnömoni nedeniyle kaybedildi” diye konuştu.
RİSK GRUPLARI DAHA DİKKATLİ OLMALI
Mevsimsel gripte risk gruplarının daha çok dik-
kat etmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Büke; “Risk
grubu olarak adlandırılmalarının en önemli sebebi,
bu kişilerde gribin seyri sırasında pnömoni (yani
zatürre) gelişme riski ve sonuçta ölüm
olasılığı bulunmasıdır. Günümüzde risk
grubu olarak kabul edilen kişiler, kro-
nik akciğer, kronik kalp, kronik böbrek,
kronik karaciğer hastalığı olan olgular,
şeker hastaları, nörolojik hastalığı olan
kişiler, kanser hastalığı olan ya da teda-
visini alan kişiler, bağışıklık sistemini
baskılayan diğer başka türden hastalığı
olan ya da buna sebep olabilen ilaçları
kullanan olgular, organ nakli yapılmış
olgular ve hamilelerdir. Hiçbir hastalığı
olmamasına karşın 65 yaşın üzerindeki tüm kişiler,
küçük çocuklar ve aşırı kilolu olanlar da risk gru-
bunda yer almakta” dedi.
“RİSK GRUPLARINA GRİP AŞISINI ÖNERİYORUZ”
Risk grubundaki kişilere hastalığa yakalanma-
dan önce grip aşısı yaptırmayı öneren Prof. Dr.
Çağrı Büke; “Virüslerdeki değişiklikler nedeniyle
bir önceki grip mevsiminde grip geçirip iyileşen
kişilerin ya da aşı ile hastalığa karşı korunan risk
grubundaki kişilerin bir sonraki dönemde de virüs
bulaştığında gribin gelişmesi ile sonuçlanacak.
Buna karşı alınması gereken önlemler kişisel ted-
birlerden geçmekte. Bunlar, hasta kişilerin solu-
num sekresyonlarının buruna ve göze temas
etmesinden kaçınmak, elin herhangi bir kişinin eli
ile ya da çevredeki eşyalar ile teması sonrası yıka-
yıncaya kadar asla buruna ve göze değdirmemek
olarak sıralanabilir” diye konuştu.
Ege Hemofili Hasta Okulu’nda 2014’ün ilk ders zili çaldı
3
1
Mart 2012 tarihinde ilk dersine
başlayan Ege Hemofili Hasta Okulu
eğitimlere devam ediyor. Okulda
2014 yılının ilk dersi 4 Ocak’ta Ege Üni-
versitesi’nde gerçekleştirildi.
Okulun kurucusu Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Fahri Şahin, okul projesini
bir sosyal sorumluluk projesi olarak gör-
düğünü ve imkan olduğu sürece devam
ettirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Hastaları ve hasta yakınlarını en iyi şe-
kilde bilgilendirmek amacıyla yola çıktık-
larını belirten Dr. Şahin, “Derslere
alanında uzman meslektaşlarımızı davet
ederek hastalara doğru bilgiyi aktarıyo-
ruz. Hemofili, hastalarda aniden eklem
kanamalarına yol açan bir hastalık ol-
duğu için hastaların bilgili olmasına
önem veriyoruz. Çünkü kanama olduğu
zaman en kısa süre içinde faktör
uygulanması hayati önem taşıyor”
diye konuştu.
KORUYUCU TEDAVİ ÖNEMLİ
2014 yılının ilk dersinde de hasta ve
yakınlarına hemofili alanındaki gelişme-
ler hakkında bilgi verildiğini anlatan Dr.
Şahin, özellikle eklem kanamaları ve ko-
runma tedavileri hakkında bilgi verdikle-
rini söyledi.
Dr. Şahin, “Ağır hemofili hastalarında
önlem alınmaz ise yılda 20 kanama ola-
bilir. Bu yüzden koruyucu tedavi olarak
haftada 2-3 kez ilaç yapılması gerekiyor.
Kanamanın olduğu an faktörün uygulan-
ması lazım. Maalesef hastalar arasında
faktör uygulamayı bilmeyenler var. Bu yıl
da geçen yıllarda olduğu gibi damar içi
faktör uygulama dersleri vereceğiz. Has-
talarımızın yüzde 75-80’i faktörlerini
kendileri yapabiliyorlar. Çocukluk çağın-
daki hastalara Prof. Dr. Kaan Kavaklı ve
ekibinin yaz kamplarında verdiği eğitim-
ler çok faydalı oluyor. Hastalar kanama
hissettiklerinde 2 saat içerisinde faktör
uyguladıklarında kanamayı kontrol
etmek mümkün olabiliyor. Bu durum
hem daha az faktör kullanılması hem de
sağlık harcamalarının daha az olması an-
lamı taşıyor” ifadelerini kullandı.
Hastaların en çok merak ettiği konu-
nun hemofilide gen tedavisi olduğunu
açıklayan Dr. Şahin, “Gen tedavisi ile ilgili
çalışmaların ilk sonuçları umut verici.
Hemofilide gen tedavisi önümüzdeki yıl-
larda üzerinde en çok konuşulacak konu
olacak, ülkemizde de benzer çalışmalar
yapılacak” dedi.
Zekai Mahir Aktepe
Risk grubundakiler mutlaka aşı olmalı
Grip yayılıyor
“Ateş yüksekliği antibiyotik
kullanımı için asla bir gerekçe değil”
Gripte
en sık karşılaşılan yakınmaların, boğaz ağ-
rısı, kuru öksürük ile beraberinde kas ve eklem ağrısı,
baş ağrısı, ateş yüksekliği olduğunu söyleyen Prof. Dr.
Çağrı Büke; “Gripte karın ağrısı ve ishalin de görülebil-
diği 2009 yılındaki İnfluenza A H1N1 salgını sırasında
görüldü. Ateş yüksekliği antibiyotik kullanımı için asla
bir gerekçe değil. Yine zorunlu olmadıkça ateşi düşür-
mek (çocuk, yaşlı, hamile, kronik kalp, akciğer hasta-
lığı, nörolojik hastalığı olanlar hariç) her zaman doğru
bir uygulama olmayabilir. Antibiyotik ve antipretik kul-
lanımı konusunda hekime danışılmalı. Yatak istirahati
ve yeterli sıvı alımı ve beslenme iyileşmeyi hızlandır-
makta. Özellikle ateş yüksekliği 5-7 günden daha uzun
sürerse, kuru öksürük balgamla birlikte öksürüğe dö-
nüşürse pnömoni (zatürre) akla getirilmeli ve hekime
başvurulmalı” dedi.
Prof. Dr.
Çağrı Büke
1,2,3,4,5,6,7,8 10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,...20
Powered by FlippingBook