Topluma Hizmet Kitabı - page 6

6
hususları dikkate almamaktadır. Öğrencilerimizin bu boyutlardaki geli-
şimi, ancak ve ancak belirli kültür ve sanat etkinliklerinde bulunmaları,
toplumsal sorumluluk projelerinde yer almaları, kongre, sempozyum,
seminer ve benzeri bilimsel toplantıları izlemeleri, toplumda dezavantajlı
grupların entegrasyonuna yönelik hizmetlere (okuryazarlık eğitimi, kadın
çalışmaları, yetişkin eğitimi programları, felaketzedelere, yaşlılara, şiddet
ve istismar kurbanlarına yardım kampanyaları, uyuşturucu alışkanlığına
ve alkolizme karşı mücadele vb) katılmaları; yerel yönetim çalışmaları ve
sivil toplum kuruluşları çerçevesinde gönüllü çalışmalar yapmaları gibi çe-
şitli yollardan sağlanabilir.
İkinci önemli soru, bu derslerin seçmeli veya zorunlu olmasıdır. Hiç kuş-
kusuz, ‘özerk ve özgür bir düşünce düzeyine erişmiş yetişkin bireylerin’
her ne yapıyorlarsa, gönüllü olarak kendi istekleriyle yapmaları tercih
edilen bir durumdur. Ancak görünüşte ‘şık’ duran bu anlayış, pratik bir
değer taşımamaktadır. Neden? İlk olarak hiçbirimiz, bu tanımın varsay-
dığı koşullara sahip olmadığımızdan tercihlerimiz, koşullardan bağımsız
tercihler değildir. Tüm koşulların eşit olduğu şeyler arasında tercihler yap-
mıyoruz. Çoğu durumda yaşam koşullarının yorduğu insanlar olarak ‘en
az çaba kanunu’yla hareket ediyoruz. Günlük yaşamımızda genellikle, faz-
la zaman harcamadan, fazla kafa yormadan, tüm seçenekleri dikkate al-
madan kararlar veriyoruz. Zihinsel kestirmelerden sonuca varıyoruz. Öte
yandan imkânların ve alışkanlıkların şekillendirdiği yaşam tarzlarımız, de-
ğişikliğe izin vermiyor. “Alışkanlıkların insanın ikinci tabiatı’ olduğunu söy-
leyerek, öğretimden ziyade eğitimin önemini vurgulayan Aristoteles’ten
bu yana biliyoruz ki, insan, yaşayarak yaparak öğrenmekte ve öğrendiğini
de pekiştirmektedir. Düşünce tarihinde pek çok düşünür insanın toplum-
sallaşmasında ve gerçek anlamda ‘sitenin yurttaşı’ haline gelmesinde bu
boyutu öne çıkarmıştır. Köy Enstitüleri modelinin temel varsayımı da bu
yöndedir. Modern eğitim anlayışımız da bunu telkin etmektedir. Her ne
kadar düşündüğümüz gibi yaşamayı istesek de, yaşantılarımızı destekle-
yici düşünceler üretiyor, yaşadığımız gibi düşünüyoruz. Nihayet kendimi-
zin olduğu gibi, öğrencilerimizin de bugünkü durumu göstermektedir ki,
haklı veya haksız şu veya bu nedenlerden dolayı, gönüllü olarak çok az
şey yapıyoruz. Ne yazık ki küreselleşme çağında medya ve ekonomi, çe-
şitli kültürleri, ülkeleri ve grupları birbirine yaklaştırdıkça dünya daralıyor,
ancak kişiler arası psikolojik mesafeler büyüyor, “Kendi edimlerinin so-
rumluluğunu taşımaktan kaçmayı ya da özgürlüğünün sakıncalarını yaşa-
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,...116
Powered by FlippingBook