Kalem Gazetesi 166. Sayı - page 7

ÜNİVERSİTE
Ka em
7
MAYIS / HAZİRAN
2014
C
M
Y
K SAYFA 7
S
S
por;
sağlık, yarışma ve eğlence
gibi çok değişik amaçla yapılabil-
diği gibi çok değişik şekillerde bi-
reysel, ekip ve çok değişik yoğunluklarda
yapılıyor. Başta olimpiyatlar olmak üzere
birçok uluslararası organizasyonda yarı-
şan sporcular geniş bir izleyici kitlesi ta-
rafından hayranlıkla takip ediliyor.
Yarışmalara katılan üst düzey sporcula-
rın sergiledikleri üstün performansın
kaynağının ne olduğu ve nasıl geliştirildi-
ğine dair çok çeşitli kuram ve hipotez
spor dünyasında hala tartışıla geliyor.
Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Uzman
Doktor Onur Oral, Ege Ajans’a yaptığı
açıklamalarda sporcunun başarısında
sahip olduğu üst sınırların da rol oynadı-
ğını belirtti. Dr.Oral şunları söyledi;
Uzm. Dr. Oral, “Sporda performans, spor
branşında varolan bireysel yeteneğin, ya-
pılan sportif eylemin kalitesi ve kapasite-
siyle olan birlikteliğiyle mümkündür.
Gelişen bilimsel teknolojiyle beraber
gelen rekorlar sportif alandaki gelişmeleri
göstermesine rağmen bu rekorların da
üst limitinin olduğu ve gerek fizik kural-
ları gerek de biyolojik limitlerin sportif
başarıların üst sınırını belirlediğine ina-
nılmaktadır. Biyolojik limitlerin başında
da kardiyovasküler ( kalp ve damar sis-
temi) ve kas-iskelet sisteminin fizyolojik
kapasite sınırlarının etkili olduğu düşü-
nülmektedir. Tabii ki, bu etkilerin yanı
sıra, antreman tekniği, motivasyon, bes-
lenme, çevre koşulları ve ekipman özellik-
leri gibi faktörlerin de limitler üzerinde
etkisi olduğu unutulmamalıdır” dedi.
BAŞARIDA GENETİK YAPIDA ÖNEMLİ
“Spor hekimliği alanında yapılan çalış-
malarda, sporda performans adına kişi-
nin cinsiyeti, yaşı,
genetik yapısı, anato-
mik özellikleri, psikolo-
jik dengesi, sinir sistemi
ve kardiyovasküler ya-
pısı gibi faktörler ön
plana çıkmaktadır”
diyen Uzm. Dr. Oral,
“Günümüzde spor he-
kimliği özellikle genetik
bilimini giderek sportif
yeteneğin belirlenme-
sinde bir araç olarak kul-
lanmaya başlanmıştır. Pro-
fesyonel olarak spor
yapanlar ve alanlarında
başarılı olan kişilerin
sportif başarılarının çok
etkenli olduğu kabul gören
bilimsel bir gerçektir.
Ancak genel bir sporcu ge-
notipi belirlemek hemen
hemen imkansızdır. Ancak,
aynı branştaki sporcuların
genellikle morfolojik özel-
liklerinin benzer olduğu
gözden kaçmamalıdır. Bu
noktada şu soru akla gel-
mektedir. Fenotip benzer-
liği gibi bir benzerlik
genotipte de var mıdır? Bi-
lindiği gibi, Fenotip (Dış-
yapı), çoğunlukla genler tarafından
belirlenen ancak bazı çevresel etkenlerin
de etkili olduğu özelliklerin canlının dış
görünüşündeki yansıması olarak tanım-
lanabilir. Genotip (Soy yapı) ise, organiz-
manın genetik yapısının ortaya çıkardığı
kalıtsal yapı olarak adlandırılmaktadır.
Kalıtsal yapıyı oluşturan genler, enzim ve
protein sentezini yöneterek, bireyin dış
yapısını (fenotipini) ortaya çıkartırlar. Bu
nedenle spor hekimliği alanında yapılan
öncül spor genetiğini kapsayan araştır-
malar sonucu, egzersiz ve spor fenotip-
lerini etkileyen bazı aday genlerin
varlığına dair oldukça geçerli sonuçlar
bulunmuştur” diye konuştu.
SPORUN TÜRÜNE GÖRE FARKLI ÖZELLİKLER
Uzm. Dr. Oral, “Sporla uğraşan veya
sporcu anne babaların çocuklarının da
spor yapmaya eğilimli ve bu alanda yete-
nekli olduğu, sportif yeteneğin kalıtsal
yönü olduğu olasılığını
göstermektedir. Sporda
genetik araştırmaların
amacı öncelikle, sportif
performansın ve antren-
mana yanıt gibi önemli
kavramlarda genetik kat-
kının incelenebilmesi ve
yetenekli sporcuların
genç yaşta uygun sporlara
yönlendirilmeleri konu-
sunda bilimsel kanıtları
ortaya koymak için uygulanmaktadır.
Sporcuların yaptıkları farklı spor türüne
göre de biyolojik özellikleri farklı olmak-
tadır. Örnek olarak, patlayıcı enerji (atla-
malar, atmalar, spint koşular) için
gereken kas gücü ile dayanıklılık (mara-
ton, triatlon, dekatlon) sporlarında varlık
gösteren sporculardaki kas yapısının me-
tabolik yapısının birbirinden farklı ol-
ması beklenir” dedi.
“Patlayıcı enerji gerektiren sporları
yapan sporcularda kasın kesit alanı, kas
kütlesi, nöral mekanizma ve biyomeka-
nik faktörlerden daha çok etkilenirken,
dayanıklılık üzerine sporları yapan spor-
cularda ise iskelet kaslarının özellikleri,
kardiyovasküler kapasitesi, solunumsal
parametrelerin verimliliği ön plana çık-
maktadır” diye ifade eden Uzm. Dr. Oral,
“Kardiyovasküler performansın atletik
başarının belirlenmesinde önemli bir
etken olması ve fiziksel performansın,
kas kuvveti veya kas performans değişik-
liklerine bağlı olması nedeniyle spor
bilim dünyasında genetik araştırmalar
ilk olarak kardiyovasküler alanda yoğun-
laşmıştır. Bu arada sadece kardiovaskü-
ler sistemle ilgili değil ama aynı zamanda
diğer sistemlerle ilgili bazı genlerde
sporda genetik araştırmalar konusun-
daki çalışmalarda sıklıkla konu edilen
aday genler olarak bilinmektedir. En
genel sınıflandırmayla, bu genler,
Eritropoetin (EPO), peroksizom prolife-
ratör aktive edici reseptör (PPAR-gama)
(PPAR-γ), Fosfoenolpirüvat karboksiki-
naz (PEPCK), İnsülin benzeri büyüme
faktorü 1 (IGF-1), Myostatin, follistatin
kemik morfogenik protein (BMP),
Vasküler endotelyal büyüme faktorü
(VEGF), Anjiotensin dönüştürücü enzim
(ACE), Endotelyal nitrik oksit sentaz
(eNOS), ve Aktinin bağlayıcı protein 3
(ACTN3) ve Endorfinler olarak sıralana-
bilir” diye konuştu.
Uzm. Dr. Oral, “Sporcunun özelliklerine
etkisi olduğu öngörülen aday genlerin in-
celenmesiyle, spor ile genetik arası ilişki
ve genetik ve genel sağlık ilişkisi açığa çı-
karmaktadır. Bu araştırmalarda önemli
olan incelenecek aday genin seçimi ve bu
aday genin gen haritası çalışmaları so-
nucu elde edilen bilgiler ile birlikte ince-
lenmesidir.Ve aynı zamanda, spor yapan
bireylerde antrenmanlara olumlu yanıt
vermesini sağlayan genlerin, spor yap-
mayan kişilerde de spordan uzak kalma-
larına karşın; metabolizmalarının diğer
kişilere göre daha sağlıklı olduğu gözle-
nebilmektedir” dedi.
SPORTİF PERFORMANS VE GENETİK İLİŞKİSİ
Türkiye’de henüz tartışılmakta olan bu
konuda yürütülen çalışmalarda Angioten-
sin dönüştüren enzim (ACE) en fazla ince-
lenen genlerin başında geldiğini ifade
eden Uzm. Dr. Oral, “ACE geniyle başlayan
araştırma sürecine daha birçok gen, gene-
tik performans çalışmaları kapsamında
incelenmiştir. Performans arttırıcı genler
ve olası uygulama alanları konusunda ya-
pılan çalışmalar özetlendiğinde, sportif
performans ve genetik ilişkisinin çözüm-
lenmesiyle; yetenekli sporcuları küçük
yaşta seçmemize,sporcuları kendilerine
uygun branşlara yönlendirmemize, an-
trenman programlarını sporcuların özel-
liklerine uygun şekilde yapılandırmamıza
ve sonuç olarak sporda performans artımı
sağlama konusunda yol gösterici olacak-
tır. Kişisel bilgi adına çok hassas bir konu
olan genetik alanında bu çalışmaları yü-
rütürken, bilim etiği ve kişisel gizliliğin
korunması adına maksimal duyarlılık gös-
tererek, genetik ve etik arasındaki hassas
çizgiye saygılı olmak bu alanda çalışan
tüm akademisyenler için birincil sorumlu-
luk olması gerektiği tartışılmaz bir ger-
çektir” diye konuştu.
Genetik yapı sportif
performansı etkiliyor
Uzm. Dr. Onur
Oral, “Sporda
performans,
spor
branşındaki
varolan bireysel
yeteneğin
yapılan sportif
eylemin kalitesi
ve kapasitesiyle
olan
birlikteliğiyle
mümkündür”
dedi
E
E
gE
Üniversitesi Ata-
türk Sağlık Meslek Yük-
sekokulu (MYO) ve
Bornova Halk EğitimMerkezi
tarafından düzenlenen “İşaret
Dili” kursunu bitirenlerin ser-
tifikaları EÜ Kültür Sanat
Evi’nde gerçekleştirilen tö-
renle dağıtıldı. Törende yapı-
lan konuşmalar aynı zamanda
işaret diliyle de anlatıldı.
Törende konuşma yapan Ege
Üniversitesi Atatürk Sağlık
MYO Öğretim Görevlisi Ebru
Kalyoncu, “ Bilimin merkezi
olan üniversitelerin toplumun
içindeki farklılıkların herkes
tarafından anlaşılması ve bera-
ber birbirimizi tamamlayan
bir anlayış göstermemiz için
devletin içerisindeki diğer
kurum ve kuruluşlarla işbirliği
içerisinde olmamız büyük
önem taşımaktadır. Biz Ege
Üniversitesi olarak bu güzel
çalışmalarımızı Bornova Halk
EğitimMerkezi ile yürüttük.
Kendilerine teşekkür ediyo-
ruz” diye konuştu.
Atatürk Sağlık MYOMüdür
Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Semra
Çelikli, “Toplumumuzda her ke-
sime hitap etmek ve anlamak
gerçekten çok önemlidir. Öze-
likle sağlık hizmetleri bölümü
öğrencilerinin bu bilince sahip
olmaları bizi çok mutlu ediyor.
Bu eğitim öğrencilerimizin okul-
larını bitirdiklerinde tüm birey-
lerle iletişimlerini sürdürme-
lerinde etkili olacaktır. Siz ya-
kında mezun olacak olan öğren-
cilerimize hayatlarında başarılar
diliyorum” dedi.
Ufuk Kendirci
Buket AKAy / Kenan yeşil
Atatürk Sağlık MYO öğrencileri işaret dili öğrendi
Törende sertifikalar; Bornova Halk Eğitim Merkezi Müdürü Nihat Avcılı, E.Ü Atatürk
Sağlık M.Y.O Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Semra Çelikli, İşaret Dili Tercümanı
Melek Uslular, Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Ufuk Bozkurt tarafından verildi.
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...40
Powered by FlippingBook