SAĞLIK
C
M
Y
K saYFa 4
İ
nsan
vücudunda büyük defor-
masyona sebebiyet veren, teşhisi
güç ölümcül bir hastalık olan
“Herediter Anjioödem” hakkında Tür-
kiye’de ilk defa gerçekleştirilen çalış-
tay dünyanın sayılı bilim insanlarını
bir araya getirdi.
Ülkemizde ancak 26 yılda tanı ko-
nabilen Herediter Anjioödem (HA)
hastalığının, nadir rastlanan genetik
bir hastalık olmasına rağmen sonuç-
larının ölümcül olması Ege Üniversi-
tesi’ni harekete geçirdi.
Herediter Anjioödem (HA) uzman-
ları Ege Üniversitesi’nin ev sahipli-
ğinde 6-8 Eylül tarihleri arasında
Kapadokya’da buluştu.
Çalıştayda, hastalığın Türkiye’deki
durumu, hastaların bakış açısı, çocuk-
larda ve gençlerde hastalığın seyri ve
gelecekle ilgili öngörüler tartışıldı.
Uzmanlar yanlış teşhisin ölümle so-
nuçlanabileceğini belirtti. Dünya üze-
rinde 10-50 bin kişiden birinin bu
hastalığa sahip olduğu tahmin edili-
yor. Türkiye’de ise en az bin 500 HA
hastası olduğu düşünülmekle birlikte,
tanı konulan hasta sayısı 420.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı İmmüno-
loji Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof.
Dr. Nihal Mete Gökmen ve Prof. Dr.
Okan Gülbahar’ın başkanlığında yapı-
lan çalıştaya, bu alanda çalışan Türk
hekimlerin yanı sıra Almanya’dan
“Tip III Herediter Anjioödemi”“ litera-
türe kazandıran Dr. Konrad Bork, la-
rinks ödemi tedavileri konusunda
çalışmaları bulunan Dr. Murat Baş,
Herediter Anjioödem konusunda ya-
zılmış pek çok uzlaşı raporunda im-
zası bulunan Dr. Emel Aygören
Pürsün ile Dr. Markus Magerl; Ame-
rika Birleşik Devletleri’nden bradiki-
nin aracılı anjioödem konusunda
araştırmaları bulunan Dr. Bruce
Zuraw; Macaristan AnjioödemMer-
kezi Direktörü Dr. Henriette Farkas ve
Danimarka’dan Uluslararası Heredi-
ter Anjioödem Hasta Derneği İcra Di-
rektörü Henrik Boysen katıldı.
Prof. Dr. Okan Gülbahar, HA hasta-
larının büyük çoğunluğunda anjioö-
dem ataklarının “alerji” tanısı aldığı
ve karın ağrısı atakları ile seyreden
hastaların 1/5’inin ise Türkiye’de çok
yaygın bir hastalık olan Ailevi Akde-
niz Ateşi (FMF) yanlış tanısı ile izlen-
diklerini belirtti.
Prof. Dr. Gülbahar, hastaların çoğu-
nun ilk ataklarını çocukluk çağında
geçirmeye başladıklarını, ergenlik ça-
ğına geldiklerinde, her 4 hastanın
3’ünde belirtilerin başladığını belirte-
rek şu bilgileri verdi:
“Şikayetler başladıktan sonra, has-
talar tüm hayatları boyunca aralıklı
olarak atak geçirmeye devam ederler.
HA’lı olgularda tipik bir anjioödem
veya karın ağrısı atağı hafif şekilde
başlar, şiddeti artarak genellikle 24
saat içinde en üst seviyeye ulaşır. Son-
raki 48-72 saat içinde yavaş bir dü-
zelme bunu takip eder. Böylece her
bir atak, tedavi edilmediği takdirde
ortalama 72-96 saat sürer.”
Herediter Anjioödem Çalışma Gru-
bu’nu Kasım 2009’da kurduklarını
ifade eden Prof. Dr. Okan Gülbahar
temel hedeflerinin Türkiye’de bu has-
talık hakkındaki bilgiyi arttırarak has-
talığa dikkat çekmek ve hekimleri bu
konuda eğitmek olduğunu söyledi.
Türkiye’de bu hastalığın ortalama
tanı süresinin 26 yıl olduğuna dikkat
çeken Prof. Dr. Nihal Mete Gökmen
ise, hastaların yaklaşık 5’te birinin
Ailesel Akdeniz Ateşi yanlış tanısı ile
izlendiğini, tanı almamış hastaların
3’te birinin ise larinks ödemi nede-
niyle ölüm riski taşıdığını ifade etti.
“HAYAT DÜZENİ BOZULUR”
Prof. Dr. Gökmen, HA hastasında
atakların oluşma sıklığı, süresi ve şid-
detinin hastadan hastaya, hatta aynı
hastada yıllar içinde değiştiğini ve ge-
nellikle kendiliğinden iyileştiğini dile
getirerek, “Ataklar çoğu hastanın ha-
yatını önemli ölçüde zorlaştırır. Nor-
mal hayat düzenini bozar. Tedavi
olmayan HA hastaları yılda ortalama
100-150 günlerini bu ataklarla geçir-
mek zorunda kalırlar” diye konuştu.
HA ataklarının genellikle, tetikleyici
bir etken olmadan oluştuğu; her türlü
travma, stres, enfeksiyonların atağı
başlatabileceğini ifade eden Prof. Dr.
Gökmen, özellikle ağız ve dişlere, diş
etlerine yapılan müdahaleler ve ba-
demcik ameliyatı gibi işlemlerin
HA’ya neden olabileceğini belirtti.
Tanı süresi 26 yıl olan “Herediter Anjioödem” ile ilgili Türkiye’de yapılan ilk uluslararası çalıştayı EÜ düzenledi
Yanlış tanı ölüme götürüyor
HA tedavisinde
değişik seçe-
nekler bulunur.
Ancak akılda tu-
tulması gereken
en önemli nokta
alerjik hastalık-
ların tanısında kullanılan antihistaminikler, kor-
tikosteroidler ve adrenalin gibi ilaçların bu
hastalığın tedavisinde etkili olmadıklarıdır. Gü-
nümüzde HA hastalığını tamamen ortadan kal-
dıran bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.
Ancak bazı ilaçlarla atak sıklık ve şiddetinde be-
lirgin azalma sağlanabilmektedir. Tetikleyici et-
menlerden uzak durulması ve bu koruyucu
ilaçların düzenli bir şekilde alınması hastaların
hayat kalitelerinde belirgin düzelme sağlamak-
tadır. Buna rağmen atak geçiren hastalar olabi-
lir. Özellikle soluk borusu ve karın ağrısı
atakları ciddi olabilmektedir. Bu durumlarda
kullanılmak üzere de ilaçlar bulunmaktadır. Bu
ilaçlar acil durumların tedavisinde oldukça yüz
güldürücüdür. Ne var ki bu ilaçlara ülkemizde
her yerde ulaşmak çok kolay olmamaktadır.
TEDAVİ
HA 11. kromozomdaki genetik bir sorun nede-
niyle oluşur. Bu genetik sorun C1 İnhibitörü de-
nilen bir proteinin eksikliğine ve/veya normal
işlev görememesine yol açar. C1 inhibitörün ye-
terli işlev görememesi bu hastalıktan sorumlu
madde olan bradikininin artışına yol açar.
HA tanısındaki en büyük sorun tanının akla
gelmemesidir. Bu nedenle ülkemizde tanı kli-
nik tablo ortaya çıktıktan ortalama 26 yıl sonra
konabilmektedir. HA kliniği olan olgularda C4
(kompleman 4) düzeyleri bakılmalıdır. C4, HA
için tarama testidir ve birçok laboratuvarda
kolaylıkla yapılabilmektedir. Atak sırasında
mutlaka düşüktür; ataklar arasında da olgula-
rın %98’inde düşük bulunur. Tanı C1 İnhibitör
düzeyi ve fonksiyonuna bakılarak doğrulanır.
HA TANISI NASIL KONULUR?
Ege Üniversitesi
tarafından 6-8 Eylül
2013 tarihlerinde
gerçekleştirilen
çalıştaya konusunda
uzman dünyaca ünlü
bilim insanları katıldı
HEREDİTER ANJİOÖDEM (HA) NEDEN OLUŞUR?
Prof. Dr.
Okan Gülbahar
Prof. Dr. Nihal
Mete Gökmen
Herediter Anjioödem (HA)
vücudun farklı bölgelerindeki tekrarlayan
deride ve/veya iç organlarda anjioödem (deri renginde
şişlik) atakları ile seyreden, nadir rastlanan genetik bir
hastalıktır. Bu hastalığın en önemli özelliği diğer anjioödem tiple-
rinden farklı olarak ataklara ürtikerin eşlik etmemesidir. Tekrarlayan
anjioödem atakları sıklıkla yüzde, kol ve bacaklarda, üst hava
yollarında, bağırsaklarda ve cinsel organlarda kendini gösterir.
Bağırsak duvarındaki şişlikler çok şiddetli karın ağrısına neden olur
ve bazen gereksiz yere hastanın ameliyat edilmesiyle sonuçlana-
bilir. Üst hava yollarındaki şişlik özellikle larinks ödemi ise
ölüme yol açabilir. Tanı almamış hastalarda her
3-4 larinks ödemi atağından biri ölümle
sonuçlanabilir.
HEREDİTER ANJİOÖDEM (HA) HASTALIĞI NEDİR?
Ka em
4
EYLÜL
2013
1,2,3 5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,...32