Ka em
SAĞLIK
6
EYLÜL
2013
C
M
Y
K SAYFA 6
E
gE
Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Hastanesi Göz Nakli
Sorumlusu ve Başhekim
Yardımcısı Prof. Dr. Sait
ğrilmez, Türkiye’de 5 bin insanın
kornea beklediğini, meclis günde-
minde bulunan yasa teklifinin bir an
önce onaylanmasıyla tüm sorunların
halledilmiş olacağını belirtti.
“Ölen kişinin vücut bütünlüğünü
bozmadan, sadece üstteki saydam
bir zarın alınması” şeklinde gerçekle-
şen nakil operasyonunda, bu işlem
için izin şartının kaldırılmasıyla kor-
nea temini probleminin kalmayaca-
ğını belirten Prof. Dr. Eğrilmez, “Bu
sayede ülkemizde görmeyen kalma-
yacaktır” dedi.
Ülke genelinde elzem olarak beş
bin kişinin kornea nakli için bekledi-
ğini söyleyen Prof. Dr. Sait Eğrilmez
“Türkiye’nin yüzde biri kornealarını
bağışlasa kimse kornea beklemeye-
cek. Yılda 330 bin kişinin öldüğü ül-
kemizde, hayatını kaybeden herkes
kornea vericisi olabilecekken 3
bin bağış bulamıyorsak farkındalık
eksikliği var demektir. Ben bu toplu-
mun bu kadar vicdansız olabileceğini
kabul etmiyorum. Canlıyken kimse
organlarını versin denmiyor,
öldükten sonrası için deniliyor”
şeklinde konuştu.
“GÖZ YERİNDE DURUYOR”
Korneanın tanımını yapıp, ölen ki-
şinin korneasının alınmasıyla hiçbir
şekilde vücut bütünlüğünün bozul-
madığını anlatan Prof. Dr. Eğrilmez
“Kornea görünmeyen bir tabakadır.
Alındığında belli bile olmaz. Varlığı
bile fark edilmeyen bir zar alınıyor
ve bu başka bir insanın dünyasını
aydınlatıyor, göz yerinde duruyor.
İki ile seksen yaşındaki herkes
kornea bağışında bulunabilir. Göz
nakli doku uyumu gerektirmeyen
bir nakildir” dedi.
“ZEKİ MÜREN DE ORGANLARINI
BAĞIŞLAMIŞTI AMA…”
Organ bağışı konusunda yasaların
yetersiz kaldığını vurgulayan Prof. Dr.
Eğrilmez “Mecliste bekleyen 480
nolu yasa teklifi var. O yasa geçerse
vasiyet neyse o olacak. Şu anda in-
sanlar organlarını bağışlamayı vasi-
yet ettiği halde ailesi izin vermediği
taktirde organlarını alamıyoruz.
Mesela Zeki Müren bütün organla-
rını bağışlamıştı ama gidip ala-
madık. Avukatı ‘Ben izin
vermiyorum’ dedi ve organla-
rının hiçbirini alamadık. Yasa
değişikliğinin bir an önce ya-
pılması bütün problemleri ortadan
kaldıracak. İstanbul, Ankara ve
İzmir’de otopsilerin üçte birinden alı-
nacak kornea bile tüm ülkeye yeter”
diye konuştu.
“BİR SENE İÇİNDE KORNEA
BEKLEMEK TARİH OLABİLİR”
Yılda vefat eden her 100 kişiden bir
kişinin organ bağışında bulunduğu
takdirde kornea nakli sıkıntısının
ortadan kalkacağını vurgulayan Prof.
Dr. Sait Eğrilmez, “100 kişiden bir
kişi bağışta bulunsa yılda 3 bin kişi
eder. Biz o 3 bin kişiyi bulamadığımız
için bu durumdayız. 3 bin kişinin 6
bin korneası vardır. Aslında bir se-
nede kornea beklemek tarih olabilir.
Göz bankası kornea bekleyen hasta-
ların isimlerinin listelerini bekletiyor.
Halbuki göz bankasında isim listesi
değil, kornea beklemesi gereki-
yor. Türkiye’de kimse
kornea beklemeyecek-
miş lafını duymak is-
tiyoruz” sözleriyle
temennisini dile
getirdi.
Ülke genelinde yılda 10 bin otopsi-
nin yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Eğ-
rilmez, “Otopsilerin sadece üçte
birinin kornealarını alsanız, o da kor-
nea sorununu ortadan kaldırır. Bu da
ikinci önerimiz. Yeni yasa teklifinde
‘Otopsi bittikten sonra kornealar
alınır’
şeklindeki ifade,
‘Otopsi ya-
pılmadan önce de alınılabilir’
ola-
rak değiştirilirse sorun çözülür.
Çünkü korneanın alınması otopsinin
doğasını hiçbir şekilde etkilemiyor.
Kornealar 20 saat içerisinde alınmalı.
Vefat eden kişiye zarar verilmeden
her kişi, iki insana umut oluyor. Bir
korneayı bir insana diğer korneayı
başka bir insana naklediyoruz. Med-
yanın bu mesajımızı yayması insan-
ları ikna etmemizi kolay- laştırır.
Medyaya ihtiyacımız var” dedi.
“TORUNLARIMIN ÇOCUKLARINA
BAKARIM”
Prof. Dr. Sait Eğrilmez, ameliyat et-
tiği yetmiş yaşındaki hastasıyla ara-
sında geçen diyaloğu ise şöyle anlattı:
“Yaşı 70’in üzerinde olan hastaları
getirmiyorlar. Halbuki ben bir teyzeyi
ameliyat yapmıştım. Ameliyattan
sonra teyzeye dedim ki; ‘Bu ameliyat-
tan sonra torun bakabilir misin? Ön-
ceden çocukların sana bakıyordu.’
Teyze dedi ki; ‘Doktor Bey
benim torunlarım Boğa-
ziçi Üniversitesi’nde oku-
yorlar. Ama torunlarımın
çocuklarına bakarım.”
“Toplumumuz bu kadar
vicdansız olamaz!”
TBMM’nin 480’nci sırasında bekleyen yasa teklifinin bir an önce gündeme
gelmesi için parlamenterlerden ilgi, medyadan destek bekleyen Prof. Dr. Sait
Eğrilmez, “Otopsilerin üçte birinden alınacak kornea tüm Türkiye’ye yeter” diyor
Ali Haydar ŞAHİN
İ
nsanlar sahip oldukları nimetlerin kıyme-
tini kaybettiği zaman anlar. Hiç sahip ol-
mamışsa bu değer bir kat daha artar.
Söz konusu olan yokluk hayati önem
taşıyorsa paha biçilmez. Yaşamsal organları-
mız, duyu organlarımızın değeri parayla
pulla ölçülemez.
Son günlerde bir genç, örnek oldu büyük-
lerine. Bu ara hep gençlerden geliyor dersler,
her nedense. Gözleri doğuştan görmeyen
Eyüp Sultan Aylar, sağlam korneasını bağış-
ladı. Hayatta muhtaç olduğu en büyük eksi-
ğin acısını başkaları çekmesin istedi.
Görenlere insanlık dersi verdi. Hayatı bo-
yunca tek ideali insanları ışığa kavuşturmak
olan Prof. Dr. Sait Eğrilmez genci ikna eder-
ken “Bir nokta ışığın anlamını sen biliyor-
sun” diyordu.
Bir nokta ışık... Bazı insanlar bundan ömür
boyunca yoksun yaşıyor. Dünyayı ısıtan, ay-
dınlatan, tabiata hayat veren güneşi bir an
dahi görmeden. Doğanın güzelliklerini
görüp sevmeden... Sevdiklerini kucaklayıp
sarılırken neye benzediklerini bilmeden.
Şekilsiz, renksiz bir sevgiyle.
Görme yetisini sonradan kaybedenlerin
hayalleri zengin; ancak acıları daha da
derin... Bilmek, dokunmak ama görememek
çok acı.
Seher Dilmaç Meriç ve Tolga Meriç dostla-
rımın organ bağışını arttırmak amacıyla
düzenlediği bir konserde söylediklerimi
siz değerli okuyucularımızla da paylaşmak
istiyorum.
Lütfen şimdi elinizde ne varsa bırakın.
Ayaktaysanız oturun ve arkanıza yaslanarak
gözlerinizi kapatın. Bir dakika, beş dakika,
on dakika... Bu süreyi hayalinizde bir gün,
on gün, bir yıl, bir ömür boyu uzatın. Kör
karanlıklarda kaybolun. Bakın hayatın tadı
tuzu kalıyor mu? Bu durumda bile şanslısı-
nız. Doya doya ağlar, gözyaşlarınızla mut-
suzluklarınızı yıkayabilirsiniz.
Görmüyorsanız göz pınarlarınız dahi isyan
eder. Yüreğinize çöreklenir dertleriniz.
Ne olur, bir an olsun görmeyenlerin ye-
rine koyun kendinizi. Hayattan koptuğu-
nuz, yaşamı terk ettiğnizde, arkanıza bir
yaşam bırakın. Ölen bin kişiden bir kişi
dahi korneasını bağışlarsa görmeyen
kalmayacak. İki insan sizin gözleri-
nizle görmeye devam edecek. Bu
gözlerle görüp, belki aşık
olacak. Duygulanacak.
O da insanlara yardım
etmenin mutluluğunu
tadacak.
Lütfen arkanızda mutlu
insanlar bırakın ve mutlu
olun...
Prof. Dr. Sait
Eğrilmez
A.Oğuzhan KAVAKLI
Arkanızda
mutlu insanlar
bırakın...
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,...32