Kalem Gazetesi 161. Sayı - page 12

K
ArA
bulutların Anadolu ufkunu
sardığı kara günlerde, Osman-
lı’nın köklerinden genç cumhuri-
yetimizin filizlenmesini sağlayan Atatürk,
dört yanımızı saran düşmanla sadece cep-
hede savaşmıyordu. Kalemiyle ve çıkar-
dığı gazetelerle de mücadele ediyordu.
“Gazi Basın” ünvanıyla şereflendirilen
Anadolu basını, Türk’ün sesini hem
içerde, hem dışarıda dost-düşman her-
kese duyuruyor, milletimize büyük moti-
vasyon kazandırıyordu.
Basının gücüne inanan, ileri görüşlü bir
devlet adamı olan Mustafa Kemal, bu güç-
ten yararlanarak, ülkeyi zafere taşıyan
mücadelesinde bir taraftan mevcut gaze-
telere çeşitli mahlaslarla yazdığı yazılarla,
diğer yandan yayın hayatına başlatılma-
sında öncü olduğu Minber, İrade-i Milliye
ve Hakimiyet-i Milliye gazeteleriyle ve ku-
rulmasını emrettiği Anadolu Ajansı ile
haklılığımızı tüm dünyaya haykırıyordu.
Yerel basının büyük desteğini alan
büyük önder, yabancı basın mensuplarına
da varolma mücadelemizi anlatıyor, onlar
vasıtasıyla sesimizi Avrupa ve Amerika’ya
da duyuruyordu. Sivas Kongresi sırasında
Amerikan Chicago Daily News Gazetesi
Muhabiri Lovis E. Browne isimli gazeteci
kongreyi izledikten sonra Mustafa Ke-
mal’in hazırladığı raporu Amerikan Sena-
tosu’na taşıdı. Atatürk, böylece sesini
duyuracak bir kalemin yanında bir hay-
ran da kazandı.
Sivas Kongresi sırasında ve daha son-
raki dönemlerde Anadolu basınıyla ol-
duğu kadar, İstanbul basınıyla da ilgilendi
ve İstanbul’daki gazetecilerle ilişki kurdu.
İlişki kurduğu gazeteler, Tasfir-i Efkar,
İleri, Vakit, İfham, Türk Dünyası, Akşam
ve İstiklal idi.
(AGC,1998;56)
Milli Mücadele’de
Anadolu ve İstanbul
basını, arkasında olan
Mustafa Kemal, İstan-
bul’da yayınını sağla-
dığı Minber Gazetesi
ile basının bizzat içine
girmiş , değişik isim-
lerle yazdığı baş ma-
kalelerle toplumu
etkileme ve aydın-
latma konularında büyük bir başarı elde
etmiştir. (1 Kasım 1918)
Minber’i beraber yayınladığı arkadaşı
Ali Fethi Okyar, anılarında; Mustafa Kemal
Paşa’nın, memleket düşmanlarıyla birlik
olan bazı gazetelerin yıkıcı faaliyetlerine
karşı aynı yolla mücadele etmek gerekti-
ğini belirterek, birlikte bir gazete çıkan-
mayı önerdiğini belirtmektedir. “Kendisi
asker olduğu için gazete çıkaramayaca-
ğını” belirterek bunu Ali Fethi Okyar’dan
isteyen Mustafa Kemal artık basının gü-
cünden de doğrudan yararlanmaktadır.
(17 Kasım 1918 tarihli Minber’de Atatürk
ile bir röportajda yer almaktadır.)
irADe-i MilliYe
Atatürk’ün çıkardığı ikinci gazete
İrade-i Milliye’dir. 14 Eylül 1919’da Sivas
Kongresi’nin hemen ardından çıkartılan
bu yayın , Kurtuluş Savaşı’nın da ilk ga-
zetesi olma özelliğini taşımaktadır.
Mustafa Kemal Paşa 11 Eylül 1919’da
Sivas Kongresi sona ererken, Kurtuluş
Savaşı’nın önemini, memleketin içinde
bulunduğu durumu ve yapılması gere-
ken işleri Türk ulusuna doğrudan doğ-
ruya anlatmak için (BYEGM;1998,63)
bir gazeteye ihtiyaç duyduğunu belirt-
miş, Sivas Valisi Reşit Paşa’dan alınan
izinle İrade-i Milliye yayına girmiştir. 4
sayfalık gazetenin ilk sayısında Sivas
Kongresi ile ilgili yazılar, Mustafa Kemal
Paşa’nın kongreyi açış konuşması, kon-
grenin padişaha çektiği telgraf ve ulusa
hitap eden bir bildiri yer almıştır.
HAkiMiYet-i MilliYe
Mustafa Kemal Paşa , Heyeti Temsiliye
üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldiğinde
de ilk talimatı yine bir gazete çıkarmak ol-
muştur. Konya’dan getirilen bir baskı ma-
kinasını meclisin bahçesindeki bir binaya
koyarak 10 Ocak 1920 tarihinde Hakimi-
yet-i Milliye’nin ilk sayısını yayınlamıştır.
İlk başmakale Büyük Önder’in kalemin-
den çıkmıştır. “Başlangıçta haftada 2 gün
yayınlanan gazete 18
Temmuz 1920’den sonra
haftada 3 gün , 6 Şubat
1921’den sonra günlük
olarak çıkartılmıştır. Ga-
zete 1934 yılına kadar
Hakimiyet-i Milliye
adıyla o tarihten sonra
da “Ulus” adıyla çıkmaya
devam etmiştir.”
(AGC;2003,100)
AnADOlU AJAnsı
Türk’ün ateşle imti-
han edildiği yıllarda
(1918-1923) ülke An-
kara ve İstanbul olarak
iki ayrı merkezden yö-
netiliyordu. İşgal kuv-
vetleriyle işbirliğinden
medet uman Osmanlı
Hükümeti ve onunla da mücadele etmek
mecburiyetinde kalan Ankara TBMM Hü-
kümeti ile birlikte basın da ikiye ayrıl-
mıştı. Kemalist basın Mustafa Kemal’in
mukaddes mücadelesinde ona kalemle-
riyle destek veren vatanperver gazeteci-
lerle savaşını sürdürürken; bilerek veya
bilmeyerek bunların karşısında yer alan
gazeteciler de vardı.
Burada bir şey noksandı. Güvenilir
kaynaklardan basını besleyecek, doğru
haberleri doğru mecralara taşıyacak,
Anadolu’nun moral gücünü üst seviyede
tutacak bir güç ve yapılanma. İşte bu ara-
yışlar Anadolu Ajansı’nı yarattı. Mustafa
Kemal TBMM’nin açılışından da önce, 6
Nisan 1920’de Ankara’da Anadolu Ajan-
sı’nın faaliyete geçmesini sağladı.
Heyeti Temsiliye adına “ Mustafa
Kemal” imzasıyla yayınlanan bildiride
ajansın görevi şöyle özetlendi (KO-
LOĞLU:1993,30):
“Ümmetimizin bireylerinin dahili ve
harici en gerçek haberler ile aydınlatıl-
ması kaçınılmaz gereği nazarı dikkat ve
ehemmiyete alınmış ve sonuç olarak bu-
rada en yetkili kişilerden kurulu bir özel
heyet idaresinde ve Anadolu Ajansı ün-
vanı altında bir kurum vücuda gelmiştir.
Anadolu Ajansının en seri araçlarla vere-
ceği havadis ve bilgiler esasen Heyeti
Temsiliyemizin temel ve
belgeli kaynaklarından çı-
kacağı cihetle bu ajans
tebligatının oraca ve ez-
cümle Müdafaai Hukuk
teşkilatımızca dahi kolayca
okunacak yerlere asılması
, basılması ve çoğaltılması
ile dağıtılması ve hatta na-
hiye ve köylere kadar yol-
lanması yolunda mümkün
olduğu kadar fazla yayıla-
bilmesi için acele önlem
alınması ve neticeden bilgi
verilmesi ehemmiyetle
rica olunur.”
Basının, özellikle “Gazi
Basın”ın kalemle mücade-
lesini, düşmana atılan ilk
kurşunla eyleme dönüştü-
ren İzmir Basını’nın gu-
ruru Hasan Tahsin’i de (Osman Nevres)
unutmamak gerek. Kurtuluş Savaşı’nın
simge ismi Hasan Tahsin, Gazi Basını’nın
da ilk şehit temsilcisidir.
Bu günlerimizi başta ulu önder Mus-
tafa Kemal olmak üzere kahraman asker
ve milletimizle beraber, kalemleriyle hiz-
met etmiş gazetecilerimize de borçlu-
yuz. Ruhları şad olsun...
C
M
Y
K SAYFA 12
Yrd. Doç. Dr.
Oğuzhan KAVAKLI
Ege Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Gazetecilik Bölümü
Öğretim Üyesi
Ege Üniversitesi Kampusu
İletişim Fakültesi Kat: 1 Bornova/İZMİR
Elektronik posta:
Tel: 0 (232) 311 39 00 - 311 15 60/3900 Fax: 0 (232) 388 67 58
Yayın türü: YEREL Yayın tarihi: 04 Aralık 2013
Sahibi:
PROF. DR. CANDEĞER YILMAZ
Genel Yayın Yönetmeni:
PROF. DR. MÜGE ELDEN
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
YARD. DOÇ. DR. OĞUZHAN KAVAKLI
Görsel Yönetmen:
UZMAN M. ŞEBNEM CANTÜRK
Kuruluşu:
3 Ekim 1983
Ege Üniversitesi Matbaası’nda basılmıştır.
Ege Üniversitesi Kampusu Bornova / İZMİR Tel: 0 (232) 339 05 69
Katkıda bulunanlar:
Okutman Oktay ÇANAKLI, Ebru DüzgüN,
Burhan DüLEK, Fatma ÇINAr, Selen KOÇAK, Burcu güNEr,
rıdvan DArA, Özlenen ÖzDOğANOğLu, Büşra ALKAN, Lezgin
AKDENiz, Denizcan SArI, Medine güLEş, Tenzile AşÇI, Soner
ASLAN, Özlem ÖzBEN, Halil SEViNÇ, Cansu DEMir, Burçin Kur,
Yusuf iNCEDOğAN, resul KArACA, Denizcan SArI, Faruk
ASLANTürK, Cemile DişLi, Serap ALTAş, Cemile DişLi, Tara
DEMirKIrAN, Ömer ipCi, Fatih MErCiMEK, Anıl üNAL, Nazım
Kingir, Ayşegül DOğru, Burçak AYDIN, Tarık AKTAş, Aykut
ÖzBAYTAr, Sedat BiriCiK, F.Anıl KILIÇLI, Seda ANIK
Atatürk “Minber”, “İrade-i Milliye” ve “Hakimiyet-i Milliye” gazetelerini çıkararak yaptıklarını ve yapacaklarını halka duyurdu
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın
Türk milletine beyannamesi
(Hakimiyet-i Milliye, 26 Haziran 1926)
• Basın, milletin müşterek sesidir. Bir
milleti aydınlatma ve irşatta, bir mil-
lete muhtaç olduğu fikrî gıdayı ver-
mekte, hulâsa bir milletin hedefi
saadet olan müşterek bir istikamette
yürümesini teminde, basın başlı ba-
şına bir kuvvet, bir mektep, bir reh-
berdir. (1922)
• Basın hürriyetinden doğan mahzur-
ların giderilme vasıtası, yine basın
hürriyetidir. (1925)
• Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kul-
lanmasının, ne derecede nazik bir
vaziyet olduğunu söylemeye lüzum
görmem. Her türlü kanuni kayıtlar-
dan evvel bir kalem sahibinin ilme,
ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilerine
olduğu kadar vatandaşların huku-
kuna ve memleketin, her türlü hu-
susi telakkilerin üstünde olan,
yüksek menfaatlerine de dikkat ve
hürmet etmek manevi zorunluluğu,
asıl bu mecburiyettir ki umumi dü-
zeni temin edebilir. Bununla beraber
bu yolda yanılma ve kusur olsa bile;
bu kusuru düzeltecek etken ve va-
sıta; basın hürriyetinden doğan mah-
zurların giderilme vasıtası, yine basın
hürriyetidir. (1924)
• Cumhuriyet devrinin kendi anlayış
ve ahlâkını taşıyan basınını yine
ancak Cumhuriyetin kendisi yetişti-
rir. Bir taraftan geçmiş devir gazete-
lerinin ve adamlarının düzeltilmesi
mümkün olmayanları ulusun gö-
zünde belirlenirken, öte taraftan
Cumhuriyet basınının temiz ve fe-
yizli sahası genişleyip yükselmekte-
dir. Büyük ve soylu ulusumuzun
yeni çalışma ve uygarlık yaşamını
kolaylaştırıp özendirecek işte ancak
bu anlayıştaki basın olacaktır. (1
Kasım 1925, TBMM)
• Gazeteciler, gördüklerini, düşün-
düklerini, bildiklerini samimiyetle
yazmalıdır. (1929)
• Gazeteciler, kanunun ve umumun
menfaatlerinin aksine muamelelere
şahit ve vakıf oldukları takdirde ge-
rekli yayında bulunmalıdır. (1923)
• Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve
nüfuza tabi tutulamaz. (1923)
• Önem ve yüceliği cihan medeniye-
tinde açıkça kendisi gösteren ba-
sına, hükümetimizin birinci
derecede önem vermesi; bu hususta
sarf edeceği mesaiyi, millete ifa ile
mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin
baş tarafına koyması yüksek Mecli-
sin kesinlikle isteyeceği hususlar-
dandır. (1 Mart 1922)
• Özel maksatla neşriyat yapan bazı
gazetelerin, halkın ekseriyeti üze-
rinde yaptığı tesir, her memlekette
olduğu gibi o gazetelerin lehinde
değildir. (1924)
• Türkiye basını milletin gerçek ses
ve iradesinin doğduğu yer olan
cumhuriyetin etrafında çelikten
bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce
kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın
görevlilerinden bunu istemek,
cumhuriyetin hakkıdır.
(05.02.1924, İzmir'de gazetecilerle)
AtAtürk’ün BAsınlA ilgili sözleri
1...,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11 12
Powered by FlippingBook