Kalem Gazetesi 166. Sayı - page 23

HAYATIN İÇİNDEN
Ka em
23
MAYIS / HAZİRAN
2014
C
M
Y
K SAYFA 23
T
ÜRKİYE
Uyuşturucu ve Uyuştu-
rucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin
(TUBİM) Türkiye genelinde tütün,
alkol ve madde kullanımına yönelik araş-
tırmasında, herhangi bir uyuşturucu mad-
deyi hayatında en az bir kez deneyenlerin
15-16 yaş gurubu yüzde 1.5, 15-64 yaş
grubunda ise yüzde 2.5 olarak tespit edildi.
Erkeklerde yaşam boyu madde kulla-
nımı yüzde 3.5 iken, kadınlarda yüzde 2.6
olarak gözlendi. Eğitimsizlerde ömür boyu
uyuşturucu kullanımı yüzde 2.6, ilkokul
mezunlarında yüzde 2.4 , ortaokul mezun-
larında yüzde 3.2, lise mezunlarında
yüzde 2.6 ve üniversite mezunlarında ise
yüzde 3.5 olarak belirlendi.
Rapordaki verilere göre, Türkiye’de en
çok kullanılan uyuşturucu maddenin
esrar olduğu göze çarpıyor. Yine yapılan
çalışmalar sonucu Türk toplumunun
yüzde 90’ı uyuşturucu kullanmayı ve kul-
lananları hiç hoş karşılamıyor.
Uyuşturucu kullanımı nedeniyle tedavi
başvuru sayısı 2012 yılında 187 bin 329
olup, bu vakaların 90 bin 121’i denetimli
serbestlik uygulaması kapsamında ger-
çekleşti. 2012 yılında yatarak tedavi gö-
renlerin sayısı ise erkeklerde 4 bin 427
(yüzde 93.8), kadınlarda 293 (yüzde 6.2)
olarak saptandı.
TUBİM uyuşturucu raporunda, uyuştu-
rucu kullanımını önleme konusuna geniş
bir yer ayırıldı. Rehabilitasyonun tek ba-
şına yararlı olamayacağı, bu nedenle nar-
kotik operasyonların sıklaştırılması ve
uyuşturucu madde satıcılarına göz açtırıl-
maması gerektiği belirtildi. Raporda ay-
rıca yerel ve ulusal projeler ile sosyal
faaliyetlere yer verilmesi, eğitim deste-
ğiyle de toplumsal bilinç oluşturulması
gerektiğine de dikkat çekiliyor.
UYUŞTURUCU KULLANAN GENÇLER BU
SORUNUN NEDENLERİNİ ANLATIYOR
Uzun süreden beri uyuşturucu madde
kullanan E.T. ve A.B. ise çarpıcı detaylar
aktarıyor. Konu ile ilgili olarak ilk görüşü-
len 23 yaşındaki üniversite öğrencisi E.T.,
13 yaşında sigara içmeye başladığını söy-
lüyor ve devam ediyor: ”Arkadaş çevrem
etkiledi beni. Çocuktum, diğerlerine özen-
dim, sigara ile başladım. Daha sonra 14
yaşımda tiner kullandım bundan dolayı
denetimli serbestliğim vardı. Alkol ve es-
rarlı sigarayla devam ettim. Bonzai denen
uyuşturucu ve ekstazi de kullanıyorum.
Bu tür sentetik uyuşturuculara karşıyım.
Yakın zamanda bir arkadaşım bonzaiden
öldü. Özel günlerde ve ortamlarda zaman
zaman kullanıyorum. Elimden geldiğince
kullanmamaya ve kurtulmaya çalışıyo-
rum” diyor. E.T. devletin farklı alanlar
açarak gençleri spora, tiyatroya, sanata
yönlendirmesini ve devletin politik olarak
bunlara ciddi anlamda destek verip ,
kenar mahalle tabir edilen varoşların or-
tadan kaldırılması gerektiğini anlatıyor.
Uyuşturucu kullanan A.B. ise 27 yaşında
olduğunu, üniversitede okuduğunu belirti-
yor. Uyuşturucuyla tanışmasını ise şöyle
anlatıyor: “14 yaşımda iken evimin bulun-
duğu sokakta mahalleden arkadaşlarımın
esrarlı sigara yaptığını gördüm. Merak
ettim, bende özendim. O güne dek ağzıma
sigara değdirmemiştim. Kullandığım ilk şey
esrarlı sigara oldu. Yetiştiğim ortam çok kö-
tüydü. Hırsızlık yapan, torbacılık yapan ar-
kadaşlarım vardı. Benim için uyuşturucu
kullanmak kaçınılmaz sondu. Kokainden
eroine kadar birçok uyuşturucu türünü
kullandım. Ailemin bundan hala haberi
yok. Kurtulmak için yaşadığım ortamı de-
ğiştirdim, iki yıl hiç kullanmadım. Üniversi-
tede yeni tanıştığım kişiler, beni tekrar bu
olayın içine sürükledi. Ara ara bırakmaya
çalışıyorum. Çok denedim bırakamadım...”
A.B. devletin çok sert yasal önlemler al-
ması gerektiğini, ancak bu şekilde caydırı-
cılığın artacağını söylüyor veinsanların
bir kısmının kitle iletişim araçlarıyla bir
kısmının da uyuşturucuyla saf dışı edildi-
ğini belirtiyor.
Uyuşturucu kullanmaya halen devam
eden iki gencin on yılı aşkın süredir kulla-
nıcı olmalarına rağmen, ciddi bir tedavi sü-
recine henüz girmedikleri anlaşılıyor.
Ancak uzmanlar zaman zaman uyuşturucu
kullanımından dolayı ciddi ölüm tehlikeleri
atlattıklarını ve ruhsal bunalıma girdikle-
rini, fiziksel ve ruhsal olarak zinde oldukla-
rını düşündüklerini ve durumlarının cid-
diyetini anlamak istemediklerini belirtiyor.
Uzmanlar bu gibi vakaların en kısa za-
manda tedaviye başlamaları gerektiğini,
aksi takdirde birkaç aşama sonra ölümün
kaçınılmaz bir son olacağını ifade ediyor.
Raporda uzmanlar işin tek çözüm
yolunun ilgi ve şefkat olduğuna dikkat çe-
kiyor. Ailelerin sürekli çocuklarını takip
etmesi, sevgi ve şefkati çocuklarından
eksik etmemesi gerekiyor. Röportaj yapı-
lan gençlerin de ailelerinden gerekli des-
tek ve ilgiyi alamadığı anlaşılıyor.
Uzmanlar ailelerin çok dikkatli, gözü açık
davranmaları gerektiğini belirtiyor. Genç-
lerde en ufak değişimlerin bile ciddiye
alınması gerektiğini önemle vurguluyor.
Uyuşturucudan kurtulmanın
yolu sevgi ve şefkatten geçiyor
Nazım KİNGİR
Türkiye’de gençler arasında uyuşturucu
kullanımı gün geçtikçe artmaya devam
ediyor. Yetkililer ve aileler ne yapacağını
tam olarak bilmiyor. Uyuşturucu
kullanan gençler ise bu olayın
sevgisizlikten ve amaç yoksunluğundan
kaynaklandığını söylüyor
E
Ü
Ziraat Fakültesi Bitki Ko-
ruma Bölümü tarafından bu
yıl sekizincisi düzenlenen
Böcek Farkındalığı Yaratma Projesi
BÖFYAP Böcek Okulu 7-13 yaş arası
çocuklara “Böcek savar değil böcek
sever” olmayı öğretiyor. Projeye ka-
tılan minikler önce tablolara böcek
resimleri yaptı, ardından Spil Dağı
Milli Parkı’nda böcekleri doğal orta-
mında gördü.
BÖFYAP Böcek Okulu’na devam
eden minikler ilk gün aldıkları eğiti-
min ardından böcekleri tablolara
yaptıkları resimlere yansıttılar. Bö-
ceklerin dünyasını hayal dünyala-
rıyla birleştiren minikler,
birbirinden eşsiz eserler ortaya
çıkardılar.
Böcek eğitimi, Proje Yürütü-
cüsü EÜ Ziraat Fakültesi Öğre-
tim Üyesi Prof. Dr. Serdar
Tezcan’ın öncülüğünde, ikinci
gün Spil Dağı Milli Parkı’nda
gerçekleşti. Böcekleri doğal or-
tamında gözlemleme imkanı
bulan böcek sever minikler,
hem doğa yürüyüşü yaptılar,
hem de doğayla iç içe eğitici ve
eğlenceli bir gün geçirdiler.
Prof. Dr. Serdar Tezcan, BÖFYAP
Böcek Okulu’na ilginin her geçen yıl
arttığına dikkat çekti. Prof. Dr. Tez-
can “TÜBİTAK tarafından destekle-
nen projemizi sekiz yıldır büyük bir
heyecanla yürütüyoruz, bu güne
kadar 1600 civarında çocuğumuz bö-
ceklerin dünyasıyla tanıştı. Üç gün
süren eğitimlerimizi çeşitlendirmeye
gayret ediyoruz. Bunun için sınıfta
yaptığımız bilgilendirmeler yanında,
çocuklar resim atölyesinde böcek re-
simleri yapıyor, laboratuvarda böcek-
leri inceleyip yakından tanıyor,
böcekleri kendi doğal ortamlarında
görüyor ve onları inceliyorlar. Spil
Dağı Milli Parkı’nda gün boyu süren
eğitim ve gözlem çalışmalarımız da
çok verimli geçti. Çocuklarımız heye-
canla doğal ortamlarında çeşit çeşit
böceği tarıma ve gözlemleme imkanı
buldu” dedi.
Haber-Fotoğraf: Alahattin KAnlıoğlu
Böceksever çocuklar Spil Dağı’nda gözlem yaptı
1...,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22 24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,...40
Powered by FlippingBook