Kalem Gazetesi 166. Sayı - page 27

SPOR
Ka em
27
MAYIS / HAZİRAN
2014
C
M
Y
K SAYFA 27
F
F
utbol
dünyaya gözlerini açıp
yürümeye başlayan her çocu-
ğun vazgeçilmez eğlencelerin-
den biri. Peki ya renkli seken
topu göremeyen çocuklar… Onlar bu eğ-
lenceyle tanışmazlar mı? Göremeyen ço-
cuklar bu eğlenceyle çoktan tanışmış ama
görerek değil duyarak.
Futbol gibi gözlem gerektiren bir
oyunda, rakibin hızını görüp hamle yap-
masına izin vermeden hamle yapmalı.
Amacınız aslında kaleyi doğru noktada
görüp, topu filelerle buluşturmak. Görme
engelli futbolu için ise, topu görmek değil,
duymak gerekiyor. Topun içinde bulunan
zil sayesinde top görünür hale geliyor. Öte
yandan hafif görenlerle rekabeti önleyebil-
mek için ise her biri gözlerine ayrıca siyah
bant takıyor. Sahada oyuncuları rahatlat-
mak için ise özel bariyerler kuruluyor ve
kale arkasında bir yönlendirici sesiyle
oyunu yönetiyor. Bir kaleci dört oyuncu
olmak üzere yeşil sahaya beş kişi çıkılan
görme engelli futbolunda maçın hakemi
oyuncuları bariyerlere yaklaştığı anda
uyarıyor. Oyuncular için yapılması gereken
tek şey sesi iyi görmek.
SESİN HAKİMİYETİNDEKİ TAKIM OYUNU
Futbol bir takım oyunu ancak görme en-
gelliler için bunu başarabilmenin yegane
şartı ses… Savunma ve hücumun dört ki-
şiyle yapıldığı oyunda kaleci saha içinde
görme yetisiyle bulunuyor. Oyunun savun-
masında yapılması gereken kalecinin se-
sine kulak vermek. Hücum alanındaki
ataklar için de rakip kalenin arkasında bir
yönlendirici bulunuyor. Oyun boyunca
kale arkasından sesiyle göz olan yönlendi-
ricinin en dikkat çekici görevi penaltı atış-
larında oyuncuyu hazırlamak. Penaltı atışı
için oyun alanında sessizlik sağlandıktan
sonra, yönlendirici kale üst direğinin sağ,
sol ve tam ortasına ardından da kale alt di-
reğinin ortasına demir bir sopayla vuru-
yor. Böylece oyuncu topu ağlarla
buluşturmak için yönlendiricinin sesine
kulak verirken, penaltı atışı için kale direk-
lerine vurulan sopanın sesini dinliyor.
Futbol kuralları kimi değişikliklerle
görme engeline takılmayacak hale getiril-
miş ve Türkiye’de de profesyonel anlamda
takımlar oluşturulmuş. Görme engelli
futbolunu anlatmak için İzmir Çağdaş
Görmeyenler Spor Kulübü’nün bir maçını
izledik. Ardından da takımla söyleşi ger-
çekleştirdik.
“Bİr Kör NASIl fUTBOl OYNAr Kİ?”
Çağdaş Görmeyenler Spor Kulübü’nün
savunma oyuncusu Fatih Söylemez fut-
bolcu olmanın yanı sıra İzmir’de bir ilk-
okulda Türkçe öğretmenliği yapıyor. 26
yaşında futbolla başlayan Fatih Söylemez
Doğuştan görme engelli.
“İlk başlarda tamamen yitik değildi göz-
lerim fakat zamanla kayboldu nesneler.
Biraz farklı da olsa her çocuk gibi benim
hayatımda da futbol vardı. O fark topu bir
poşetin içine koymaktı. Top poşetin için-
deyken çıkan sesle topu rahatlıkla takip
edebiliyordum. Profesyonel anlamda fut-
bolla tanışmam ise Balıkesir’deki arkadaş
grubum sayesinde oldu. Futbol oynuyoruz
gel sende dediler. Ben önce inanmadım.
Bir kör nasıl futbol oynar ki dedim. Sonra
zilli topu ve antrenörlerin eğitim tarzla-
rını fark edince inanmaya başladım.
Engellilerin spor yapması çok önemli.
Toplumumuzda engelliyseniz dışarı çıka-
mazsınız bu yüzden evinizde oturmalısı-
nız algısı var. Fakat spor yapınca hem
sosyalleşiyoruz hem bir şeyler başarma-
nın verdiği mutluluk hissimiz oluyor hem
de daha sağlıklı oluyoruz. Hem neden dı-
şarı çıkmayayım ki ya da neden spor yap-
mayayım. Hem zevkli bir iş hem spor
yapıyorum. Gezmek için bir sebebimiz de
var. O süre esnasında yediklerimize içtik-
lerimize de karışılmıyor. Kulüp ödüyor
hepsini. Para kazanmıyorum ama bu işi
yapmak çok zevkli.
Takımda önce kaleci ardından yönlendi-
rici görevini üstlenen Mustafa Güngör
Almanya’da sekiz yaşındayken bir gözünü
kaybetmiş. Oyun oynarken arkadaşı
tarafından gözüne atılan ok ile başlamış
serüveni. Hayata spor ile devam eden
Güngör Almanya’dan İzmir’e gelmiş ve
İzmir Çağdaş Görmeyenler Spor Kulü-
bü’yle karşılaşmış:
“ İzmir’de toplu taşıma araçlarını ücret-
siz kullanmak için engellilere verilen bir
kart var. Ben bu kartı almak isterken ku-
lüple tanıştım. Kartı dernekler aracılığıyla
alabileceğimi öğrendim ve derneğe geldim.
Dernektekilerle sohbet ederken görme en-
gelliler üzerine bir spor kulübü olduğunu
söylediler. Gidip oyuncularla tanıştım.
Sporla uğraştığım için yaptıkları işi az çok
biliyordum”. Aslında masa tenisi oynuyo-
rum ama onun dışında yaptığım en iyi iş
kalecilikti. Daha sonra kulüple anlaştım ve
kaleci olarak başladım. Fakat ilerleyen sü-
reçte takımda yönlendirici olarak devam
ettim. Çünkü yönlendiricimiz futbolu çok
iyi bilmiyordu. Futbolu sevmek yetmiyor
oyunu iyi analiz etmek gerek. Ben daha
önce oynadığım için teknik konuları daha
iyi analiz ediyordum. Yönlendirme konu-
sunda ondan daha iyi olacağımı düşündüm
ve yönlendirme görevine geçtim.”
“BU İş BüYüK SOrUMlUlUK”
Takımın antrenörlüğünü Ege Üniversi-
tesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
mezunu Osman Taşyuran yapıyor. Asıl
branşının basketbol olduğunu söyleyen
Osman hoca futbol antrenörlüğü hikaye-
sini şöyle anlatıyor.
Görme engelli futbolunu daha önce duy-
mamıştım. İlginç bir şekilde 2011 yılında
görme engelli futboluyla tanıştım. Şuan ta-
kımda oynayan bir oyuncu benim liseden
arkadaşımdı. Bir gün onu yolda gördüm
selam verdim. Beni sesimden tanıdı. Neler
yaptığımızı birbirimize anlatmaya başla-
dık. Bizim bir kulübümüz var ve şu anda
da hoca eksiğimiz var gelir misin dedi.
Yardım amaçlı hocalık yapmaya başladım.
3 ay sonra ilk turnuvamıza gittik. Daha ne
yapacağımızı çok iyi bilmiyordum. Başarı-
sız bir sonuçla döndük. Sonra düzenli şe-
kilde antrenmanlara devam ettik. İki yıl
içinde yaptığımız düzenli antrenmanlarla
birinci lige kadar yükseldik.
İlk geldiğim zamanlar duygusal açıdan
çok zorlandım. Her birinin farklı hikayesi
var. Hata yaptıklarında bağıramıyordum.
Ama bu iş büyük sorumluluk gerektiriyor.
Bir antrenmanda yönlendirmede problem
yaşadık. İki oyuncu birbiriyle çarpıştı ve
birini hastaneye götürmek zorunda kal-
dık. Yani zamanla anladım ki bu iş içinde
olacaksam susmamam gerekiyor. Zaten
şuan tabir yerindeyse bir dövmediğim ka-
lıyor. Öyle bir iletişim var aramızda. Yeri
gelecek kavga edeceksin yeri gelecek
yüksek sesle tartışacaksın. Toplumda yer
alan herhangi bir bireyden farklı olmadık-
larını bilerek davranmak gerekiyor.
Mesela takım oyuncularının en hoşlan-
madığı şey antrenmanlara giderken
otobüste metroda hemen oturmaları
için yer veriyorlar. Onlar ise ayakta dura-
biliriz neden böyle yapıyorlar şeklinde
düşünüyorlar.
SESİYlE Göz OlUYOr
Çağdaş Görmeyenler Spor Kulübü’nün
kalecisi ise 18 yaşındaki Gökhan Sağlam.
Görme engelli futboluyla tanışalı daha 4
ay olmuş. Takımla tanışmadan önce kaleci
olarak futbol oynayan Gökhan 2 yıla yakın
ara vermiş spora. Futbolu artık bırakıyo-
rum derken yeşil sahaya onu hapseden
ve daha fazla zevk aldıran görme engelli
futboluyla tanışmış.
“Bu branşı daha önce hiç duymamıştım.
Bir tesadüf sonucu tanıştım. Dayımı kpss
sınavına götürmüştüm. Sınava girdiği
okulda şuan takımda olan arkadaşım da
vardı. Zaman geçirmek için okul bahçe-
sinde muhabbet etmeye başladık. Bana
futbol oynadığını söyledi. Çok şaşırdım
ama belli etmeden dinlemeye devam
ettim. Ben de kaleciyim dedim. O da ta-
kımda kaleciye ihtiyaçları olduğunu söy-
ledi. Gelirim dedim ama ne yapacağım
hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Düşün-
senize kuralları bile bilmiyordum. Antren-
manlara gelip havayı koklarım ve kararımı
veririm diye düşündüm. Bir iki antren-
mana geldim. Ortam gayet güzeldi. İşin il-
ginç yanı kalenin ne tarafına topu
gönderecekleri belli olmuyor. Bu durum
riskli ama futbol oynamaya zevk katan bir
durum. Kabul ettim devam etmeyi. İlk ma-
çımda iki gol yedim ve yenildik. Hemen ar-
dından ikinci maça çıktık. Ben nasıl daha
az gol yerim düşüncelerine kapılmışken
büyük bir şansla turnuvanın favorisini
yendik ve asıl o andan sonra tam anla-
mıyla devam etme kararını verdim.”
Sporcular hevesli... Beklediği desteği
bulduğunda görme engelli futbolu birçok
engelliyi daha hayata bağlayacak.
Değişen
kurallar, artan
görme engelli
sporcular…
Durum onlar
açısından
iyiye gidiyor.
Tümünün
ortak
düşüncesi
görme engelli
futbolunun
hatta tüm
engelli
sporlarının
sivil
toplum
kuruluşları,
ünlü spor
kulüpleri
ve devlet
tarafından
desteklenip
yaygınlaştırıl-
ması. Yani
bu sporu,
görenlerin
görmeyenlere
duyanların
duymayanlara
anlatması.
t
GÖRMEYENLER FUTBOL
LİGİ RENKLİ GEÇİYOR
DUYANLAR DUYMAYANLARA, GÖRENLER GÖRMEYENLERE ANLATSIN
Maşite EKER
1...,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26 28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,...40
Powered by FlippingBook