Egeden 20. Sayı - page 6-7

4
5
GÜZ 2014
Ege’de yeni başlangıçlarla
geçen kırk yıl
BİR EGELİ’NİN PORTRESİ
e
Gamze KARADEMİR EROL
Hocam, 40 yılı aşkın görev
sürenizde Ege Ünivesitesinde 30
yıla yakın süre boyunca senatörlük
yaptınız, farklı rektörlerle çalıştı-
nız. Derin bir bilgi birikiminiz ve
pek çok anınız olduğu muhakkak.
Ege Üniversitesi maceranız nasıl
başladı?
Benim Ege Üniversitesi günlerim
1977’de başladı. Atatürk Üniversite-
sinden mezun oldum. Orada 1977
yılına kadar çalıştım. O zaman Ege
Üniversitesi Uluslararası Ekonomi
Enstitüsü vardı. İşletme Ekonomisi
dalında doçent olarak oraya atan-
dım. Biz üç hoca olarak geldik. O
enstitüye bir ivme kazandırdık. Ben
kısa bir süre sonra enstitünün müdü-
rü oldum. Böylece daha doçentken
senatör oldum. 26-27 sene boyunca
senatörlük yaptım.
1982’de Ege Üniversitesinden
yeni bir üniversite daha kuruldu:
Dokuz Eylül Üniversitesi. O günleri
biraz anlatır mısınız?
2547 sayılı Üniversiteler Kanunu
çıkınca, Ege Üniversitesinden yeni
bir üniversite doğdu: Dokuz Eylül
Üniversitesi. Sene 1982. Ege Üniver-
sitesinin yarısı bir tarafta kalsın ve
bu yeni üniversitenin kuruluşuyla
birlikte birçok şey harman oldu.
Şu fakülte bu tarafa, o fakülte bu
tarafa; şu birim bu tarafa, o birim
bu tarafa paylaşımı olurken Ege
Üniversitesinde de bazı birimler,
enstitüler kapatıldı. Benim çalıştığım,
müdürlüğünü yapmış olduğum Ege
Üniversitesi Uluslararası Ekonomik
İlişkiler Enstitüsü de kapatılan yerler-
den biriydi. Onun yanı sıra, Nükleer
Araştırma Enstitüsü ve Elektronik
Hesap Bilimleri Enstitüsü de kapatıl-
dı. O zaman efsanevi rektör Prof. Dr.
Sermet Akgün görevdeydi. Çok da
iyi bir cerrahtı. Her zaman minnetle
anılan biri oldu. Beni davet etti, dedi
ki: “Enstitüler kapatıldı, biz rektörlük
olarak orada çalışan arkadaşlarımızın
istek ve iradelerine uymak istiyoruz.
İsterseniz herkes kadrosuna uygun
olarak dağılabilir ya da herkes blok
olarak bir yere gidebilir”. Ben de
bu durumu diğer arkadaşlarımla
paylaşıp onların da fikirlerini almak
için izin istedim. Arkadaşlar dediler
ki: “Hocam siz neredeyseniz, biz de
oraya gelmek istiyoruz”. Gittim Rek-
tör Beye, durumu ilettim, o da ben
tarım ekonomisi kökenli olduğum
için “O zaman sizi Ziraat Fakültesinde
Tarım Ekonomisi Bölümüne verelim”
diye teklif etti. Hani çeyizli, evlene-
cek kızlar vardır ya işte öyle; hem
dolu hem boş kadrolarımız, bankada
paramız, kütüphanemiz vardı. Tüm
bu olanaklarla hep birlikte Tarım
Ekonomisi bölümüne geçtik.
Tarım Ekonomisi Bölümünde
de kısa sürede yükselmişsiniz. Ama
görevleriniz bu kadarla kalmamış,
Sosyal Bilimler Enstitüsünün de
kurucu müdürü olmuşsunuz.
Evet Tarım Ekonomisi Bölümün-
de o zamanki bölüm başkanımızla
üniversitemizin kurucu beş profe-
söründen birisi Ali Aras Hoca, beni
hemen Bölüm Başkan Yardımcısı
yaptılar. Bölüme geçtiğimiz vakit
bana yeni bir görev daha verildi:
Bugünkü Tarımsal Uygulama ve
Araştırma Merkezinin kuruluşu. Orayı
da kurduk, C blok 3. kata yerleştirdik,
faaliyete geçirdik. Bütün yönetmeli-
ğini, yönergesini hazırladık. Arkadaş-
larımızla oraya ısınmaya çalışırken,
Sayın Rektörümüz bana bir görev
daha teklif ettiler. O zaman bugünkü
Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ve Sağlık
Kırk yıl... Dile kolay... 1977’de Ege
Ünivesitesinde genç bir doçent
olarak göreve başlayan Ali Rıza
Karacan, 40 yılı aşkın bir süre
üniversiteye hizmet vermiş. Pek
çok kuruluşa, yeni oluşuma
tanıklık eden ve bu oluşumlarda
aktif görevlerde bulunan Karacan
ile dergimiz için söyleşi yapmak
amacıyla tanışma şansına eriştim.
Onca bilgi, deneyim ve makama
rağmen oldukça mütevazı bir
kişiliğe sahip. Bu söyleşi ise
kendisinin üniversite hakkında
anlatabileceklerinin yanında
devede kulak kalır.
1,2-3,4-5 8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,...84
Powered by FlippingBook