Egeden 20. Sayı - page 22-23

20
21
GÜZ 2014
Yılmaz ve Lütfi Akad gibi önemli
yönetmenlerle filmler çekerek, “ger-
çek oyunculuğu yakalar”. Ardından
Güney’in ikinci dönemi olarak kabul
edilen ve toplumsal sorunlara eğilen
filmlerin senaristliğini ve yönetmen-
liğini yaptığı yıllar gelir. Bu dönemin
ilk filmi; 1968 yapımı Seyyit Han’dır.
Güney, 1970 yılında Umut filmi
ile gerçekçi sinema anlayışının en
önemli ürünlerinden birini verir. Yıl-
maz Güney’in senaryosunu yazdığı
ve başka yönetmenler tarafından
başarıyla filme aktarılan yapımlar,
1970’ler ve ‘80’lerin başlarında da
devam eder. Sürü (1978), Düşman
(1979) ve 1982 yapımı Yol bu filmler-
dendir. Şerif Gören’in yönettiği Yol
filmi, Cannes Film Festivali’nde Altın
Palmiye Ödülü’nü, bir ülkenin filmi
ile paylaşarak, ülkemize kazandırır.
Özetle, Sinemacılar Dönemi, iki
farklı anlayışın birarada ilerlediği,
sinema sanatının gelişimi açısından
ise sinema dilinin yerleştiği, anlatım-
ların ustalaştığı, toplumsal sorunları
konu edinen ve bunları eleştiren
filmlerin yapıldığı, farklı anlatım
yaklaşımlarının uygulandığı, hem
sanat hem de popüler sinemanın
birarada bulunup yapım sayısının
oldukça arttığı başarılı bir dönemi
işaret etmektedir.
12 Mart 1971 muhtırasının
ardından Türk sinemasında, yapım
koşulları ve sanat kalitesi açısından
sorunlar yaşanmaya başlandığı gö-
rülür. Esen, bu dönemde, yükselen
film izleme maliyetleri, televizyonun
etkisi, enflasyon ve siyasi çatışmalar
gibi nedenlerle seyircinin sinema-
dan uzaklaştığını, sinema salonları-
nın kapandığını, film yapım sayısının
hızla düştüğünü belirtir. Bu durum
bölge işletmeciliği ve yıldız oyun-
culara dayalı ticari sistemi çıkmaza
sürüklemiştir. Sinema salonlarının
teknik özelliklerinin ve konforunun
yenilenemediği bu dönemde, film
izleme kalitesi oldukça düşer. Her
geçen gün seyirci kaybeden ya-
pımcılar, seks güldürüleri ve porno
filmler çekmeye yönelmek zorunda
kalır.
Ancak Türk sinemasının tarihin-
de olduğu gibi bu dönemde de iyi
sinemacılar ortaya çıkmaya devam
eder. Örnek olarak Türk sinemasının
en önemli auteur yönetmenlerinden
biri kabul edilen Ömer Kavur, 1974
yılında Yatık Emine filmini çekerek
sinema dünyasına girer. 1979 yılında
gerçekleştirdiği Yusuf ile Kenan filmi
ise, iki erkek çocuğun gözünden,
büyükşehirde “kaybolma”nın öykü-
sünü anlatan başarılı bir yapımdır.
Ömer Kavur, ilerleyen yıllarda da
önemli filmler yapar. Bunlar arasında
özelikle, Yusuf Atılgan’ın romanın-
dan uyarlanan 1986 yapımı Ana-
yurt Oteli, hâlâ sinema tarihimizin
en başarılı uyarlamalarından biri
kabul edilmektedir. Bu dönemde
filmleriyle dikkat çeken ve ileriki
yıllarda da yönetmenliğe devam
eden Yavuz Özkan, Zeki Ökten, Şerif
Gören, Tunç Okan, Erden Kıral, Bilge
Olgaç, Ali Özgentürk gibi isimlerin
yapımlarının da sinema tarihimizde
önemli köşe taşlarını oluşturduğunu
vurgulamak gerekir.
1980’li yıllarda, ABD’li yapım
ve dağıtım şirketlerinin Türk paza-
rına girmesi, yerli ve yabancı film
dağıtımı üzerindeki kontrolümüzü
kaybetmemize neden olmuştur.
Bu dönem Türk sinemasının “üvey
evlat”muamelesi gördüğü, yaban-
cı şirketlere büyük haklar tanınan
yılları işaret eder. Türk sineması, bu
dönemde sadece gişe başarısı elde
etmeye zorlanır. Ticari baskı, ara-
besk-şarkıcı filmlerinin egemenliğini
başlatır. Darbe sonrasında seks film-
leri furyasının yasaklanması, bu, eski
melodram ve Yeşilçam kalıplarından
beslenen arabesk türünü ortaya
çıkartmıştır. Video dönemi olarak
adlandırılabilecek bu dönemde,
benzer karakter ve olaylara dayalı,
kısa sürede üretilip kolay tüketilen
filmler çekilir. Filmlerin sanatsal
arayış çabası yoktur. Orhan Gence-
bay, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur,
Müslüm Gürses, Gökhan Güney gibi
şarkıcılar 1980’lerde şarkılı-arabesk
filmleri çeken isimlerdendir. 1990
yılında ilk özel televizyon kanalının
açılması ve özel televizyonların
sayısının artmasıyla da, sinema
salonlarına seyirci çekme olanağı
neredeyse tamamen durur, video
hâkimiyeti evleri sarar.
Bu yıllarda Türk sinemasında
göze çarpan diğer bir eğilim daha
bulunur. Esen’in vurguladığı üzere,
sıkıyönetimin sürdüğü ilk yıllarda
toplumsal eleştiri filmlerinin yasak
olması, sinemada; bireysel bunalım-
lar, yaratım sorunları, çiftler arasında
cinsel problemler gibi konuların ele
alınmasına yol açar. Bu filmlerden
birkaçı, kadın hakları ve kadının
toplum içindeki yerinin iyileştirilme-
si üzerine, -çoğu yüzeysel olsa da-
arayışa girdiği için önemlidir. 1986
yılından itibaren yasaklamalarda
yaşanan göreli gevşeme, yine az sa-
yıda olmakla birlikte siyasal filmlerin
yapılmasına olanak sağlar.
1980’li yılların ikinci yarısı
Türkiye’de, Hollywood filmlerinin
egemenliği altında geçer. ABD’li
şirketler, film sezonlarını kendi ülke
filmlerine ayırmakta, sezon dışı
dönemi Türk filmlerine bırakmakta-
dır. Bu yıllarda çekilen düşündürücü
güldürü filmleri, arabesk filmlerinin
dışında, seyirci için beğeni toplayan
bir alan olur. Ertem Eğilmez’in
yönetmenliğinde çekilen Ban-
ker Bilo, Memduh Ün’ün Orhan
Kemal uyarlaması Devlet Kuşu,
Kartal Tibet’in Aziz Nesin’in
romanından uyarladığı Zübük
bu filmlerdendir.
Bu dönemde ayrıca; Sinan
Çetin, uzun metrajlı ilk filmi
olan Bir Günün Hikâyesi’ni
çekmiştir. 1980 yılında Sürü
(Zeki Ökten) ve Bereketli Top-
raklar Üzerinde (Erden Kıral)
gibi Türk filmleri uluslararası
yarışmalarda ödül kazanır. 1981
yılında yetmiş iki film çevrilir.
Ali Özgentürk At, Şerif Gören
Yol, Ömer Kavur Fürüzan’ın
senaryosunu yazdığı Ah Güzel
İstanbul ve Kırık Bir Aşk Hikâyesi
filmlerini çeker. Türkan Şoray,
Yaşar Kemal’in romanından
uyarlanan Yılanı Öldürseler filmi
ile yönetmenlik yapar (Diğer
filmleri: Dönüş: 1972, Azap:
1973, Bodrum Hâkimi: 1976). Yine
bu yıl, Ertem Eğilmez Hababam
Sınıfı Güle Güle ile Hababam Sınıfı
serisini bitirir. Kartal Tibet yöneti-
minde Gırgıriye ile yeni bir devam
filmleri serisi başlar. 1982 yılında
Türk sinemasında yine yetmiş iki
film üretilir, ancak yapımların yüzde
ellisi arabesk filmlerden oluşur.
Bununla birlikte, Erden Kıral’ın,
sansür nedeniyle ancak beş yıl sonra
vizyona giren Hakkâri’de Bir Mevsim
filmi ve Zeki Ökten’in Faize Hücum
filmi bu yıl çekilir. Yine bu yıl çekilen,
Sinan Çetin’in Çiçek Abbas filmi,
tartışmalı bir isim olan yönetmenin
filmografisinde en önemli yapım
olarak yer alır. 1980’li yılların diğer
beğenilen filmleri şunlardır: Beyaz
Ölüm (Halit Refiğ, 1983), Şekerpare
(Atıf Yılmaz, 1983), Şalvar Davası
(Kartal Tibet, 1983), Kardeşim Benim
1...,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21 24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,...84
Powered by FlippingBook