Egeden 20. Sayı - page 42-43

40
41
GÜZ 2014
1980 Darbesi, siyasal ve eko-
nomik değişimlerin yanında,
kültürel ve sanatsal alanlarda da
farklılaşmalara neden olmuş-
tur. Doğan ve arkadaşlarının
ifadesine göre, darbe sonrası,
sinemada, sıkıyönetimden dola-
yı ideolojik söylemli filmlerden
daha çok, kadın konulu filmlere
ağırlık verilmiştir (2002: 50).
Kadınların yalnızlıkları, buna-
lımları, direnişleri, kıskançlıkları,
beraberlikleri, sevgileri, cinsel
kimlik arayışları bu filmlerde
yansıtılmaktadır.
Darbe öncesi filmlere
bakıldığında, kadının yerinin
ataerkil sistem yapısı içinde
konumlandırıldığı görülür. Kadın,
sadece özel alanında sınırlandırıl-
makta, kamusal alanda var olmak
isteyen kadın, yok olmaya mahkûm
edilmektedir. Darbe sonrasında,
değişen ekonomik yapıyla beraber
Türkiye’de aydın, bakımlı, kendi
ayakları üzerinde duran kadınların
da hayatları anlatılmaya çalışılmıştır.
Atıf Yılmaz, kadınları ataerkil sistem
içinde olsalar da ayakları üzerinde
durabilen bireyler olarak sunan yö-
netmenlerden birisidir. Yine Doğan
ve arkadaşlarının aktarmasıyla Atıf
Yılmaz, kadın filmlerine yönelmesi-
nin nedenini şöyle açıklamaktadır:
“(…) Kadın kahramanların seçiminin
nedeni, Türkiyeli kadınların erkeklere
göre, daha aktif ve dram kişisi olma-
larından kaynaklanıyor. Erkeklerimiz
örfler, adetler, gelenekler ve yasalarla
belirlenen, korunan çeşitli haklarla
dünyaya gelmektedir. Kadınlarımız-
sa ya bu haklardan yoksun olmaya
razı oluyor, hayatı boyunca bunun
acısını çekiyor ya da bu hakları elde
etmek için kadın hakları elde etmek,
kadınlık onuruna sahiplik çıkmak
mücadelesine girişiyor. Kesin kastlar
oluşmadığı için, insanlar bir yerden
başka bir yere sürükleniyor, sürük-
lendiği yerdeki, işlevim ne sorula-
rını, bilinçli ya da bilinçsiz, kendine
sormaya başlıyor. Her kesimde
insanımız, özellikle kadınlarımız
bir kimlik arayışına giriyor”.
Atıf Yılmaz 1980 sonrasında
yöneldiği kadın sorununu, sınıf-
sal temelli sorunlar üzerinden
ele alarak anlatmıştır. Yönetmen,
Asiye Nasıl Kurtulur filminde
olduğu gibi, geneleve “düşen”
kadınların, bu duruma gelme-
lerini, sosyo-ekonomik olarak,
iki sınıf bakış açısı ile epik tarzda
incelemektedir. “Fuhuşla Müca-
dele Derneği Başkanı” Senniye
Hanım’ın temsil ettiği üst sınıfın,
“kurtarıcı” sıfatlı bireyleri, hayat
kadınlarının (seks işçisi-kölesi)
yaşadıkları hayattan “kurtul-
maları” için, yol aramaya çalışırlar.
Senniye Hanım, bunu yaparken,
“kurtarmaya” çalıştığı kadınların ya-
şamlarını, basmakalıp sözcüklerden
öteye geçmeden inceleyip çözüm
yolu arar.
Senniye Hanım, genelevde
sergilenen oyunun içinde Asiye’ye
kurtuluş yolu bulmaya çalışır. Bunu
yaparken, genelevde çalışan Selahat-
tin anlatıcı görevi görür. Selahattin,
hikâyeyi ve karakterleri tanımla-
makta ve Senniye Hanım ile beraber
hikâyeye yön vermektedir. Senniye
Hanım’a ve bunun üzerinden izle-
yiciye sorular yöneltir ve izleyiciyi
Egemen sistemin ahlak anlayışından
ASİYE NASIL KURTULUR?
GÜNDEM EGE
e
Yiğit MERCAN
Ege Üniversitesi
Radyo Televizyon Sinema Bölümü
Bütünleşik Doktora Öğrencisi
de film içine katılır. Atıf Yılmaz’ın
benimsediği bu yöntem ile izleyici,
konu hakkında düşünmeye zor-
lanır, yönlendirici bir akışın içine
bırakılmaz.
Bu filmde, özellikle karakterle
özdeşleşme yaşanmamaktadır.
Genelevde sergilenen oyunun ilk
sahnesinde, Asiye ile annesi görü-
lür. Anneyi oynayan Zehra’nın, bir
hayat kadını olarak tek isteği, para
kazanmaktır. Annede duygusal
olarak bir yaklaşım gözlemlenmez.
Annenin davranışları, yabancı-
laştırma sağlayıp izleyicinin filme
mesafeli yaklaşmasına aracı olur.
Bununla birlikte, sahnelerin
sonunda sorulan “Şimdi Asiye han-
gi yolu seçmeli?” sorusu, Senniye
Hanım aracılığı ile izleyiciye yönel-
tilmektedir. Senniye Hanım, so-
rusunun ardından, bu duruma, top-
lumun ahlak anlayışı çerçevesinde
cevap verir. “Namuslu” yolu seçmesi
konusunda, Asiye’nin hareketlerine
yön verdiğini düşünür. Fakat ahlak
çerçevesi içinde aldığı kararlar, çok
yüzeysel kalmaktadır. Asiye’nin
içinde bulunduğu durumlardan
kurtulmasını, sadece Asiye’nin
eline bırakmaktadır ve Asiye bunu
yaparken de, ahlak çerçevesi dışına
çıkmamasını istemektedir. Fakat
filmin sonuna doğru, Asiye’nin ken-
dine ait olmayan parayı almasını
ve bunu bildiği yoldan işletmesini
ister. Bu durumda, Senniye Ha-
nım, ahlaken doğru yola sokmaya
çalıştığı Asiye’nin kurtuluşunu yine
ahlaksızlığa bağlamış olur. Burada,
toplumun ahlak kavramının ikiyüz-
lülüğüne dikkat çekilmektedir.
Senniye Hanım, burjuvazinin,
alt sınıftan olana nasıl baktığı
gösteren bir örnek olarak ortaya
çıkmaktadır. Yaşamlarını sorgula-
madan, zorluklarını değerlendir-
meden, başkalarını ahlaklı olup
olmamakla suçlamak ne derece
doğrudur? Aslında Senniye Hanım,
Asiye’nin parayı almasını isterken,
kendi sınıfını var eden dinamikle-
ri savunur ve Asiye’nin bildiği işi
yapmasını önerirken, başından beri
karşı olduğu yeni “Asiyeler” yaratma
sürecini destekler.
Çünkü Senniye Hanım için,
hayatta yakalanan bütün fırsatlar de-
ğerlendirilmelidir. Aynı şekilde, film-
deki fabrika sahibi, müdürüne, hak
ve namustan daha önce, hedeflen-
mesi gerekilenin sadece kâr olduğu-
nu söyler. Burada kapitalizmin temel
amacı ortaya konulmaktadır. Herkes
için bir fırsat bulunur, herkes başarıyı
yakalayabilir. Fakat bunu yaparken,
toplumun yararı değil, bireysel çıkar-
lar ön plana konmaktadır. Senniye
Hanım da burada sistemin temsilcisi
konumundadır. Aslında onun savun-
duğu ahlak anlayışına göre “ahlaksız”
olarak nitelendirdiği Asiye ile filmin
sonunda aynı kıyafetlere bürünmesi,
asıl ahlaksız olanın, egemen sistemin
kendisinin olduğunu göstermekte-
dir.
1...,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41 44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,...84
Powered by FlippingBook