8
9
GÜZ 2014
akademik görevden sonra tekrar ta-
zelenme imkanı buldum, hem de bu
kitap konusunda neredeyse iki yüz
civarında kaynak taradım. O zaman
Türk üniversitelerini taradım –bu
kitabın çıkma aşamasında- 80 küsur
bölümde okutuluyordu; çevre, çevre
ekonomisi, çevre politikası, çevre ko-
ruma konusu. Fakat sadece Uludağ
Üniversitesinden Hasan Ertürk Bey’in
bir yayını vardı. Ben özellikle bu
boşluğu kapatmak amacıyla ihtiyaca
cevap verebilmesi bağlamında bu
kitabı yazdım; çok da zamanımı aldı.
Amerika’dan sonra beş yılımı daha
aldı diyebilirim, epey kapsamlı bir
çalışma oldu. O zaman çok popüler
bir yabancı kitap vardı ondan çok
esinlendim, yararlandım da, çok
hoşuma gitti, Türkiye uyarlamaları
ile o kitabın bir benzerini yazdım. Bu
kitap da İktisat Fakültemizin 6. yayını
olarak çıktı sonra çok sayıda üniversi-
teden de talep gördü. Bunu 2012’de
revize ettik, yeniledik. Yeni bir bölüm
daha ekledim kitaba, o bölümü de
ABD geleneğinde yaygın olan ayrı
basım olarak yayınladım.
Ege Üniversitesinde son olarak
bir yıl kadar süreyle Rektör Prof. Dr.
Candeğer Yılmaz’ın danışmanlığı
da yürüttünüz. Kırk yıla yakın bir
süre içinde pek çok idari görevde
bulunmuş ancak bu arada aka-
demik görevlerinizi de pek ihmal
etmemişsiniz.
Evet derslerime devam etmenin
yanında Tarım Ekonomisi Bölümün-
de bölümün ikinci kitabını çıkardım.
Ege Üniversitesinde yayınladığım ilk
kitabım; Tarım İşletmelerinin Finans-
manı ve Tarımsal Kredi, bu bölümün
ikinci kitabıydı. Hemen ondan sonra
bir kitap daha da yaptık Profesör
Ayhan Çıkın ile. Sosyal Bilimler Ens-
titüsünün ilk yayını bizim yayınımız,
“İhracat Pazar Araştırması” adında
bir tercüme kitap. İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesinin de bir numaralı
yayını bizim. Yani idari görevlerin
yanında akademik çalışmalarımızı da
sürdürdük.
Açıkçası bir yaşama pek çok şey
sığdırmışsınız.
Evet, ben de öyle hissediyorum.
Dersler ve kitapların yanı sıra güzel
araştırmalar da yaptık. Refet Hoca
ile Avusturalya’ya gittik, oralardan
güzel projeler getirdik. Sonra YÖK
tarafında İngiltere’ye gönderildik,
oralardaki YÖK sistemlerini incele-
dik. Japonya’ya gittik, Japonya’daki
balıkçılık üniversitesinin misafiriydik,
oralarda iş birliği anlaşmaları yaptık.
Amerikaya’nın çeşitli üniversitelerine
gittim farklı zamanlarda. Ege Üni-
versitesinde aldığım idari görevlerin
yanında hocalığı da ihmal etmedim,
Akademik yaşamın bütün gerek-
leri olabildiğince gerçekleştirdim.
Tabii bu arada “siz bütün kırk küsur
senenizi hep böyle üniversiteye mi
verdiniz, üniversiteden başka bir şey
yapmadınız mı?” derseniz, o arada
eşim de üniversitedeydi, o da Ege
Üniversiteli, güzel günlerdi. Sonra
evlatlarımızı da olabildiğince özenle
yetiştirdik. Oğlum Amerika’da üni-
versite bitirdi, master yaptı. Kızım da
Amerika’da hem hukuk masterı hem
hukuk doktorası yaptı. Duygulanıyo-
rum tabii kırk sene, çoğu coşkuyla,
sevinçle geçti. Allah’a çok şükür hü-
zünlü günlerimiz olmadı. Tabii idari
görevlerdesiniz, az çok kırgınlıklar
olabilir; fakat bunlar çok azdı. Mesela
biri kadro bekler, veremezsiniz; birisi
başka bir şey bekler. Onları çok güzel
izah ettik; neden olmuyor, ne olaca-
ğını vs. Bu yaşamda hüzünden çok
hep coşku oldu, memnunluklar oldu
ve ben görev yaptığım yerlere pek az
giderim. Mesela yıllarca çalıştığım, iki
dönemmüdürü olduğum enstitüye
çok az giderim; İktisat Fakültesine
çok az giderim –örneğin bir jüri
varsa, ya da bir nezaket ziyaretine gi-
derim- Rektörlüğe de çok az giderim.
Bu bir kırgınlık değil, herkes dostum
ama o dönemi kapatmak gerekiyor
diye düşünüyorum. Ancak yine de
hastaneye gittiğim zaman örneğin
beni tanıyanlarla karşılaşıyorum,
beş kişi birden tanıyabiliyor, sevgi
gösteriliyor; güzel bir süreç yaşadık.
Ben açıkçası herkese de böyle bir
akademik yaşam dilerim. Memnun-
luklarla dolu geçti.
Uluslararası ilişkiler kurduk de-
diniz. Bu konuda örnekler verebilir
misiniz?
Refet Hoca ile birlikte İrlanda’dan
tutun İsrail’e kadar bütün üniversi-
teleri inceleme imkanımız oldu. Çok
sayıda elçi ile görüşme fırsatımız
oldu. Elçiler, sonrasında üniversi-
temiz ile iş birliğinin geliştirilmesi
yönünde talimatlar veriyorlardı.
Çeşitli anlaşmalar yapmamıza olanak
yaratıyorlardı. 1994 yılında Nebraska
Üniversitesi ile yaptığımız anlaşma
çerçevesinde bizim kütüphaneye 15
bin kitap geldi. Hem de onların arşiv-
lerinde beklemiş eski kitaplar değil.
Binlerce yeni kitap. Aynen Amerikan
kütüphanelerinde olduğu gibi.
Diyelim ki öğrenciye bir kitap tavsiye
ettiniz derste, ve “Çocuklar kütüp-
haneden bunu inceleyin” dediniz. O
vakit aynı kitaptan birkaç tane olmalı
ki öğrenci sıkıntı çekmesin. O zaman
tabii bilgisayar ortamı da bu kadar
elverişli değildi. Derken her kitaptan
beşer onar olmak kaydıyla tonlarca
ve binlerce kitap geldi. O kitapların
nakliyesi için Denizcilik Bakanlığı-
na yazdık, ücretsiz olarak bir Türk
gemisiyle geldi. O zaman gazetelere
de yansımıştı bu haber. Sonra Japon
iş birliğimiz oldu; hoca ve öğrenci
değişimini sağladık, öğrenci köyü
projesini oradan getirdik.
2008 yılından beri de akademik
yaşamınıza Yaşar Üniversitesinde
devam ediyorsunuz... Hocamhep
yoğun geçen bir yaşam sürmüşsü-
nüz. Burada neler yapmayı planlı-
yorsunuz?
Evet gelen teklifle 2008 yılında
Yaşar Üniversitesindeki görevime
başladım. Burada da beşinci yılımızı
tamamladığımız için teşekkür belgesi
aldım. İki yıl önce alternatif enerji
bölümü kurulmasına karar verildi, o
görevi burada bana verdiler. Bunun
yanı sıra şu anda Dış Ticaret Bölümü
başkanlığını ve hocalığını sürdürü-
yorum. Tabii böylesine sürekli bölüm
başkanlığı, idari görevler vs. derken
bir de 26-28 sene senatörlük, üniver-
site yönetim kurulu üyeliği, fakülteler-
de yönetim kurulu üyelikleri, fakülte
kurulu üyelikleri gibi görevler bende
derin bir bilgi birikimi yarattı. Bütün
üniversite mevzuatını, yasasını, bütün
yönetmeliğini bilir hale geldim. Çün-
kü ben senatörken hukukçu olmadı-
ğım halde 8 yıl mevzuat komisyonu
başkanlığı yaptım; mevzuata da son
derece hakimdim. Nerde neyin ola-
cağını ya da nerede ne gibi engeller
olacağını, mevzuata katılabileceği
konusunda da iyi bir deneyimimiz
oldu. Elimde de çeşitli kaynaklar
var, Amerika’da üniversite yönetimi,
bir rektörün görevleri, dekanlığın
yapacakları, dekanın/rektörün el
kitabı gibi. Ben de deneyimlerimden
de yararlanarak üniversite yönetimi
üzerine bir kitap yazmak istiyorum.
Sol üstte: ABD Kültür Ateşesi Sn. Jess Baily’nin
Rektörlüğü ziyaretleri sırasında, (sağdan sola)
Prof. Dr. Gönül Öney, Jess Baily, Prof. Dr. Refet
Saygılı, Prof.Dr. Ali Rıza Karacan, Seçkin Ergin ve
Ayşen Hanım (1 Mart 1999).
Sol Altta: Japonya Kumamoto Üniversitesi
Temsilcisinin Ege Üniversitesini ziyareti
(10 Mayıs 1999)