Egeden 3. Sayı - page 72-73

70
71
Grip çok eskiden beri bilinen bir
enfeksiyon hastalığıdır. 1870’li yıllarda
İtalyanlar hastalığı soğuğun etkisi
ile ortaya çıkan ve kutsal bedenleri
etkileyen bir hastalık olarak tanımla-
mışlardır. 1889– 1990 yıllarında Rus
gribi adı altında bir salgın oluşturdu-
ğu ve tüm dünyada bir milyon kişinin
ölümüne yol açtığı bildirilse de grip
hastalığının tam olarak ne olduğu ve
oluşturabileceği etkileri konusundaki
ilk ve kötü deneyim 1918 yılında tüm
dünyayı hızla saran bir salgın sonu-
cu yaşanarak anlaşılmıştır. İspanyol
gribi olarak adlandırılan ve İnfluenza
A H1N1 virüsüne bağlı gelişen bu
salgının 1918-1919 yıllarında Amerika
Birleşik Devletleri’nden (ABD) tüm
dünyaya yayılarak toplam nüfusunun
ortalama %50’sinde gribe neden
olduğu bilinmektedir. Bu salgın tüm
dünyada pnömoni komplikasyonuna
bağlı olarak bazı kaynaklara göre 30
milyon kişinin, bazı kaynaklara göre
de 100 milyon kişinin ölümüne neden
olmuştur. Bu konudaki genel kabul
tüm dünyada 60 milyon kişinin öldü-
ğü şeklindedir. Bu salgına İspanyol
gribi adı, İspanyol Kraliyet ailesine ait
fertlerin hastalığa yakalanmış olma-
larından dolayı verilmiştir. İspanyol
gribi salgınına yol açan İnfluenza A
H1N1 virüsünün asıl kaynağının yeşil
başlı ördekler olduğu ve bazı kaynak-
lara göre önce domuzlara ve sonra
da onlardan insanlara bulaştığı, bazı
kaynaklara göre ise direkt olarak yeşil
başlı ördeklerden insanlara bulaşarak
sonrasında insandan insana yayıldığı
belirtilmektedir. Bu salgın öncesin-
de İspanyol grip salgınına neden
olan İnfluenza A H1N1 virüsünün
1917-1918 kış döneminde Çin’de
hafif seyirli bir grip tablosuna neden
olduğu, ancak sonrasında mutasyon
ile değişime uğrayarak çok bulaşıcı
ve hastalandırıcılık yeteneği çok fazla
olan bir virüs haline dönüştüğü ve
salgına yol açtığı kaynaklarda belirtil-
mektedir.
1918–1919 grip salgınından sonra
tüm dünyayı etkisi altına alan bir di-
ğer grip salgını 1957-1958’de yaşanan
Asya gribi salgınıdır. İnfluenza A H2N2
virüsüne bağlı olarak gelişen bu
salgının tüm dünya nüfusunun %40-
%50’sinde grip hastalığına yol açtığı
ve yine gribin oluşturduğu pnömoni
komplikasyonu nedeniyle bir milyon
ile bir buçuk milyon kişinin öldüğü
bilinmektedir. Asya grip salgınına
neden olan İnfluenza A virüsünün
kaynağı yeşil başlı ördeklerin grip vi-
rüsü ile insan grip virüsü karışımından
oluşan influenza A H2N2 dir.
1957-1958 grip salgınından sonra
üçüncü pandemi 1968-1969 yıllarında
gelişen ve Hong Kong grip salgını adı
verilen salgındır. Tüm dünya nüfusu-
nun %30’unun hastalığa yakalandığı
ve bir ile dört milyon kişinin pnömoni
nedeniyle öldüğü bilinmektedir.
Salgına neden olan İnfluenza A H3N2
virüsüdür.
2004 Ocak ayında Asya’dan
başlayan ve Kuş gribi adı verilen ve
İnfluenza A H5N1’e bağlı gelişen grip-
te ise durum diğerlerinden farklıdır.
Zira henüz insandan insana bulaş-
tığı gösterilen bir kuş gribi olgusu
yoktur. 2004 ile 2008 yılları arasındaki
olgu sayısı 385 olup bunların hepsi
kuşlardan ve kümes hayvanlarından
insanlara doğrudan bulaşan kuş gribi
olgularıdır. Ancak hastalık
çok daha ciddi ve ağır se-
yirlidir. Söz konusu tarihler
arasında 385 olgunun
243’ü kaybedilmiştir. Mor-
talite oranı %63 olup bu
oran diğer grip türlerinden
çok daha yüksektir.
2009 yılı Nisan ayında
Meksika’da domuz çiftli-
ğindeki domuzlar arasında
gribe neden olan İnfluenza
A H1N1’in bu domuzlara
bakım veren kişilerde de
hastalığa neden olduğu
saptanmıştır. İnsanlar-
da daha önce hiç gribe
neden olmadığı saptanan
başlangıçta domuz gribi
şimdilerde ise İnfluenza A
H1N1 virüsü gribi ya da A
gribi olarak adlandırılan
bu hastalık hızla insandan
insana yayılmıştır. Hastalık
Haziran ayı ortasında tüm
kıtalara ulaşmış ve 5. ve sonra da 6.
derece pandemi düzeyine ulaştığı
Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildi-
rilmiştir. Nisan ayı ortasından 9 Ekim
2009 tarihine kadar 378.000 sayısına
ulaşan yeni bir İnfluenza A virüsünün
oluşturduğu (İnfluenza A H1N1 2009)
grip salgınının bugüne kadarki grip
salgınları içerisinde en hızlı yayılan
iki salgından birisi, belki de ilki olma
özelliğine sahip olduğu bildirilmek-
tedir. Hastalık; her sene karşılaşılan
mevsimsel gripteki belirtilerden
farklı olmamakla birlikte olguların
büyük bölümünde daha hafif seyret-
mektedir. Olguların büyük kısmı en
geç bir hafta içinde iyileşmektedir.
Ancak mevsimsel gripten farklı olarak
doğrudan alt solunum yollarına da
yerleşebildiği ve çok daha ciddi ve
ağır seyredebildiği de görülmektedir.
Mortalite oranı mevsimsel gripten
daha düşük olmakla birlikte hami-
leler, çocuklar, kronik kalp, akciğer
hastalığı ile şeker hastalığı olan
olgular, bağışıklık sistemi baskılan-
mış olgular dışında normal sağlıklı
kişilerde ve özellikle genç erişkinlerde
de ölüme neden olabilmektedir. 25
kasım 2009 tarihi itibarı ile İnfluenza
A H1N1 nedeniyle ölen 123 olgunun
60’ında altta yatan herhangi bir hasta-
lık mevcut olmayıp bunların çoğunu
genç erişkin yaş grubundaki kişiler
oluşturmaktadır.
Domuz gribi ile mücadelede en
etkili yöntem şu an için aşı ile ko-
runmadır. Aşı için risk grubu terimi
kalmamış olup 6 aydan itibaren 55
yaşına kadar olan herkesin aşılanması
hem hastalığa karşı korunmada hem
de hastalığın bir an önce önüne geçil-
mesinde etkili bir yöntemdir.
20 Kasım 2009 tarihinde Norveç
Sağlık otoriteleri üç İnfluenza A H1N1
2009 (domuz gribi) virüsünde mütas-
yon geliştiğini ve mütasyon saptanan
olgularda hastalığın daha ağır seyretti-
ğini bildirmişlerdir. Ancak bu virüslerin
ülkede yayıldığını gösteren bir kanıta
rastlamamışlardır. Yine salgının başla-
Tarihte grip salgınları
Prof. Dr. A. Çağrı BÜKE
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji AnabilimDalı
dığı Nisan ayından bugüne kadar Bre-
zilya, Çin, Japonya, Meksika, Ukrayna
ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de
mütasyona uğramış influenza A H1N1
virüsleri bildirilmiştir.
Tüm bu olgular ile ilgili veriler
tam olarak elde mevcut olmamakla
birlikte hafif seyreden olgulardan da
ağır seyreden olgulardan da mütas-
yon saptandığı Dünya Sağlık Örgütü
tarafından bildirilmiştir. Ancak şu
an için mütasyon gelişen virüslerde
tedavide kullanılan grip ilaçlarına
(antiviral) (oseltamivir ve
zanamivir) karşı direnç
saptanmamıştır.
Yine şu an uygulan-
makta olan domuz gribi
aşısının mütasyon geliştiği
saptanan İnfluenza A H1N1
virüslerine karşı da etkili
olduğu ve koruma sağla-
dığı Dünya Sağlık Örgütü
tarafından bildirilmektedir.
Kanada’ya Glaxo Smit-
hKlein aşı üretici firmasının
gönderdiği aşılardan bir
kısmında (yaklaşık 7.5
milyon dozdan 172.000
dozluk parti) alışılmış oran-
ların üzerinde bir alerjik
reaksiyon gelişmesi üze-
rine bunlar toplatılmıştır.
Türkiye’de de bu firmanın
ürettiği aşılar kullanılacak
olup Kanada’daki seri ile
Türkiye’deki üretim serile-
rinin birbirinden farklı ol-
duğu ve benzer etkinin beklenmediği
yetkililer tarafından bildirilmektedir.
Şu an için hastalıktan korunmada en
etkili yol aşılanmadır.
Hastalığa karşı bağışıklık sistemi
güçlendirmek amacıyla yapılması ge-
rekenler; mümkün olduğunca vücudu
dinlendirmek, dengeli beslenmek ve
başta su olmak üzere bol sıvı tüket-
mektir. Bu bağlamda piyasada öneri-
len birtakım ot karışımları olan; kabuk
tarçın, zencefil, kuşburnu, karanfil,
havlucan ve ıhlamur gibi bitkiler tek
tek ya da karışımları ancak Tarım ve
Köy İşleri Bakanlığından onaylı olmak
koşulu ile ve sıvı alımı niyetine kulla-
nılabilecek bitkilerdir. Yoksa virüsün
vücuda girmesini önleyici etkileri söz
konusu değildir.
TIP DÜNYASINDAN
1...,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71 74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84
Powered by FlippingBook