Egeden 2. Sayı - page 50-51

Ormanları
yangından
siz koruyabilirsiniz
48
49
Y
az aylarında, gazetelerde yer
alan bazı başlıklar birbiri-
ne çok benzer: “Ciğerimiz
yanıyor.” Evet; her orman yangınında,
ulusça ciğerimiz yanıyor. Yeşil örtüyü
yok eden cehennem alevleri, hiç
kuşkusuz hepimizi derinden üzüyor.
Vatandaş haklı olarak, orman yangın-
larıyla daha etkili mücadele yapılma-
sını, çıkan yangınların en az hasarla
söndürülmesini istiyor.
Biliyor musunuz? Ülkemizde çıkan
orman yangınlarının yüzde 97’sini in-
sanlarımız dikkatsizlik, ihmal sonucu
veya kasten çıkarmaktadır. Sigaradan,
anız yakılmasından, piknik sonrası
mangal ateşlerinin gelişigüzel orman
içine atılmasından, elektrik hatlarının
kopmasından, yabani hayvanları
ormandan uzaklaştırmak maksadıyla
her yıl ülkemizde ortalama 2000 adet
yangın çıkmakta ve 10 bin hektar
orman yanmaktadır. Orman yangın-
larının söndürülmesi için de önemli
miktarda harcamalar yapılıyor. 2008
yılında Orman Genel Müdürlüğü 300
milyon TL.’yi bu işler için sarf etmiştir.
Aslında, eğitim ve propaganda
çalışmalarıyla orman yangınlarını
azaltabiliriz. Orman köylerinde,
okullarda, çeşitli topluluklarda orman
yangınlarının nasıl çıktığı, yangın
çıkmasıyla birlikte vatandaşlarımıza
düşen görevler anlatılırken yangın
sonrası ormanda meydana gelen yı-
kım gözler önüne serilebilir. Amerika,
1950 yılından bu yana sembol olarak
seçtiği Smokey Bear’la (tüm dünya
onu yangından kaçan ayı yavrusu
olarak tanıyıp, biliyor) orman yangın-
larının azalmasını sağlıyor. “Smokey
Bear” programı sayesinde, Birleşik
Devletler’de her yıl yaklaşık 20 milyar
dolarlık zarar önleniyor. Belki biz
de yangından kaçan kaplumbağayı
orman yangınlarının sembolü haline
getirebiliriz.
Peki, orman yangını felaketiyle
nasıl savaşacağız? Orman yangınları-
nın gelişip büyümesinde dört unsur
önemli rol oynuyor. Yanıcı maddeler,
hava şartları, arazi yapısı ve insan
unsuru. Yangınların etkili olduğu
Akdeniz iklim kuşağında hakim bitki
örtüsü çam ağaçları ve maki florasıdır.
Bunların yapraklarında ve odununda
bulunan eteri yağlar yangını hızlan-
dırır. Hava sıcaklığı, rutubet, rüzgar
yangının şiddetini tayin eder. Arazinin
meyli, bakısı, yüksekliği yangının
seyrini etkiler. İnsan unsuru için de
şunu söyleyebiliriz: Yangının geç fark
edilmesi, geç ulaşılması, söndürmede
çalışanların eğitimleri, kondisyonu,
söndürmede kullanılan teçhizatın (el
araçlarından, helikopter ve uçaklara
kadar) yeterli olup olmadığı, yangın-
ların gelişmesini etkiler. Geçmişte ya-
şanan ve kamuoyunca çok iyi bilinen-
bir yangından söz etmek istiyorum.
03 Temmuz 2006 gecesi, Ayvalık-
Çamlık Dinlenme Tesislerindeki or-
Metin GENÇOL
Ege Orman Vakfı
Genel Müdürü
manlık alanda piknik ateşinden çıktığı
iddia edilen yangın, rüzgarın fırtına
şeklinde denize doğru esmesiyle kısa
sürede yayılma gösterdi. Yangın 250
m genişliğindeki denizi aşarak Şeytan
Sofrası’na sıçradı. Yangının bu şekilde
denizi aşması beklenmedik bir geliş-
meydi. Buna teknik olarak yangının
konveksiyonla yayılması deniyor. Aşırı
rüzgar, gece yangın söndürme çalış-
malarının güçlüğü nedenleriyle Ba-
davut yönüne de sirayet eden yangın
sonuçta 168 hektar orman alanının
yanmasına sebep oldu. Şeytan Sofrası
yangını, ormancılık tarihine denizi
aşan orman yangını olarak geçti.
Öncelikle, şunu unutmamamız
gerekiyor. Yangınla mücadelede “kay-
bedilen zaman” daha fazla risk, daha
fazla maliyet getirir. Orman yangını
ihbar telefon numarasının “177” oldu-
ğunu burada hatırlatmak isterim.
Yangına erken müdahale yangının
büyümesini önler. Yangınlara yalnız
Haziran - Ekim ayları arasında değil,
her zaman hazır olmalıyız. Mutlaka
sizin de katkılarınız olabilir. Ormanları
yangından siz koruyabilirsiniz.
50 bin Egeli 50 bin fidan
Ege Üniversitesi köklerini geleceğe uzatıyor
E
ge Üniversitesi, Ege Orman
Vakfı işbirliği ile “Ege Cum-
huriyet Ormanı” oluşturmaya
hazırlanıyor. Üniversite’nin geleceğe
bir armağanı olmasının yanısıra, son
dönemlerde orman yangınlarının
oluşturduğu tahribata da ilgi çekecek
olan ve 50 bin fidanın hedeflendiği
kampanya, EÜ mensuplarının ve tüm
halkın katılımına açık olacak. Vakıf ile
üniversite arasında 27 Ağustos’da 50.
Yıl Köşkü’nde düzenlenen protokol
töreninde konuşan Ege Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,
şunları söyledi: “Üniversite olarak sivil
toplum kuruluşlarıyla yapılan işbir-
liklerinin önemli olduğunu biliyoruz.
Üniversitenin görevi bilimi üretmek,
Ege Orman
Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı
Cem Bakioğlu da
devletin konuy-
la ilgili yaptığı
çalışmalara sivil
toplum örgütleri
ve bütün kuruluş-
ların destek olma-
sı gerektiğini vur-
guladı. EÜ Genel
Sekreteri Prof. Dr.
M. Bülent Özkan
da toplantıda “Ege
Cumhuriyet Ormanı” Kampanyası ile
ilgili bilgi verdi. Toplantıda, EÜ Yöne-
timi, fidan bağışlayarak kampanyayı
başlatmış oldu. Ayrıca Cem Bakioğlu
da 1000 fidan bağışlayarak kam-
panyaya destek verdi.
Ege Üniversiteliler
kutlamalarını fidan ile
yapacak
Kampanyayla birlikte, Ege
Üniversitesi, kurum içi kutlama-
larda, cenaze törenlerinde ve
benzeri törenlerde çiçek, çelenk
veya diğer alternatifler yerine
fidan gönderecek. EÜ men-
supları kutlama veya törenler
için EÜ Basın ve Halkla İlişkiler
Müdürlüğü’nden Ege Orman
Vakfı’nın fidan bağış kartlarından
temin edebilecek..
Egelilerin bağışladığı fidan-
larla, İzmir İl Çevre ve Orman
Bölge Müdürlüğü’nün Urla’da
tahsis ettiği alanda oluşturula-
cak olan ormanın ilk fidanları,
26 Ekim-13 Kasım 2009 tarihleri
arasında yapılacak olan, “Cum-
huriyet ve Atatürk Günleri”
kapsamında Ege Üniversitesi
Lojmanları sahasında dikilecek.
Ege Üniversitesi’nin idari-akade-
mik tüm çalışanları, mezun ve
emekli mensuplarının yanısıra
tüm halkımız 4 TL, EÜ öğrenci-
leri ise 3 TL bağış ile ormana bir
fidan dikimi ve bu fidanın 5 yıllık
bakımını sağlamış olacaklar.
Ayrıntılı bilgi için
ege.edu.tr
adresine ulaşılabilir.
topluma yaymak,
güncel konular
üzerinde topluma
önderlik etmektir.
Çevre bilinci ve
çevre duyarlılığı,
küresel ısınma ile
birlikte çok önem-
li hale gelmiştir.
Bilinç kazandırmak,
yaşama geçirilmesi-
ni sağlamak en çok
üstünde durduğu-
muz konudur.” Prof.
Dr. Yılmaz “Ev, hasta
ziyaretlerinizi fidan hediye ederek
yapınız” diyerek toplumu kampanya-
ya destek olmaya çağırdı.
Kızılçam Öyküsü
Prof. Dr. M. Bülent ÖZKAN
Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı
Ülkemizde meydana gelen orman yangınlarının büyük bölümü yazları sıcak ve kurak geçen Akdeniz
iklimi etkisi altındaki Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri kıyı alanlarında yer alan kızılçam ormanlarında
görülmektedir.
Kızılçam (Pinus brutia), doğal yetişme ortamlarında (Akdeniz ekosistemi) 1200 metre rakıma kadar
rastlanabilen, kıyıya yakın yükseltilerde genellikle düzgün olmayan gövdeli, kalın dallı ve dağınık taçlı,
yüksek rakımlı alanlarda ise düzgün ve 25 metreye kadar boylanabilen uzun gövdeli, ince dallı, toplu ve
sivri tepe oluşturan bir ağaçtır. Kızılçamlar yetişme ortamı istekleri bakımından son derece kanaatkâr
bitkilerdir. Bitki besin elementleri yönünden fakir, kurak ve taşlı topraklarda, güney yamaçlarında, nispi
rutubeti çok düşük ortamlarda bile kolaylıkla yetişebilmektedir.
Büyük çoğunluğu antropojen (insan kaynaklı) nedenlerle oluşan ve toplumun her kesimini derinden
üzen orman yangınlarının önlenmesi için kamuoyu oluşturulması ve halkın bilinçlendirilmesi büyük
önem taşımaktadır. Ancak Akdeniz ekosisteminde orman yangınlarının belirli zaman dilimlerinin geçme-
si sonunda ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu ve bu durumun yararlı sonuçları bulunduğu bilinen
bir gerçektir. Kızılçamın gölgede çimlenme zorluğu gösteren tohumlarının çimlenmesi ve yine gölge
ortamlarda yeterince gelişemeyen fidelerinin yaşayabilmesi için adeta belirli büyüklüğe ulaşan kızılçam
ağaçlarının kendini ortamdan uzaklaştırarak, yeni nesillerine uygun ortam yaratma yönünde program-
landırıldıkları düşüncesi akla gelmektedir.
Gerçekten kızılçam ağaçlarının kolay yanma özellikleri, yanan kozalaklarını yüzlerce metre ileriye
fırlatabilmeleri, kozalaklarının bir kısmının içindeki tohumların hayatiyetlerini kaybetmeden yıllarca
kapalı olarak kalabilmesi ve yangın dönemlerinde tohumun zarar görmemesi, yangın sonrasında
açılan kozalaklardan çıkan kızılçam tohumlarının yangın sonrasında oluşan mineral maddelerce zengin
topraklarda kolayca çimlenebilmesi bu düşünceyi desteklemektedir. Kızılçam ağaçlarının bu ilginç
özellikleri nedeniyle Akdeniz ormanlarının kendilerini yenileme potansiyelleri bulunmaktadır ve yeniden
ağaçlandırma çalışmalarında bu çok önemli özellik göz önünde bulundurulmaktadır.
Yanmak için her fırsatı değerlendirecek bir yapıya sahip olan kızılçam ağaçlarının belirli büyüklük-
lere ulaşmadan yanmalarını önlemek konusunda çok dikkatli olmak ve ayrı bir hassasiyet göstermek
gerektiği unutulmamalıdır.
1...,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49 52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,...76
Powered by FlippingBook