Egeden 2. Sayı - page 38-39

36
37
F
akültemizin girişinde, sol taraftaki
duvarda bulunan kabartma pano, yurdun
çeşitli yerlerinde yapılan kazıları simge-
ler. Bundan anlaşıldığına göre Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümleri Doğudan Batıya
kadar bir çok yerde kazılar yürütmektedir. Her yıl
Haziran sınavlarının bitiminde arkeologlar yola
koyulur. Eylül ayında dönüş başlar. Ders yılı içinde
bütün bir yıla yayılan konferanslarda, bu kazılardan
elde edilen sonuçlar bize sunulur. Biz de bu kazılar
hakkında daha somut bilgilere ulaşırız. Böylece
bütün yurt yüzeyinde yapılan kazıların bütün
sonuçları önümüze gelir.
Bütün bu çabalar, yalnız üniversitemiz adına
değil, ülkemiz adına da onur vericidir. Niçin? Çünkü,
Cumhuriyet’ten önce ülkemizdeki kazılar hep
yabancılar tarafından yürütülürdü. İmparatorluk
döneminde Osman Hamdi Bey, uluslararası alanda
tanınmış tek Türk arkeoloğu olarak görülmektedir.
O, imparatorluğun geniş coğrafyasında önemli
Edebiyat Fakültesi ve
arkeolojik kazılar
Prof. Dr. Zeki ARIKAN
Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü
Yakın Çağ Tarihi A.B.D.
kazılara imza attı. Büyük İskender lahdini buldu.
Arkeoloji Müzesi’ni (Asar-ı Atika Müze-i Hümayun)
kurdu. Kazılarla ilgili düzenlemelere imza attı.
Tanzimattan sonra çıkarılan ilk yönetmeliklerdeki
boşluklar pek çok eserin yurt dışına gitmesine
yol açtı. 1882 ve 1904 Nizamnameleri bunun
önüne geçebildi. 1904 nizamnamesi Cumhuriyet
döneminde de uzun süre yürürlükte kaldı. Böylece
yapılan kazılarda elde edilen malzemenin yurt
dışına çıkarılmasının önüne geçilebildi.
Osmanlı İmparatorluğu toprakları içindeki sit
alanları yabancıların kazı yapmak için çok önem
verdikleri çekici bir uğraştı. Çünkü bu toprakların
altındaki zenginlikler öteden beri biliniyordu.
Ekonomik alanda olduğu gibi arkeolojik alanda da
büyük devletler, Türkiye’de tam bir yarışma içinde
bulunuyorlardı. Kazı izni alan ülkeler bunun siyasal
nüfuzla eş anlamlı olduğunu biliyorlardı. Bu yarış,
bu rekabet Cumhuriyet dönemine kadar devam etti.
Atatürk, üzerinde yaşadığımız toprakların
altındaki zenginliğin bilincine varmamızı istiyor
aynı zamanda ülkemizin uluslararası bir yarış alanı
olmaktan kurtarılması gerektiğini savunuyordu.
Atatürk, bir yandan bu doğrultuda çaba harcarken
öte yandan da geleceğin arkeologlarını yetiştirmek
için büyük bir çalışma içine girmiş bulunuyordu.
Onun Avrupa’ya gönderdiği öğrenciler, gerçek an-
lamda bir Türk arkeolojisinin kurucusu oldular. Bu-
gün uluslararası düzeyde onlarca arkeoloğumuzun
bulunduğunu unutmamak gerekir. Ülkemizin yer
altı zenginliklerinin ortaya çıkmasını ve dünyaya
tanıtılmasını bu arkeologlarımıza borçluyuz. Yaban-
cı arkeologların bu alandaki çabalarını yadsımıyor
ve takdir ediyoruz. Ancak arkeoloji, Cumhuriyet
döneminde bir yarış ve bir rekabet alanı olmaktan
çıkmış, yerini karşılıklı anlayışa dayanan bir iş
birliğine bırakmıştır.
Ben, fakültemizce yürütülen kazılardan ikisiyle
yıllardan beri yakından ilgilenirim. İlki Milas’taki
Menteşeoğulları’nın başkenti Beçin’de yapılan kazı-
dır. Öteki de Eski Foça kazıları…Beçin’de Prof. Dr.
Rahmi Hüseyin Ünal’ın başkanlığında yürütülen bu
kazıda, onun bilinçli, disiplinli ve titiz çalışmalarına
tanık oldum. Kitabeler, mezartaşları konusunda
derin bilgisiyle Öğr. Gör. Aydoğan Demir’in, eski
sikkeler üzerinde genç yaşta uzmanlaşan Gültekin
Teoman’ın katkıları, bu eski başkentin tarihsel ve
kültürel varlığına yepyeni açılımlar sağladı. Yazın
sıcakta, güneş altında çalışan öğrencilerin, işçilerin
emeğini de elbette dile getirmek gerekir. Kazıya
katılan öğrencilerle paylaştığımız yemek ve çay
saatlerini unutamam…
Bütün bu çalışmalar sürecinde ortaya çıkan
cami, han, hamam, zaviye gibi eserler, mezartaşları
ve sikkeler, İbni Battuta’nın XIV. yüzyılda, Evliya
Çelebi’nin XVII. yüzyılda ziyaret ettikleri Beçin’i
günümüze taşıdı. Yine bu çalışmalar sırasında
birkaç yıl önce bulunan binlerce sikke, yakın bir
zamanda ortaya çıkacak bilimsel bir yayının teme-
lini oluşturacaktır. Bütün bu verilerden, Menteşe
tarihinin büyük araştırıcısı rahmetli Prof. Paul
Wittek’in, yaşamış olsaydı ne kadar büyük mutluluk
duyacağını tahmin etmek zor değil…
Beçin, Beylikler döneminde geniş bir alana
yayılmış kalabalık bir kentti. Osmanlı’nın ilk
zamanlarında, hatta XVI. yüzyılda bile bu özelliğini
koruyordu. Fakat giderek bu özelliğini yitirdi ve
tamamen metruk bir hale geldi. Kazı alanının
meskûn olmaması çalışmalar açısından olumludur.
Çünkü bu durum olası sorunları ve sürtüşmeleri
ortadan kaldırır. Oysa yerleşim alanlarında kazı
yapmak yığınla sorunun ortaya çıkmasına yol açar.
Eski Foça bu tür kazı alanlarından biridir.
Bu kazı alanına gelince; ben Eski Foça’nın
Osmanlı dönemi tarihini araştırıyorum. O yüzden
buraya daha sık gidip geliyorum. Prof. Dr. Ömer
Özyiğit başkanlığında 1989 yılından beri yürü-
tülen Phokaia kazıları, bu eski İyonya kentinin
pek çok bilinmeyen öğelerini gün ışığına
çıkardı. Buradaki kazılar ilkin 1913 – 1914 ve
1920 yıllarında Fransız arkeolog Felix Sartiaux
tarafından yönetildi. Daha sonra Ord. Prof. Dr.
Ekrem Akurgal Eski Foça’da kazılara başladı.
Akurgal, Athena tapınağının yerini doğru ola-
rak belirleyebildi. Fakat buradaki kazılar, Prof.
Özyiğit’in çalışmalarıyla yepyeni bir anlam ve
içerik kazandı. Prof. Özyiğit kentin çeşitli yerlerinde
yaptığı kazılarla Foça’nın antik dönemde büyük bir
seramik üretim merkezi olduğunu gösterdi. Kentin
antik tiyatrosunun yeri ilk kez keşfedildi. Antik
tiyatronun Anadolu’daki en eski taş tiyatro binası
olduğu anlaşıldı. Tiyatro M.Ö. 340 – 330 yıllarına
tarihlendi.
Athena tapınağında bulunan grifonlar ve pro-
tonlar, bu alanda yürütülen çalışmaların en verimli
buluşları olarak görülmektedir. Ancak tapınaktaki
çalışmalar sınırlıdır. Çünkü, Athena tapınağının
üstünde okul binası yükselmektedir. Bu bakımdan
tapınak halen toprak altındadır.
Öte yandan, Herodotos’un sözünü ettiği duvar
da açığa çıkarılan eserler arasındadır. Foça’nın
7 km doğusundaki Pers mezar anıtının da çevre
düzenlemesi yapılmış ve ziyaret edilebilir konuma
getirilmiştir. Foça’nın içinde bulunan Bizans
nekropolü kentin sürekliliğini kanıtlayan önemli
bir buluştur.
Antik dönem kalıntılarının yanında son-
radan yapılan eserler, Foça’nın zengin tarihinin
sürekliliğini ortaya koymaktadır. Kuruluşu antik
döneme kadar uzanan Roma, Bizans, Ceneviz ve
Osmanlı dönemindeki onarımlarla bu güne kadar
gelen kent surları bunun en önemli kanıtıdır.
Prof. Özyiğit’in, bu onarımların hangi döneme
ait olduklarını belirlemek için gösterdiği çabalar
her türlü takdirin üstündedir. Foça’da Fatih Sultan
Mehmet, Kayalar camileriyle Hafız Süleyman Ağa
Mescidi, rıhtım başlıca Osmanlı eserleri olarak
görülmektedir. Yanlış olarak Venedik Kalesi olarak
bilinen Osmanlı kalesinin yıkıntılarını da göz
önünde bulundurmak gerekir. Yine bir Osmanlı
hamamını da bunlara eklemek gerekir. Fakat asıl
sorun, Osmanlı mezarlığının temizlenmesi ve
kitabeleriyle bir bütün olarak ele alınması, ortaya
çıkarılmasıdır. Bu alanda da çalışmalar başlamıştır.
Foça, Yeni Foça ile birlikte ortaçağda önemli bir
şap üretim merkezi olarak görülmektedir. Her iki
Foça’nın şap madenlerini Cenevizliler işletiyor ve
bundan olağanüstü kazançlar elde ediyorlardı.
Ceneviz egemenliği 1455’te sona erdi. Ancak şap
üretimi bir süre daha devam etti. Şap, İtalya’daki
dokumacılığın en önemli girdilerinden biriydi. İşte
burada yapılan arkeolojik kazılar Eski Foça’yı bir çok
özellikleriyle günümüze taşımıştır.
Aydın Kadıkalesi (Anaia)
Prof. Dr. Zeynep Mercangöz
Aydın İlyas Bey Külliyesi
Yrd. Doç. Dr. Yekta Demiralp
Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak
Balıkesir Antandros
Doç. Dr. Gürcan Polat
Denizli
Beycesultan
Yrd. Doç. Dr. Eşref Abay
Denizli
Kale-i Tavas (Tabae) Prof. Dr. Bozkurt Ersoy
Denizli
Tripolis
Yrd. Doç. Dr. Aytekin Erdoğan
Diyarbakır Kavuşan
Doç. Dr. Gülriz Kozbe
İzmir
Yeşilova
Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin
İzmir
Klaros
Prof. Dr. Nuran Şahin
İzmir
Yakaköy Mezarlığı
Yrd. Doç.Dr. Ertan Daş
Manisa Aigai
Prof. Dr. Ersin Doğer
Siirt
Başur
Yrd. Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur
Siirt
Çattepe
Yrd. Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur
Van
Ayanis
Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu
Edebiyat Fakültesi tarafından
yürütülen diğer kazılar
Menteşeoğulları Başkenti Beçin
Eski Foça’daki Phokaia kazısı
1...,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37 40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,...76
Powered by FlippingBook