Egeden 2. Sayı - page 28-29

BİR EGELİ’NİN YAŞAMI
S
on günlerde en çok tartışılan
konulardan biri 3G. Tele-
vizyonlarda hemen hemen
her kuşakta yayınlanan 3G ile ilgili
reklamlar, gazetelere verilen sayfa
sayfa ilanlar, 3G teknolojisi ile
yapılabileceklerin neredeyse
sınırsız olduğunu anlatıyor,
insanın kendisini uzay yolu
filmlerinden birinde hissetme-
sine neden oluyor. 3G ile birlik-
te internetin ve dolayısıyla
bilginin hemen her an elimizin
altında olacağı vurgulanıyor,
iletişimde bir sınırsızlıktan
bahsediliyor.
Peki ama nedir 3G?
3G İngilizce açılımı 3rd
Generation Mobile Network,
Türkçesi ile 3. Nesil Mobil İleti-
şim Ağı. Tarihsel gelişim süreci
içerisinde iletişim teknoloji-
sindeki yenilikler, kullanılan
teknolojinin niteliğine bağlı
olarak ait olduğu dönemi kap-
sayan nesillerle ifade edilmektedir.
3G de bu alanda mobil iletişimdeki
3. Nesil teknolojiyi simgeler. Kısaca
özetleyecek olursak:
1G: Kullanılan birinci nesil kablo-
suz iletişimi simgeler. 1979 yılında or-
taya çıkan ilk nesil mobil ve kablosuz
iletişime izin veren teknolojik altyapı-
yı oluşturan unsurlara verilen isimdir.
1G tamamen analog teknolojiyi
kullanıyordu ve sadece ses iletişimine
imkan tanıyordu.
2G: Kablosuz iletişime tamamen
sayısal bir altyapı ile imkan veren
ikinci nesil 90’lı yılların başında kulla-
nılmaya başlandı. Sesin yanında aynı
zamanda kısa mesaj modem bağlan-
tısı ve veri iletimi de mümkündü.
2.5G: 2G’nin günümüze moderni-
ze edilmiş versiyonu olarak ifade edil-
mektedir. Ses ve kısa mesaj iletişimin
dışında multimedya destekli mesaj
(MMS) ile fotoğraf ve görüntü iletimi
ve aynı zamanda wap, GPRS gibi alt-
yapılara entegre olarak mobil olarak
internete bağlamak da mümkündü.
Günümüzde kullandığımız telefon-
bir süredir hayatımızın vazgeçilmez-
leri arasında olan cep telefonları,
günlük hayat içerisinde kendisine
olan ihtiyacı daha fazla hissettirme-
ye başlayacak, hayatımıza getirdiği
yeniliklerle birlikte ihtiyaçtan daha
fazlası konumuna gelecekler. 3G ile
birlikte iletişimde karşılıklı etkileşim
ve interaktivite artacak, internet ve
ona entegre olan bütün sistemlere
erişebileceğiz. Kısacası günlük hayatla
ilgili olan hemen hemen her şey cep
telefoları ile yönlendirilebilecek. 3G
teknolojisinin hayatımıza getireceği
yeniliklere şöyle bir bakacak olursak;
En bilinen şekliyle cep telefon-
ları üzerinden görüntülü konuşma
mümkün hale gelecek. Bir bilgisayara
ve istemci bir yazılıma gerek kalma-
dan telefon rehberindeki herkesle
istediğimiz yerden görüntülü olarak
konuşabilme imkanına sahip olaca-
ğız. Diğer yandan görüntülü konuşma
imkanı 3G teknolojsine geçmiş olan
diğer ülkelerde olduğu gibi kamusal
hizmetlere erişim ve sağlık alanında
devrim niteliğinde hizmetle-
rin verilmesine sebep olacak.
3G sayesinde sağlık alanında
yaşanacak en büyük yenilik-
lerden birisi de uzaktan tedavi
olacak.
E-devlet uygulamalarına
baz istasyonunun olduğu
her yerden erişilebilecek, bu
da bürokrasinin karşımıza
çıkardığı engellerin azalma-
sına sebep olacak ve birey ve
devlet arasında çok hızlı ile-
tişim kurulabilecek. Güvenlik
sektöründeki ihtiyaçlarda da
oldukça esnek bir yapı geli-
şecek. Örneğin; evdeki veya
ofisteki bir güvenlik kamera-
sına cep telefonu ile bağlanıp
görüntüsünü alabileceğiz,
kontrol edebileceğiz ve ister-
sek kapatıp açabileceğiz. Böy-
lelikle akıllı konut uygulamaları önem
kazanacak örneğin; eve gelmeden ka-
loriferi çalıştırıp evimizi ısıtabileceğiz
veya klimamızı çalıştırıp soğutabile-
ceğiz. Bunlara paralel olarak e-ticaret
uygulamaları daha da yaygınlaşacak.
Cep telefonu kullanılarak alışveriş
yapılabilecek, banka işlemleri çok
daha hızlı ve banka şubesine ihtiyaç
olmadan gerçekleştirilebilecek. İş ye-
rinde veya ofiste çalışma yerine insan
kaynağı daha iyi değerlendirilecek
ve “home office” imkanları daha fazla
yaygınlık kazanacak. Mobil imkanların
gelişmesiyle birlikte uzaktan eğitim
uygulamalarındaki interaktivite ve
katılım miktarında artış gözlenecek.
3G
ne getirir
ne götürür
3.
Nesil (3.Generasyon-
3G) iletişim teknolojisi,
kablosuz ağ sisteminin
en gelişmişi olup şu ana kadar sesli
iletişim aracı olarak kullandığımız cep
telefonunda artık görüntü, bilgi aktarı-
mı, sayısal veriler, TV, faks, internet,
medya haberciliği gibi büyük iletişim
kolaylığı getiriyor. İletişim teknoloji-
sinin önlenemez yükselişinde sırada
4G bekliyor. Yakın bir gelecekte kitle
iletişim sistemlerindeki teknolojik
gelişmelerle o kadar iç içe olacağız ki
daha öncesinin varlığını unutup hayal
bile edemeyeceğiz. Beklenen gerçek
budur!
Madalyonun öte yüzündeki gerçek
ise bu teknolojik gelişmenin sağlığı-
mızı etkileyebileceği, beyin tümörleri-
ne yol açabileceği, manyetik kirliliğin
doğayı etkiliyebileceği endişesidir.
Daha 2G üzerindeki tartışmalar
sürerken 3G, 4G ve daha ötesi bizim
sağlığımızı nasıl etkiler? Söz konusu
iyonize olmayan radyasyonun giderek
artan gücü bize zarar verir mi? Yetişen
nesil için, çocuklarımız için 3G güvenli
midir?
Bu sorulara yanıt ararken 3G’nin
kulağa yapıştırılmadan mobil telefon
görüşmesi olanağı vermesi ve beyne
olan etkinin daha az olacağını dikkate
alarak 3G’nin daha güvenli olduğu
sonucuna varmak ilerisini görmemek,
meseleye at gözlüğü ile bakmak
demektir. 3G görüşmesinde belki
beyin daha az etkileniyor olabilir ama
konuşma süresi uzarsa etkilenme kaçı-
nılmazdır.
Manyetik kirliliğin esas
kaynağı baz istasyonlarındadır.
3G ile birlikte baz istasyonları daha
yaygınlaşacaktır.
Baz istasyonlarında örümceklerin
yaşamaması, kuşların çevresine yuva
yapmaması dikkat çekicidir. Elektro-
manyetik kirlilikteki artış hayvanları ve
doğal hayatı olumsuz etkilemektedir.
Önceki sistemlerin tartışmaları hâlâ
sürerken 3G henüz çok yeni bir sistem
olup insan, hayvan ve tabiatta ne gibi
sonuçlar doğuracağı tam olarak bilin-
memektedir. Ancak elektromanyetik
kirlilik oranı arttıkça tüm canlıların risk
altına girmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bu teknoloji ile beraber bugüne
kadar 1 baz istasyonu olan yerde, artık
daha fazla baz istasyonu olacak, bu
da manyetik kirliliğe yol açacaktır.
İngiltere’de 3G ile beraber baz istasyo-
nu sayısının 50.000–70.000 civarında
artış göstermesi bunun delilidir. Daha
çok baz istasyonu; daha çok iyonize
olmayan radyasyon, daha çok manye-
tik kirlilik demektir. 3G’nin hem insan
hem de çevre sağlığı açısından büyük
riskler içerdiğini gözden kaçırmamak
gerekir.
Elektrikle çalışan her türlü aletin
elektromanyetik dalga(EMD) ürettiği
bilinmektedir. Evimizde güvenle kul-
landığımız ev aletleri, beyaz eşyalar,
mikrodalga fırınların tümü EMD üret-
mektedir. Cep telefonlarının da bu
aletlerden daha fazla EMD üretmesi
söz konusu değildir. Düşük enerjili ve
düşük frekanslı olan bu EMD ler iyo-
nizasyona neden olmazlar ve iyonize
olmayan radyasyon olarak bilinirler.
İyonize radyasyonun her ne kadar
fiziksel ve kimyasal olarak iyonizas-
yon özellikleri yoksa da ısıl etkilerinin
olduğu bilinmektedir. Zaman içinde
bu etkinin yapabilecekleri konusunda
tam bir fikrimiz yoktur ve tartışmalar
devam etmektedir. Bazı çalışmalarda
cep telefonlarının beyinde ısı artışına
neden olduğu ve hücrelerde DNA
hasarına yol açabileceği, kan basıncını
arttırdığı gösterilmiştir. Küçük çaplı ka-
nıt değeri düşük çalışmalarda kanserle
ilişkili etkiler rapor edilirken geniş
kapsamlı çalışmalarda bu bulguların
kanıtları bulunamamış ve çalışmaların
daha geniş kapsamlı devamı öneril-
miştir. Çalışmalardan sonuç almak ve
istatistiksel farklılıklara ulaşabilmek
için binlerce denek ve uzun yıllar
gerekmektedir. 3G’nin hızlı iletişimi
daha da yaygınlaştıracağı, baz istas-
yonlarının sayıca çok fazlalaşacağı ve
yaşadığımız ortamdaki iyonize olma-
yan radyasyon oranının çok artacağı
aşikardır. Daha önceki çalışmalarda
bu manyetik kirlilikteki artışın etkileri
olmadığı için 3G’nin bize etkilerini tam
olarak bilemeyeceğiz. Devam eden
İyonize olmayan radyasyonla ilgili
çalışmaların sonuçlarının alınmasına
daha çok zaman olduğu düşünülürse
dikkat etmemiz gereken konuları göz-
den uzak tutamayız. İyonlaştırmayan
radyasyondan korunmak için Ulusla-
rarası İyonlaştırmayan Radyasyondan
Koruma Komisyonunun (International
Commission of Non-Ionizing Radiati-
on Protection- ICNIRP) referans değer-
lerini dikkate almamız gerekir.
Farklı cep telefonlarının yaydığı
iyonize olmayan radyasyon oranları
aynı değildir. Bu konuda ICNIRP GSM
mobil telefonlarda SAR(Specific Ab-
sorbtion Rate - Özgül Soğurma Oranı)
için limit belirlemiştir. Bu değer 10 gr’
lık kütle başına 2W/kg olarak belirtil-
miştir. Kullanılan cep telefonlarında
bu değerlere uyum olup olmadığına
dikkat etmek gerekir.
Cep telefonu kullanımında
etkilenme açısından konuşma süresi
ve telefona olan mesafe iki önemli
unsurdur. Cep telefonları amacına
uygun kullanılırsa problem olmaya-
caktır. Ancak çok uzun süreli görüşme-
ler eğer kulağa yakın yapılırsa beyne
ulaşan ısıl dalgaların zararlı bir etkisi
beklenebilir. Özellikle çocuklarda yaş
ne kadar küçük ise kafatası inceliğine
bağlı olarak beyin etkilenmesi daha
çok olmaktadır. Özellikle 10 yaştan
küçük çocuklarda cep telefonu görüş-
melerine kısıtlama getirilmelidir.
Son zamanlarda GSM şirketleri
sınırsız telefon görüşmesi kampan-
yaları ile uzun süreli görüşmelere
teşvik etmekte, özellikle gençler
ve bayanlar üzerinde bunun daha
etkili olduğu görülmektedir. Üç GSM
şirketinin başlattığı sınırsız konuşma
3G ve Radyasyon
ların çoğu 2.5G teknolojisine uygun
telefonlardır.
3G ise 2.5G’ye oranla veri iletimi-
nin daha çok ön plana çıktığı tele-
fonun yanında televizyon, internet,
gazete ve diğer haber ve bilgi alma
kaynaklarına erişimin entegre bir
şekilde ve yüksek hızda internet bağ-
lantısı (2-14 mbps’lik yüksek hızlar)
kullanılarak, mobil telefon altyapısı
ile sunulduğu üstün kalitede mobil
video ve audio akışına imkan veren
bir teknolojidir.
3G nin ve onunla birlikte gelen
hizmetlerin zaman içerisinde gerekli
standartlara ulaşması ve stabil bir
hale gelmesiyle birlikte 10 yılı aşkın
ARAŞTIRMA / İNCELEME
26
27
Ümit AYDOĞAN
Ege Üniversitesi
İletişim Teknolojileri Uzmanı
Prof. Dr. Ayfer HAYDAROĞLU
Ege Üniversitesi
Kanserle Savaş Uygulama ve
Araştırma Merkezi Müdürü
1...,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27 30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,...76
Powered by FlippingBook