Egeden 2. Sayı - page 26-27

24
25
ders zamanı ders. Hayatım boyunca
iş ile eğlenceyi veya boş zamanlarımı
karıştırmadım. Ama şimdi öğrenciler
bunu yapmıyor. Kendi oğlum dahil,
gençliğin geneli böyle. Güne erken
başlayıp sabahı yaşamanın tadını
çoğu bilmiyor. Haftada bir kez eğleni-
yorsan tamamdır, ama bunu iki kere
yapamazsın. Yaparsan hayatında geri
kalırsın, hayatın sefil tarafında kalırsın.
Yalnızlığı sevmiyorsunuz…
Hiç sevmem. Ben her olayda
vardım. Kavgada ben vardım,dövüşte
ben vardım, kız arkadaşlarla gezmede
ben vardım, sinemalara gitmede, ders
çalışmada, okul gezilerinde gene ben
vardım. Benim hayatım hep insanlarla
geçti, beni yalnız göremezsin hiçbir
zaman. Kim söylediyse çok doğru
söylemiş: “Yalnızlık Allah’a mahsus”.
Ama insan insanlığını çevresiyle anlar,
çevresindeki insanlarla anlar.
Üniversite hayatınıza dair hatırladı-
ğınız eksiklikler neler?
Okul bilinci oluşturmak çok
önemli. Şimdi öyle dersler var ki
dersin adını bile hatırlamıyorum,
kaldı ki içeriğini hatırlayayım. Adını
hatırlamadığım derslerden dolayı
okuldan atılanlar vardı. Eğitim siste-
minde daha çok üniversite-sanayici iş
birliğini ön plana çıkarıp, gençlere iş
hayatında alacakları yeri üniversite sı-
ralarında muhakkak yaşatmak gerek.
Yani pratikleri ve iş hayatını üniversi-
teye sokmak lazım. Ama şu an işleyen
sistem yanlış, 1 aylık stajlarla bu işin
olmayacağı aşikar.
Üniversite-sanayi iş birliğine önem
veriyorsunuz…
Tabii ki.. Üniversiteler ilim irfan yu-
vası bir kere. Bizim Türk sanayicisinde
araştırma çok az. Ama üniversitelerde
araştırma ve ufuk, bir vizyon farkı
var. Üniversitelerde var olan bilimi
buradaki ticaretle, imalatla, ihracat-
la, sanayiyle birleştirmek lazım. Ben
üniversite - sanayi iş birliğine önem
veren bir insanım. Bence sivil toplum
örgütleri, İzmir’i yönetenler İzmir’deki
üniversitelerle her dalda işbirliğine
girmeli, ortak fikir üretip takip etmek
zorundadırlar yarınlar için.
Sizin öğrenciliğinizdeki Ege Üniver-
sitesi ile şimdiki halini karşılaştırın-
ca neler söyleyebilirsiniz?
Ege Üniversitesi bizim zamanımıza
göre çok büyümüş, çok modernleş-
miş. Çok daha fazla imkanlara sahip
bir üniversite haline gelmiş. Ben her
yerde “Ege Üniversitesi mezunuyum.”
diye iftihar ediyorum.
14 yıldır İZTOMeclis Başkanı’sınız.
Nasıl bu kadar uzun süre başkanlığa
seçildiniz?
Altı dönem üst üste seçildim.
Her dönem bir önceki
aldığım oydan daha
fazlasını aldım. Bunun
tek sebebi, meclis üyeleri
olarak görev yapan 179
tane iş adamıyla bütün-
leşmek. Buraya işi en
geniş olan, en zengin
olan kişi seçilmiyor,
buraya insan ilişkisi en iyi
olan kişi başkan seçiliyor.
Ticaret Odası ticari bir
parlamento niteliğinde.
Bu ticari parlamento, o
ticari şehirdeki ticaretin
yürümesiyle ilgili, so-
runların çözümüyle ilgili
kararlar alan bir noktada.
Bu nokta hakkaniyetle
yönetmeyi, idare etmeyi,
kararların alınmasını ve
alınan kararların takip
edilmesini, meselelerin
çözülmesini gerektirir.
Bu işleri de baştaki insan
yapar. Baştaki insan
çalışmalarında adil, tutumlu ve doğru
davranırsa insanlar onu seçer.
İzmirlisiniz, İzmir için çalışıyorsunuz.
Kentin yönetiminde başka bir pozis-
yonda hizmet vermeyi düşündünüz
mü?
Daha çok parlamentoyu istiyorum.
Hayatta en büyük idealim milletvekili
olup meclis tokmağını elime almak.
Benim bir lafım var: Ben İzmir için
doğmuşum. Bu sözüm kahvehaneler-
de bile yazar. İstanbul’ u bana verseler
ben gene geri veririm, İzmir’i isterim.
Ben kendimi İzmir’in bir parçası olarak
görüyorum. Bensiz İzmir, İzmirsiz beni
düşünemiyorum.
Benim liseyi bitirdiğim sene
İzmir’in nüfusu 300 bindi. Şimdi sade-
ce şehir içinde 2.5 milyon insan var.
300 binden 2.5 milyon nüfusa ulaşmış
bir şehirde tabii ki yapılması gereken
çok şey var. İzmir’in en büyük sıkıntısı
köyden kente göç ve gecekondulaş-
ma. İlk önce bu sorunların çözülmesi
lazım.
Herkesin yardımına koşan Necip
Kalkan, hep mi böyleydi? Biraz aile
yaşamınızdan da bahseder misiniz?
Benim babam marabaydı. Ben
saat 4 – 5 gibi marul kesmeye gider-
dim küçükken. Ben daha üniversitede
okurken kendime ev alacak parayı
kazandım. Ben maydanoz satarak bü-
yüdüm. “Maydanozcu Necip” lakabım
da oradan gelir. Çocukluğumda da,
gençliğimde de hep yardıma ihtiyacı
olanlar için elimden geleni yaptım.
Birilerinin insanlar için bir şeyler yap-
ması lazım. Türkiye’de herkes bulun-
duğu makamları kendi menfaatine,
çıkarına kullanmıyor. Öyle insanlar var
ki o makamın verdiği yetkiyi insanla-
rın dertlerinin çözümü için kullanıyor,
ben de o insanlardan biriyim sadece
ve bunu zevkle yapıyorum.
İzmir Kalkınma Ajansı Yönetim Kuru-
lu Başkanısınız, İZKA’nın faaliyetleri
hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’de kalkınma hep
Ankara’dan planlanır, Ankara’daki
planı diğer şehirler uygular. Ama artık
devir değişti. Merkezden yerele değil
yerelden merkeze doğru kalkınma
planları yapılmak zorunda. Türkiye’de
şimdiye kadar 8 tane kalkınma planı
yapıldı. Artık bölgesel kalkınma devri.
Bir bölgede kalkınmayla ilgili karar-
ları o bölgenin insanı veriyor artık.
Türkiye’ye baktığımızda başarılı ola-
mamamızın nedeni Devlet Planlama
Teşkilatı’nın araştırmasına göre yerel
potansiyeli harekete geçirememektir.
Yerel potansiyeli harekete geçirmek
için de birincisi plan lazım, ikincisi
para lazım. Kalkınma Ajanslarında
para var. Türkiye’de Kalkınma Ajansı
şu anda 10 yerde var. Devlet Plan-
lama Teşkilatı’nın İzmir’deki bir kolu
gibi düşünün İZKA’ yı. İZKA’da şehri
tanıtma var, yabancı sermayeyi şehre
çekme var, şehri markalaştırma var…
Şehrin KOBİ’lerini, sosyal kurumlarını
parasal hibe yardımlarıyla harekete
geçirme var... Geçen gün Kalkınma
Ajansı hem kobilere hem de sosyal
içerikli kuruluşlara tam 30 trilyon
hibe yardımında bulundu. Yeni
projelerinde turizm sektörü ve tarım
sektörü var.
İZKA’ya yönelik birtakım eleştiriler
var, özellikle proje desteği verilen
kurumları seçme kriterleriyle ilgili.
Bu konuda ne diyeceksiniz?
Bu eleştirilerin olması normal.
Bizden evvel Türkiye’ de Kalkınma
Ajansı yoktu ki onlara sorup fikir
alışverişinde bulunalım. Muhakkak
eksik tarafları var ancak ilelebet böyle
sürecek değildir. Kalkınma Ajansı’na
gelen projelerin içeriğinin belli proje
1950 yılında İzmir’de doğan Necip Kalkan, ilk ve orta öğreni-
mini İzmir’de tamamladı. Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği
Fakültesi’nden 1974 yılında iyi derece ile mezun olarak Tekstil Mü-
hendisi olarak hayata atıldı. Güreş sporunda çeşitli ödülleri bulunan
Kalkan, 1980’li yıllarda İzmir’de Güreş Ajanlığı ve Güreş Federasyonu
üyeliği yaptı. Ege Giyim Sanayicileri Derneği’nin Kurucu Başkanı
olan ve 2 yıl boyunca bu görevi sürdüren Kalkan, aynı süre içinde
İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Vekilliği görevini de üstlendi. Bu
görevlerin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi 1. Başkan Vekilliğinde 5
yıl, Konak Belediye Meclis üyeliğinde 5 yıl görev yaptı. Necip Kalkan
İzmir’de kurulu Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Kal-
kan Çorap Fabrikası’nın kurucusu ve yöneticisidir. 24 Ağustos 2006
tarihinde Kalkınma Kurulu Başkanlığı’na seçilen ve 14 yıldır İzmir
Ticaret Odası Meclis Başkanlığı’nı yürüten Kalkan evli ve iki çocuk
babasıdır.
Necip Kalkan kimdir?
yazım tekniklerine uygunluğu da
önemli. Proje yazmayı bilmiyoruz,
bunu öğrenmek lazım öncelikle. İzmir
Kalkınma Ajansı`nın 29.4 milyon TL
tahsis ettiği Sosyal Kalkınma ve KOBİ
Mali Destek Programı kapsamındaki
başarılı bulunan 169 projeden biri de
İzmir Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordi-
nasyonu Merkezi`nin hazırladığı `Proje
Zengini İzmir` projesi oldu. “Proje yaz-
ma projesi” olarak tanımlanabilecek
YK OZEL COZUMLER A5 yatay 9/1/09 3:11 PM P ge 1
C M Y CM MY CY CMY K
olan bu proje kapsamında Genel Di-
rektörlüğünü Menderes Kaymakamı
Ahmet Önal`ın yaptığı uzmanlardan
oluşan ekip, isteyen herkese `proje
yazma` eğitimi verecek. Projeyle,
İzmir`in proje yazma kapasitesini
geliştirilmesi planlanıyor. Projenin
çalışma alanı KOBİ`lerden üniversi-
telere, kaymakamlıklardan meslek
örgütlerine ve derneklere kadar
geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
1...,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25 28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,...76
Powered by FlippingBook