Egeden 2. Sayı - page 32-33

30
31
B
ir dönemin ünlü müzik gru-
bu Modern Folk Üçlüsü’nün
üyesi, Flamenko Müziğinin
öncülerinden, öğretmen, aikidocu,
Doğan Canku; her biri farklı bir dünya
olan renkli uğraşları ve yaşam öykü-
süyle Ege Üniversitesi’ndeydi…
2,5 yaşında ilk bestenizi yaptınız,
hiç yardım almadan gitar çalmayı
öğrendiniz. Müzikle ilgili yaşadığı-
nız bu ilginç süreç nasıl gelişti biraz
bahsedebilir misiniz?
Bu alan aslında biraz metafiziğe
giriyor. Ben müzikle ilgili yeteneğimin
başka bir yaşamdan geldiğine inanı-
yorum. Muhakkak genetik olarak da
bir şeyler var yani. İki buçuk yaşında
bir çocuğun beste yapıp ‘baba ben
beste yaptım, bunu notaya al’ demesi
zaten şaşırtıcı bir şey doğal olarak. O
yaşta doğru düzgün dil bile konuşa-
mazken, bunu söylemek şaşırtıcı. Tabii
bunun üzerine babamın bendeki bu
yeteneği keşfedip üzerime düşmesi
de çok önemli.
İkincisi müziğe olan ilgimin
babam tarafından geldiğine inanı-
yorum. Babamın da müziği seviyor
olması bana büyük artılar kazandır-
dı. Evimize zaman zaman babamın
arkadaşları gelirlerdi. Şarkılar söy-
lenir, ud, keman, darbuka çalınır,
Türk müziği icra edilirdi. Öyle bir
ortamın içerisinde büyüdüm. İlkokul
çağında mandolin çalmaya başla-
dım. Ardından babamdan keman
dersleri almaya başladım. İlk müzik
nosyonları bana babam tarafından
kazandırıldı. Ardından babam beni
konservatuvara yazdırdı. İzmir Devlet
Konservatuvarı’na birincilikle girdim.
Babam orada kalmamı çok istedi,
ama esas hedefim Ankara’ydı. Ankara
Devlet Konservatuvarı’nı çok iyi de-
KAMPÜSTE SÖYLEŞİ
Doğan
Canku’dan
yaşam
öğütleri
Doğan Canku: “Hani derler ya; bir kelebeğin kanat çırpışından tüm
evren etkilenir. İnsanoğluna bahşedilen akıl ve özgür irade ile ya var
olursunuz, ya da yok olursunuz. Kanat çırpmak özgür irade işi.
Nasıl çırpılacağı ise akıl işidir. .”
receyle kazandım ve çello bölümüne
girdim. Taşradan gelmiş biri olarak
çelloyu da ilk defa orada gördüm, çok
sevdim. Konservatuvarda benim için
küçücük özel bir çello yaptılar. Piyano
ve benzeri yardımcı enstrümanlarla
beraber 6 sene çello tahsilime devam
ettim. Sonra gitarla karşılaştım.
Çocukluğumda ilkokul çağlarında bir
turistte görmüştüm gitarı, hafızama
kazınmıştı. Gitarı mandolin gibi çal-
maya çalışıyordum. Türkiye’de gitara
kolay ulaşamazdık o zamanlar, hele
taşrada... Bir gitar buldum ve onunla
uğraşmaya başladım. Tabii temelde
enstrüman bilgisi, nota
bilgisi, kulak, müzik eğitimi
olunca enstrümanı kolayca
çözmeye başlıyorsun kendi
kendine. Neticede gitar
hayatımın bir parçası haline
geldi. Tek bir gitar öğret-
menim olmadı, ama birçok
öğretmenim, hocam oldu.
Bir filmde gördüğüm bir
gitarcı bile benim hocamdı.
Sahnede gördüğüm biri-
sinden esinlendim, hocam
oldu. Onların bana hocalık
yaptıklarından haberleri
bile yok. Şimdi benim
içinde aynı şeyi söyleyen
gençler oluyor. Bir e-posta
gönderip, kendisine yıllarca
hocalık yaptığımı söyleyen-
ler oluyor. Ben de bunlar-
dan haberdar değilim tabii
ki. İnsanlara bu yollarla dahi ufacık bir
faydam olabiliyorsa ne mutlu.
Modern Folk Üçlüsü geçtiğimiz gün-
lerde 40.sanat yılını kutladı. Müzik
yaşamınızda 40 yılı geride bırakmak
nasıl bir duygu?
Şöyle bir geriye doğru baktığım-
da, sadece MFÜ ile geçen 40 yıl içinde
o kadar çok şey sığdırmışız ki hayata.
Neredeyse dünyanın ¾’ünü gezip
görmüşüz. Binlerce konser, radyo,
televizyon programı. Gerek özel
hayatımızda, gerek sanat hayatımızda
saymakla bitmeyecek kadar çok anı-
mız var. Hayat bu değil mi? Yaşanmış
güzel anılar, sahip olabildiğimiz ve
beraberimizde götürebileceğimiz tek
değer.
ve şarkıcının hayatlarına dokunabil-
dim. Onların var olmalarına katkıda
bulundum. Açtığım dersanelerde
binlerce insan müzik eğitimi aldı.
Yoga felsefesiyle, aikidosuyla ve daha
birçok yönleriyle insanlara hizmette,
yaşama katkıda bulundum. Bütün
bunları kısacık bir ömre sığdırabilmek
insanı mutlu ediyor.
40. sanat yılı kutlama konserlerine
İzmir’den başladınız. İzmir’i seçme-
nizin özel bir sebebi var mı?
Ülkemizde en çok İzmir’de sahne-
ye çıktık. İzmir izleyicisi ile aramızda
özel bir bağ var gibi. Doğan
Canku olarak da en çok
İzmir’de konser verdim. En
güzel ve dolu konserlerim
bu güzel şehirde gerçekleş-
ti. Bu, İzmir halkının sanata
bakış açısından da kaynak-
lanıyor olabilir.
40. sanat yılı konserleri-
ne İzmir’den başlamak için
özel bir nedenimiz yoktu.
Sanırım İzmir her zamanki
gibi önce davrandı.
Modern folk üçlüsünden
sonra halk müziğini çok
sesli yorumlayan gruplar
çoğaldı. Devam eden bu
akım sizce günümüzde
nasıl temsil ediliyor. Yeni
müzisyenleri nasıl buluyor-
sunuz?
Bazı türküler o dönemlerde de çok
sesli icra ediliyorlardı. Türk Halk Mü-
ziği şarkıları çoklu seslendiriliyordu,
orkestralar, küçük gruplar zaten yapı-
yorlardı bunları. Ancak bizim yaptığı-
mız gibi halk müzikleri vokal olarak
icra edilmiyordu. Farklı olarak biz halk
müziklerini ilk kez üç sesli vokal ha-
line getirdik. Tabii bu çok farklı geldi
insanlara. Ondan sonra Türkiye’de
modern folk akımı başladı, hatta şim-
di Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı
böyle bir orkestra da var. Güzel işler
hala yapılıyor. Türküler farklı düzenle-
melerle daha çağdaş yorumlanmaya
devam ediliyor. Türkiye’de bazı şeyler
kötüye giderken diğer taraftan güzel
işlerin yapılması mutluluk verici.
En az bunun kadar değerli olan
da, 40 yıl sonra dahi sevgi ve saygı ile
anılıp, bu günün genç yüreklerinde
bile, yer edinebiliyor olmak.
40 yıl önceki Modern Folk Üçlüsü’yle
şimdiki Modern Folk Üçlüsü arasın-
da ne gibi farklar var? Modern Folk
Üçlüsü özellikle de Doğan Canku 40
yılın ardından kendini nasıl görü-
yor? 40 yıllık müzik serüveninizden
biraz bahseder misiniz?
Bir kere bariz bir şekilde yaşlardan
dolayı siyah ve beyaz farkı var! Ama
ben kendimi ruhsal olarak olgun-
laşmış ancak, bir nebze dahi yaşlan-
mamış hissediyorum. Tabii aynaya
bakmadığım sürece!.
Hayat bir süreç. Bu süreç içinde
isteseniz de istemeseniz de sürekli
değişirsiniz. MFÜ’nün en aktif olduğu
zamanlarda sık sık aşamalar kaydettik.
Halk Müziğimizi çok seslendirdikten
sonra, Klasik Türk Müziğini çok sesli
yorumladık. Pop müziği icra ettik.
Repertuvarımıza dünya ülkelerinin
müziklerinden ekledik. Ulusal tele-
vizyonumuzda çeşitli programların
yapımcılığını üstlendik. Çocuklar için
bizden daha çok şarkı üreten başka
biri yoktur diye düşünüyorum.
Bütün bunların yanı sıra MFÜ
dışında bir Doğan Canku yarattım.
Bugün bir çok tanınmış müzisyenin
ve SÖYLEŞİ:
Duygu ÖZTÜRK
FOTOĞRAF
:
1...,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31 34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,...76
Powered by FlippingBook