6
ilgilenen genç de var. Sadece medyada
pek yer bulmadığı için, genel olarak
akılarda “halk müziği ya da daha genel
olarak Türk müziği acaba geri planda
mı kalıyor” sorusunu yaratıyor. Ama
çıktığım her konserde, her programda
bir türkü söylediğimde dinleyicilerin
ruh halinin değiştiğini, bambaşka
âlemlere daldığını görebiliyorum.
Bizim ülkemizde müzikte bazı
geçiş dönemleri vardır. Bu 50’li yıllarda
başlamış ve 10-15 yılda bir değişime
uğramış müzik. Ama her dönem halk
müziği devreye girip, bir şeyleri şekil-
lendirmiş. Bu dönemde de bence öyle.
Bir ara önü çok örtüldü ama şu ara
insanlar çok ilgi gösteriyor türkülere.
Çünkü çok özledi insanlar halk müziği-
ni aslında. Böyle bir sıkıntı var bence.
Eskiden kentli olmak çok önemli
bir şeydi. Şimdiyse herkes bir köyüm
olsun, bir köyde bir avuç toprağım
olsun arayışı içinde. Bununla beraber
galiba türküler de yeniden hak ettiği
değere kavuşuyor.
Ben zaten köylüyüm. Erzincan’ın
bir köyünde doğdum ama İzmir’de
büyüdüm, onun kendine has bir özel-
liği var tabii. Erzincan’dan İstanbul’a
gitseydik belki öyle köylü kalacaktık.
Ama İzmir’in kendine has bir yapısı var,
İzmir herkese İzmirli olmayı öğretiyor.
Ama evet, eskiye özlem var. Organik
olaya ihtiyacımız var. Çünkü o kadar
bozulduk ki toplum olarak... Aslında biz
kendimiz isteyerek bozulmadık tabii ki,
bunun bilicindeyiz ama siyasi açıdan
baktığımızda bazı arızalarımız oluştu.
Bunu da düzeltecek olan yine sanattır,
kültürümüzdür. Kültürümüze sahip
çıkıp ona gereken değeri verebilirsek
birçok şeyi kurtarmak mümkün. Her
10-15 yıllık periyodlarda böyle çalkan-
tılar olduğunda bunu söylüyoruz: “in-
sanlar kültürlerine sahip çıksınlar, orada
bulacaklar her sorunun cevabını”diye.
Bir tek halk müziği dinlemek değil tabii
olay, halk oyunları var bunun içinde, örf
ve âdetler var, yüzyılların birikimi var,
kadim bilgileri var.
Peki gelelimbir Ege Üniversiteli
olmanıza. Ege Üniversitesi neler kattı
size?
Önce Dokuz Eylül Üniversitesi
İzmir Meslek Yüksek Okulu Muhasebe
Bölümü’ne girdim. O tabii istediğim bir
bölüm değildi. Boşta kalmamak için
bir bölüm yazmıştım, o da tutmuştu.
Üç sene burada öğrenim gördüm,
ardından Ege Üniversitesi Devlet Türk
Musikisi Konservatuvarını kazandım.
Buraya girmeye karar verdiğimde ora-
da da bir dersim kalmıştı aslında. Ama
sonradan onu da verdim. Burada çok
değerli hocalardan ve arkadaşlardan
faydalandım aslında. Bizim dönemi-
mizde hakikaten çok değerli, geleneği
çok iyi bilen hocalarımız vardı. Hâlâ da
varlar. Yine onlardan öğrenip de bu
okulda hâlâ öğretim görevlisi olan çok
değerli arkadaşlarımız, hocalarımız var.
Bu anlamda Ege Üniversitesi çok şey
kattı bana.
Ve İzmir…Kızınıza ismini verdi-
ğinize göre sizin için çok şey ifade
ediyor olmalı…
İzmir benim için başlı başına çok
büyük önem taşıyor. Eşim ve ben İzmir
