Egeden 21. Sayı - page 41

39
KIŞ 2015
Belki de akrebin içinde geziniyo-
ruz. Bir bakıma, kendi iç ve toplum-
sal evrenimizde, onun girdabında...
Nitekim, “Fırtınada Ressam ve Yel-
kenlisi” ile başlayan “Dalga” yolculu-
ğu, nedense “Akrep”le biter. Ansızın,
“Akrep gibisin kardeşim, / korkak
bir karanlık içindesin akrep gibi...”
dizeleriyle başlayan şiirin çağrışım-
larıyla; başkalarıyla karşılaştığında
acımasızca sokup öldürmekte beis
görmeyen, tam anlamıyla yamyam,
ancak, kendi kendini sürükleyip
getirdiği yangının ortasında bünyesi
altüst olunca şuurunu yitirip kasıla
kasıla kendini öldürüveren, akrep
değil de insanlığın ta kendisiymiş
gibi gelir insana. Çağrışımlar, “Geçit
Yok” resminde doğal-primitif yaşama
müdahale etmeye gelmiş “uygar
dünya”yı simgeleyen mekanik
figürün yapısı ile akrep bedeninin
(özellikle kuyruğunun) mekaniklik
izlenimi veren segmentli yapısı
arasında bir ilinti aramaya kadar
götürür izleyiciyi. Dahası, “Dalga” adlı
resimde, biri parmağıyla kafasını,
yani rasyonel düşünceyi işaret eden
gözlüklü ve diğeri masumiyet ve iyi-
liği imleyen kırmızı kelebek tokalı iki
güleç figürün karşısına dikilmiş Mi-
das kulaklı, eli stigmatalı,
Kafka’nın Gregor Samsa’sı
misali kravatıyla reprezant
bir figür, kepçesindeki şeyi
pazarlamaya çalışır gibidir
ve daha ilginç olan, bu
yaratık çerçeve dışından
içeri uzanmış bir akrep kuy-
ruğunun iğne kısmı gibidir aslında!..
Ansızın, sergilenenin, kavram olarak,
atomize edilmiş bir “akrep” olduğu
kavrayışı, olanca insanlık kültür ve
tarihini tüm halleri, kavramları, olgu-
larıyla gözden geçirmenizi gerekti-
ren bir sarsıntı olur. Belki de dalga da
buradan gelecektir.
1...,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40 42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,...80
Powered by FlippingBook