Egeden 21. Sayı - page 62

60
göre ayırt edici özelliklerinin ne ka-
dar belirgin olabildiği ile ölçülebilir.
Örneğin; eski yerleşim yerlerinin,
tarihi ve doğal güzelliklerin önemi,
o alanların, piyasa değerinin yüksek
ya da düşük oluşuna göre değil, o
zenginliklerin kenti diğerlerinden
ayırmamıza yarayan etkenler olarak
ortaya çıkıp çıkmadığına göre tesbit
edilir.
Bu da ticari bir üründen farklı ola-
rak kimlik kaygısının kent için daha
önemli bir işlev üstleniyor olması
demektir.
Kent ya da ülkenin markalaş-
ması için kimlik kaygısı tek başına
yeterli değildir. Markalaşmanın en
önemli boyutu, kimliğin korunması
veya ortaya çıkarılması ise, diğeri
o kimliğin geleceğe taşınmasıdır.
Yani gelenekten, geçmişten yola
çıkarak, sürdürülebilirliği sağlayan
ve o birikimi kullanarak geleceği
şekillendiren bir yol haritası orta-
ya konmalıdır. Bunun için aynı bir
ticari ürünün markalaşma sürecinde
olduğu gibi, yapay değil, gerçekler
üzerine basılmalı, inandırıcı ve sami-
mi olunmalıdır. Ancak burada artık,
piyasa değerlerinden, kriterlerinden
biraz daha uzaklaşmak gereği ortaya
çıkmaktadır.
Can Dündar’ın geçenlerde yazdı-
ğı gibi, bugün kalkınmış ülkelerle il-
gili değerlendirmeler yapılırken artık
sadece büyüme ölçüleri üzerinden
değerlendirme yapılmamaktadır.
Yani sadece büyüme ölçüleri kalkın-
manın göstergeleri olarak kabul edil-
memektedir. Bunlar yerine, “insani
gelişme endeksi” esas alınmaktadır.
Yani şeffaflık düzeyi, yolsuzluklar-
la mücadele gücü, bebek ölüm
oranları, kadınların işgücüne katılımı,
eğitim kalitesi gibi parametreler öne
çıkmaktadır. Böyle olduğu için bazen
büyüyen ülkelerin aslında kalkın-
mış ülkeler olmadığı sonucu ortaya
çıkmaktadır. Yani piyasa değerleri ile
örtüşmeyen bazı kriterler markalaş-
manın parametreleri olarak karşımı-
za çıkmaya başlar.
Büyükşehirler, büyümenin en
çok kendini gösterdiği yaşam alanla-
rı olarak her gün daha çok sürdürü-
lebilirliğini yitirmekte, yaşanan trafik
keşmekeşi, gürültü, hız ve büyüklük
fetişizmi, öfke, telaş, kirlilik gündelik
hayata egemen oldukça, insanlar ka-
çış planları yapmakta, doğayla daha
yakın yaşam alanlarının hayalini kur-
maktadırlar. Dolayısıyla, piyasanın
dayatmalarının dışında kurulacak bir
hayat özlemi, kentlerin öne çıkarma-
ya çalıştıkları özelliklerinin vurgusu-
nu değiştirmekte, doğaya, çevreye
duyarlı kriterler başarılı kent marka-
larını oluşturmaya başlamaktadır.
Öne çıkan kent markalarının
neler olduğu ile ilgili vereceğim iki
örnek ne demek istediğimi daha
anlaşılır kılacak;
Dünyanın en sağlıklı beş kenti sı-
ralaması; Singapur, Tokyo, Perth, Mo-
naco ve Kopenhag olarak yapılmış.
Bu kentlerin hepsinin ortak özelliği
ortalama insan ömrünün bu kentler-
de seksen yaşın üzerinde olması.
OECD ülkeleri arasında gelir da-
ğılımındaki eşitlik kriterleri açısından
yapılan bir sınıflandırma da eşitsiz-
liğin en çok olduğu ülkeler Mek-
sika, Türkiye ve Yunanistan olarak
sıralanırken, eşitsizliğin en az olduğu
ülkeler ise İsveç, Finlandiya, Dani-
marka olarak sıralanmakta. Kentler
vicdanlarını yitirdikçe, kriz, kavga ve
kaos büyümekte; korudukça, huzur
ve refah yayılmaktadır.
Gelecek, hiç kuşkusuz yerelin
öneminin arttığı bir dünya olacak ve
bu dünya dijitalize bir dünya olacak.
Geleceğin başarılı kent markaları, di-
jital teknolojilere hâkim ama hâkim
piyasa değerlerinin dışında, doğayla
uyumlu bir yaşamı mümkün kılmayı
hedefleyen, farklılıkların yarattığı
zenginliği bir arada yaşama kültürü-
nün temeli olarak kabul edip, kişisel
kurnazlığa prim vermeyen, barışı,
vicdanı, akıl ve bilgiyi, hayal gücünü,
yaratıcılığı öne çıkartan kentler ola-
caktır. “İnsani Gelişme Endeksi”nin
parametreleri, piyasa değerlerinden
farklı olsalar da kentlerin markalaş-
masının esasları olacaktır.
Bu kentlerde ortaya konan başarı
hikâyeleri asla tek tek başarılı model-
ler olarak anlaşılmamalı, her birinin
ortaya çıkışındaki diyalektik, bütün-
lük gözden kaçırılmamalıdır. Çünkü
her birinin arasında çok sıkı bağlar
olduğu için hiçbirinin başarısı tesa-
düfi değildir ve böyle olduğu için,
gelecekteki yeni yaratıcı çözümlerin
ipuçlarını içlerinde taşırlar.
Markanın dinamikleri ve içeriği
dışında, sembolü ve sloganı da çok
önemlidir. Paris Eyfel, Londra Big
Ben, Prag Charles Köprüsü, Mısır,
Piramitlerle özdeştir. Ya da Paris Aşk,
Roma Pizza, I love NY inovasyon
demektir. İzmir’in de aslında marka-
1...,52,53,54,55,56,57,58,59,60,61 63,64,65,66,67,68,69,70,71,72,...80
Powered by FlippingBook