Egeden 21. Sayı - page 64

62
Smyrna (İzmir), İzmir Körfezi’nin
doğu derinliğinde uygun liman
koşulları nedeniyle Neolitik-Kalkoli-
tik dönemlerden itibaren kesintisiz
bir yerleşim tarihine sahip olmuştur.
İlk olarak Bornova Yeşilova Höyük,
daha sonra Bayraklı-Tepekule Höyük
yerleşimlerinin ardından kent, Büyük
İskender sonrası bugünkü yerine (Ka-
difekale-Kemeraltı eksenindeki yamaç
ve düzlükler) taşınmıştır.
Bayraklı Höyüğü olarak bilinen yer-
leşim, arkeolojik bulgulara göre en geç
Erken Tunç çağında iskân edilmiştir. İÖ
4. yüzyılın ikinci yarısında bu ilk kent
çeşitli nedenlerden dolayı önemini
kaybetmiş ve yeni bir yerleşim alanına
taşınma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu
dönemde körfezin güney kısmında
bulunan Pagos (Kadifekale) ve bu tepe
ile deniz arasında kalan yamaçlar hem
savunma kolaylığı hem de korunaklı
bir limana sahip olması nedeniyle yeni
Smyrna için uygun bir yerleşim bölgesi
olarak görülmüştür. Yeni İzmir (Nea
Smyrna) Hellenistik dönemin başından
itibaren iki bin yılı aşkın bir süredir
kesintisiz olarak yeni yerinde iskân
görmeye devam etmektedir. Kentin art
bölgesindeki (territorium) verimli ta-
rımsal alanları, ürün çeşitliliği, maden
kaynakları ve tarih boyunca doğudan
ve batıdan gelen deniz ve kara yolla-
rının buluştuğu noktada yer almasıyla
Ege ve Batı Anadolu coğrafyasının en
önemli liman kenti olarak günümüze
kadar varlığını sürdürmüştür.
Antik dönemde kentlerin kurulu-
şunu bir kahramana veya bir efsane-
ye dayandırma geleneği yaygındır.
Smyrna kentinin Pagos (Kadifekale)
eteklerine taşınarak yeniden kurulması
da bu geleneğe uygun olarak Büyük
İskender’e dayandırılmıştır. Makedonya
Kralı İskender’in Asya seferi sırasında
Sardis (Sart – Mustafa, Salihli) ile Ep-
hesos (Efes) kentleri arasında yolculuk
ederken Smyrna’ya uğradığına dair ke-
sin kanıtlar yoktur. Ancak İS 2. yüzyılda
yaşamış coğrafyacı ve gezgin Pausanias
İskender’in avlanmak üzere geldiği
Pagos (Kadifekale) Tepesi eteklerinde,
Nemesisler Tapınağı önündeki bir
pınarın başında, çınar ağacının altında
uykuya daldığını, rüyasında gördüğü
iki Nemesis’in (Öç Tanrıçaları) ondan
burada bir kent kurmasını ve halkın
buraya göç etmesini istediklerini an-
latmaktadır. Efsaneye göre Tanrıçaların
bu isteğini duyan Smyrnalılar bölgenin
ünlü kehânet merkezi Apollon Klarios
Tapınağı’na (Ahmetbeyli/Menderes)
danışırlar. Tanrı Apollon, Smyrnalılara
“Kutsal Meles’in (Bugünkü Halkapınar
Çayı ) ötesindeki Pagos tepesinde
(Kadifekale) oturacak olanlar eskisine
göre üç dört kat mutlu olacaklardır.”
yanıtını verir. Bu efsane pek çok Roma
Dönemi Smyrna sikkesi (parası) üzerin-
de canlandırılmıştır. Burada sözü edilen
kehânet de kentin yer değiştirmesinde
yukarıdaki asıl gerekçenin yanında,
sonradan yakıştırılmış olsa da, dinî bir
anlam kazandırılmış görünmektedir.
Smyrnalılar kentlerini Büyük
İskender sonrasında, Bayraklı’daki
yerinden taşıyarak, MÖ 4. yüzyılın
sonu - 3. yüzyılın ilk yarısında, Kadi-
fekale ile Kemeraltı ekseni arasında
yeniden kurmuşlardır. İÖ 1. yüzyılda,
coğrafyacı Strabon, kentin İskender’in
komutanları Antigonos ve Lysimakhos
tarafından imar edildiğini belirtmekte-
dir. Hellenistik ve Roma dönemlerinde
İzmir’in arkeolojik mirası
MAKALE
e
Yrd. Doç. Dr. Akın ERSOY
Dokuz Eylül Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölümü
1...,54,55,56,57,58,59,60,61,62,63 65,66,67,68,69,70,71,72,73,74,...80
Powered by FlippingBook