Egeden 1. Sayı - page 52-53

HAZİRAN 2009
51
50
Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi
Müzesi, doğa ve doğa tarihine ilişkin
objelerin korunmasını, saklanması
ve onlarla ilgili bilimsel çalışmalar
yapabilmesi ve onların gelecek
kuşaklara aktarılmasını; toplumun
ve tüm eğitim kuruluşlarının eğitim
- öğretimine katkı sağlayarak, bu
çalışmaları ulusal ve uluslararası
kurumlarla paylaşarak araştırıcı ve
yaratıcı doğa bilimcilerin yetişmesine
katkı sağlamayı ve doğa tarihini
çağdaş müzecilik anlayışı içinde
toplumla bütünleştirmeyi misyon
edinmiş bir kurumdur. Ayrıca 1982
yılından beri İzmir Kuş Cenneti’nin
korunması, geliştirilmesi, tanıtılması
ve yasal koruma statülerine kavuş-
turulması için çalışmaları da
sürdürmektedir.
Ege Üniversitesi yerleşkesi içeri-
sinde Fen Fakültesi’nde, Öğrenci
İşleri Daire Başkanlığı ile aynı binada
bulunan Tabiat Tarihi Müzesi iki kat
üzerinde, yaklaşık 2500 metrekarelik
bir alana yerleşmiş bulunmaktadır.
Toplam 8000’e yakın objenin
5000 adedi tanılı olanları altı farklı
galeride sergilenirken, geri kalanı
karşılaştırma materyali olarak merkez
laboratuarındaki dolaplarda yerini
almıştır.
Müzenin girişinde Jurassic
Park’tan tanıdığımız Tyrannosaurus
rex, namı değer T-rex, görevlilerin
sizi ilk galeriye yönlendirmesiyle
gözden kaçabilse de Paleontoloji
Galerisi’nden çıkıp asma kata
geldiğinizde tüm görkemiyle sizi
selamlıyor. 5 metre
boyunda ve 12 metre
uzunluğundaki polyester
dinozor iskeleti maketi
rahmetli İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Ahmet
Piriştina’nın da desteğiyle
orijinal boyutunda
yaptırılmış.
1168 objenin
sergilendiği Paleontoloji
Galerisi’nde müzenin en
çok ilgi çekici objelerinden
biri olan Suriye Fili iskeleti bulunuyor.
Müzenin diğer bir ilgi gören objesi
olan, 10.000 yıl öncesine ait volkan
patlaması sonucu oluşan insan ayak
izi de yine bu galeride yer alıyor.
Son Anadolu
Kaplanı
Genel Zooloji Galerisi’nde
sergilenen 766 objenin
arasında ise Selçuk yöresin-
den nesli tükenmiş olan Ana-
dolu panteri, çift başlı hazer
yılanı, Uzakdoğu kökenli
kelebek örnekleri görülebilir.
Evrim ve Karşılaştırmalı
Osteoloji Galerisi’nde,
günümüzde yaşayan balina,
devekuşu, domuz, kanguru,
yunus ve yılan iskeletleri ile
Roma dönemine ait 2000 yıl
Yukarıdaki: Pantera Pardus (Anadolu Panteri),
Selçuk’ta avlanmıştır.
Yandaki : Physeter Balinası,
Ceylan Nehri Deltası, Evrim ve Karşılaştı
Aşağıdaki: Machairodus (Kılıç Dişli Kedi),
Uşak Kemiklitepe
önce Uşak’ta yaşamış bir insan iske-
letinin de aralarında bulunduğu 81
obje sergilenmekte. Bunların dışında
Kayaç ve Mineral Galerisi, Giriş
Galerisi ile Kuşlar Galerisi de müzenin
diğer renkli ve ilgi çekici bölümlerini
oluşturuyorlar.
Müze hafta içi her gün 09:00
- 12:00 ile 13:00 - 16:00 saatleri
arasında 1 TL’lik bir giriş ücetiyle ziya-
ret edilebilir.
Daha fazla bilgi için tele-fon
numarası: 0 232 388 26 01
D
oğa belki de insanlık
tarihi bo-yunca hiçbir za-
man son yıllardaki kadar
popüler olmamıştır. Bu popülaritesini
çevre sorunlarına borçlu olması ise
durumun trajik tarafı. Son yıllarda
yaşanan doğal felaketlerle sanki in-
tikam alıyor…Yerleşik hayata geçişle
başlayıp sanayi devrimiyle hızlanan
uygarlık tarihi boyunca süregelen
tahribata doğa, isyan ediyor.
Bu noktada doğayı koruma,
yönetme ve insanlığın hizmetine
sunmada bilinçli bir farkındalığın
oluşabilmesi için tüm doğa tarihi
ve zenginliklerinin toplandığı,
korunduğu ve insanlar için belirli bir
düzen içinde sergilendiği görsel ve
bilimsel bir ortam olan Tabiat Tarihi
Müzeleri önem kazanıyor.
Doğa tarihi müzeleri, dünyanın
her yerindeki bitki ve hayvan
örnekleri ile fosilleri, kayaçları,
jeolojik oluşumları uluslararası
standarda göre korur; bunlar
üzerinde bilimsel çalışmalar
yapılabilmesi için onları yerli
ve yabancı bilim adamları ile
amatör doğa bilimcilerin
kullanımına sunar. Özel-
likle bitki ve hayvan türlerini
geliştirme ve ekonomik
değeri için uygulamaya
yönelik araştırmalar
yapar. Kendi botanik
bahçesinde ilginç
bitkileri canlı olarak da
sergileyen müzeler,
halka yönelik sergiler ve
konferanslar düzenley-
erek onları doğa ve
doğanın dolayısıyla da
çevrenin korunması
konusunda eğiten
bilimsel araştırma
kuruluşları olarak
da hizmet ver-me-
ktedir.
Türkiye’nin 2’inci
büyük Tabiat Tarihi
Müzesi
Ülkemizin ikinci büyük
tabiat tarihi müzesi olan Ege
Üniversitesi Tabiat Tarihi
Müzesi’nin kuruluş fikri ilk kez
1963 yılında Fen Fakültesi’ne
bağlı olarak ortaya çıkmış
ve 1967 yılında hayata
geçirilmiştir. 1973 yılında ise
Cumhuriyetimizin 50. yılı kut-
lama programı çerçevesinde,
doğa ve doğa tarihi ile ilgili ob-
jeler ilk kez sergilenmeye başlanmıştır.
Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi
Uygulama ve Araştırma Merkezi
yapısındaki Tabiat Tarihi Müzesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak Yük-
sek Lisans Eğitim programı ve Doğa
Tarihi Bilim Dalı’nda araştırma yapan
kadrosu ile Türkiye’nin ilk Üniversite
yapısındaki akademik müzesi olma
özelliğini de taşımaktadır.
Müzede doğanın gizemi ziya-
retçilere çeşitli panolar ve diaro-
malarla sunuluyor. 4,6 milyar yıllık
dünyanın geçirdiği evrimi anlamayı,
öğrenmeyi ve sorgulamayı; yediden
yetmişe her yaştan insana, doğanın
taşlar, mineraller, fosiller, hayvanlar,
bitkiler, güneş sistemi, çevre, yaşam
ortamları gibi tüm çeşitliliğini göster-
meyi amaçlıyor.
Merkez çalışanları, ziyarete
gelenlere evrenin, gezegenlerin
ve yerkürenin oluşumunu, canlı ve
cansız evrimi, volkanizma ve deprem-
leri; çeşitli konferanslar, film ve slayt
gösterileri ile anlatıyorlar. Bu etkin-
likler, toplumu ve özellikle ilköğretim
ve lise öğrencilerini çevremizdeki
tüm doğa olayları hakkında bilgi-
lendirmeyi, doğayı sevmeyi,
korumayı ve onun bir parçası
olduğumuz bilincini yerleştirmeyi
amaçlıyor.
Ege Üniversitesi Tabiat
Tarihi Müzesi Giriş Galerisi’nde
Jurassic Park’tan tanıdığımız
Tyrannosaurus Rex adıyla
bilinen beş metrelik bir dinazor
maketi ziyaretçileri selamlıyor.
1...,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51 54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68
Powered by FlippingBook