Egeden 22. Sayı - page 39

37
BAHAR 2015
çok 6 ay süreyle verebiliyor. Uygula-
mada biz yine şöyle bir sıkıntıyla kar-
şılaşıyoruz. 6 ay süreyle verilen tedbir
kararı çok ender görülüyor. Genellik-
le daha kısa sürelerde tedbir kararı
veriyorlar. Ama şunu da görüyoruz.
Tabii ki bazılarında caydırıcı olmuyor
bu tedbir kararları.
Biraz da usulün nasıl uygulandı-
ğından söz edeceğim size. Karar ve-
riliyor. Aynı gün içinde karar veriliyor
ama eğer talebiniz kabul edildiyse
hem size hem de şiddet uygulayana
tedbir bir gün sonra ya da en geç 2
gün içinde polis marifetiyle tebliğ
ediliyor. Şiddet uygulayana polisler
bu kararı tebliğ ederken şunu da
söylüyor, “Buradaki tedbir, koruma
kararlarına uymaz, bu kuralları ihlal
edersen, aykırı davranırsan yasaya
göre bu hapis cezasını gerektiriyor.
Dolayısıyla hapis cezası alabilirsin.”
Bu hapis cezası da 3 günden 30
güne kadar olabiliyor. Buna da karar
verme yetkisi hakimin.
Diyelim ki mahkeme şiddeti
uygulayanın, müşterek oturduğunuz
eve 3 ay yaklaşmama kararı verdi,
ya da müşterek oturduğunuz evde
değilsiniz, şiddete maruz kaldık-
tan sonra ailenizin yanına gittiniz
diyelim, size yaklaşmamasını da
isteyebilirsiniz. Şiddet bu tedbiri ihlal
edip yanınıza gelirse tekrar şikayet
ediyorsunuz. Herhangi bir dilekçe
vermeniz gerekmiyor ama ispat
etmek açısından mecburuz. Bu da
yasanın en sıkıntılı yeri.
Çünkü şiddet uygulayanlar bu
kararları ihlal ettikten sonra eğer bu
şikayetler olmaz ise ceza falan almı-
yorlar. Hatta ihlal ettiğinde şikayet
ediyorsunuz, ne yazık ki bazı hakim-
ler şöyle düşünüyor; “İhlal ettiğine
dair somut delil yok. Dolayısıyla
ben bir şikayet ile zaten bu adamı
evinden uzaklaştırdım, bir de hapse
mi atayım”. Tüm bu uygulamalar
şiddetin neden arttığını gösteriyor
aslında. Belki anlayamamış olabilir-
siniz. Koruma kararlarına rağmen
bu kadınlar ölüyor diye haberlerde
görüyoruz. Bu gibi nedenlerle ölüyor.
Çünkü adam bir kere ihlal ediyor,
kadın gidip şikayette bulunuyor, hiç-
bir şey olmuyor. Tekrar ihlal ediyor,
kadın yine şikayet ediyor yine hiçbir
şey olmuyor. Bu kez adam karar olsa
da bir işe yaramadığını gördüğü için
eylemine devam ediyor. Kısacası ya-
salar iyi hazırlanmış yasalar olsa bile
uygulamadaki sıkıntılar aşılmadığı
sürece ne yazık ki kadına karşı şidde-
tin önüne geçmemiz mümkün değil.
Yasanın yeteri kadar yetkin uygulan-
madığını düşünüyorum. Ama yine de
bizler için önemli bir kazanım.
6284 Sayılı Yasa’nın şöyle bir ko-
laylığı da var, ille savcıya başvurmak
zorunda değilsiniz bulunduğunuz
ilçenin kaymakamlığına da başvuru-
da bulunabilirsiniz. Kaymakamlıklar
aracılığıyla da sizi destekleyici tedbir-
ler veriliyor. Geçinmeniz için maddi
yardım verilebiliyor yasada bunun
ne kadar olacağı da açıklanmış. Ka-
lacak yeriniz yoksa size kiralık konut
desteği verilebiliyor. Eğer çalışıyor-
sanız, çocuğunuz için kreş desteği
verilebiliyor. Yasada bunların hepsi
hüküm altına alınmış ama üzülerek
söylüyorum bu sosyal destekler
çoğu zaman verilmiyor. Şiddet ön-
leme ve izleme merkezlerinde ya da
onlara bağlı sığınma evlerinde kalan
kadınlara birtakım sosyal destekler
veriliyor. Fakat biz hukukçular ya da
o alanda çalışan aktivistler olarak
şöyle yapıyoruz; yasadaki bütün ta-
leplerle ilgili her makamı zorluyoruz.
Çok kısaca sığınma evlerinden
de söz edeyim. Bu yasayı 8 Mart
2012’de hükümet büyük bir propa-
ganda ile yürürlüğe koydu ama gelin
görün ki yasa işlevsiz. Yasada diyor
ki, devlet bütün bu şiddet ile ilgili
koruma tedbirlerini tek bir merkezde
toplayıp koordineli olarak Şiddet Ön-
leme ve İzleme Merkezleri’nde kont-
rol altına alıp gerekli uygulamaları
yapacağım diyor. Bir pilot uygulama
başlatılıyor 24 ilde ve bu illerden biri
de İzmir. Ama bu merkezin kadrosu
ne yazık ki yetersiz. Böylesine büyük
bir şehirde bir tane merkez kuruyor-
sunuz ve tedbirlerin koordinasyonu,
kadınlara sığınma evi, iş, psiko-sosyal
destek verilmesi gibi çok fazla yük
o merkezde toplanıyor. Hâl böyle
olunca da çok işlevsel çalıştıkları
söylenemez ama yine de olumlu
şeyler yapıyorlar. Özellikle de İzmir
Barosu ile iş birliği içerisinde iyi işler
yapılıyor. Ama örneğin ŞÖNİM’lerde
avukat yok.
Kısaca anlatmaya çalıştım tüm bu
gelişmeleri. Tüm olumsuzluklara rağ-
men önceki yıllara göre bunlar çok
önemli kazanımlar. Önceden şiddete
uğrayan kadınları gönderecek bir
merkez, sığınacak bir yer bulamazdık,
birçok kadın evinde ağırlardı. Şimdi
bu yasal prosedürler ve özellikle ye-
relde belediyelerin destekleri ile pek
çok sığınma evi yapılmış durumda.
Tabii ki yetmiyor, daha çok sayıda
olmalı. Uluslararası standartlarda da
değil. Örneğin madem ki flört şiddeti
çok yaygın bu durumda üniversite-
lerde de olmalı Şiddet Önleme ve
İzleme Merkezleri…Daha yapılabile-
cek çok şey var.
Bizler asla umutsuz değiliz. Kadın-
lara ve LGBTİ bireylere yönelik şiddet
ve ayrımcılık yok edilinceye kadar
mücadelemizi çoğalarak sürdürmeye
kararlıyız. Bugün buradan şiddete
karşı isyanımızı hep birlikte haykırı-
yoruz.
(Bu metin, Avukat Şenay Tavuz’un, Ege Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim
Dalı’nın 6 Mart 2015 tarihinde düzenlediği“Kadına
Şiddeti Durduracağız”etkinliğinde yaptığı ‘Ailenin
Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi
Kanunu ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar’
başlıklı tebliğinin deşifre edilmiş metnidir.)
1...,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38 40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,...80
Powered by FlippingBook