36
leri üzerinden politikalar yürütüyor.
Kadınların çocuk doğurup do-
ğurmayacağına, kürtaj olup olmaya-
cağına yasal hakkı olmasına rağmen
iktidarlar karar vermek istiyor. Fiilen
bir yasak uygulaması başlamış du-
rumda kürtaj meselesinde. O yüzden
bu hakları bilmek önemli.
Tecavüz sonucu gebelik varsa o
zaman da 20 haftaya kadar çocuk
alınabiliyor. Ama ilgili makamla-
rın izniyle. Burada da biz hakim ve
savcıların bir yetki karmaşası içinde
mağdur kadınların bu çocukları
doğurmalarına sebebiyet verdiklerini
görüyoruz. Bundan bir kaç yıl önce
tecavüze uğrayan kadın, tecavüz eden
adamı öldürmüştü. Kadın cezaevinde
yatıyordu, düşünün kadının koşullarını
ve bebeğini aldırmak istiyordu ancak
gerekli izni alana kadar 20 haftalık süre
geçti, o gebelik sonlandırılmadı ve
kadın tecavüzcüsünden olan çocuğu
cezaevinde doğurmak zorunda kaldı.
Haklarımıza sıkı sıkıya sarılıp
sahip çıkmak çok önemli. Bu multi-
disipliner bir konu. Psikologlar, yargı
çalışanları, hukukçular, doktorlar ve
diğer bilim dallarından insanlarla
ortaklaşa hepimizin yeni çözümler
üretmemiz gerekiyor. Bunlar kısmen
dönem dönem yapılıyor tabii.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve
Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine
Dair Kanun kabul edileli üç yıl oldu.
Bu da kadın hareketinin, kadın örgüt-
lerinin mücadeleleri sonucu kabul et-
tirilen bir yasa. Çünkü biz daha önce
var olan 4320 Sayılı Ailenin Korunma-
sına Dair Kanun’un uygulamada pek
çok sıkıntısı ile karşılaşıyorduk. Adı
Ailenin Korunması Yasası’ydı ya sade-
ce evli kişiler arasında işlenen şiddet
vakalarında bu yasa uygulanabilirdi.
Yani yasada aile bireylerinin birbirine
şiddet uygulaması durumunda resmi
evlilik yoksa onu aile saymıyordu;
bu nedenle de böyle bir birliktelikte
şiddete uğrayan kadın ya da çocuk
bu yasanın koruma şemsiyesinden
yararlanamıyordu eski yasada.
Yeni yasa ile evlilik ve aile bireyleri
içinde yaşanması sınırları kaldırıldı.
Bu çok önemli bir kazanımdır. Hiç ta-
nımadığınız birine karşı bile yasadaki
koruma tedbirlerini talep edebilme
hakkı tanıyor yeni yasa. Örneğin,
yolda giderken sizi ısrarlı olarak takip
eden biri vardır, fiziksel şiddet ya da
psikolojik şiddet uyguladığı için ya
da şiddete uğrama riskiniz vardır,
başvuru yapıp koruma talep edebilir-
siniz yeni yasayla.
İzmir Kadın Dayanışma
Derneği’nde ben aktif olarak gönüllü
hukukçuluk yapıyorum. Dernek üye-
siyim aynı zamanda. Üniversitelerden
çok sayıda başvuru alıyoruz; flört
şiddeti çok yaygın gençler arasında.
Çünkü yine toplumun gene ahlak
bakışı içerisinde gençler yaşadıkları
bu flört ilişkilerini ailelerine açıklaya-
mıyorlar. Dolayısıyla ayrıldıklarında
“ailene söylerim” tehdidi ile şiddete
maruz kalabiliyorlar. Başka şiddet
biçimlerine de maruz kalıyor ama en
sık karşılaşılanı bu. İşte bu yeni yasa
sayesinde, evli olmasanız bile ko-
ruma talep edebilirsiniz. 6284 sayılı
yasa kapsamında bu kişilerle ilgili de
koruma isteyebilirsiniz. Bunu nere-
den isteyebilirsiniz ve bu tedbirler
nedir kısaca şöyle özetleyeyim.
Kadınlar genelde şiddete geceleri
ya da tenha yerlerde uğruyor. Ancak
ertesi gün gidip şikayetçi olabiliyor
büyük çoğunluğu. Bu yasa size üç
ayrı yere başvuru hakkı hak veriyor.
Bir tanesi şu: Şiddete uğradığınızda
155’i arayıp, acil polis isteyebilirsiniz.
Gelen polise müşterek yaşadığınız bir
ev varsa size şiddet uygulayan kişinin
evden uzaklaştırılmasını istediğinizi
söyleyebilirsiniz. Size hakaret ve
şiddet içeren davranışlarda bulun-
mamasını isteyebilirsiniz. Ya da sizin
bunları tek tek söylemenize gerek
yok, “Bu yasada tanınan bütün koru-
ma tedbirlerinin verilmesini istiyo-
rum. Bu evde ben yaşamak istiyorum
o bu evden uzaklaşsın” diyebilirsiniz.
Ya da o evde yaşamayı güvenli gör-
müyorsanız gidecek başka bir yeriniz
de yoksa polis size “sığınma evine
gitmek ister misiniz” diye soruyor.
Bu bizim için çok önemli bir adım.
Bundan önce böyle bir soru bile
sormuyordu polis. Kadının ifadesini
alıp ne yaparsan yap şeklinde bıra-
kıyordu. Ama şimdi yasa polise de
böyle bir zorunluluk getirdi, birtakım
yönetmeliklerle de bunu sıkı bir
şekilde kontrol etme hali mevcut.
Etmiyorlar ama edilebilirler korkusu
var. Dolayısıyla bu işlemler yapılıyor.
Bir yöntem bu.
İkinci yöntem ise şu: Şiddete
uğradınız ve o gün şikayet edecek
güçte hissetmiyorsunuz kendinizi,
ya da bu risk devam ediyor. Bir ya
da bir kaç gün sonra size en yakın,
bulunduğunuz yere en yakın aile
mahkemesine ya da savcılığa başvu-
rabilirsiniz. Ama biz aile mahkeme-
sine başvurmanızı öneriyoruz çünkü
savcılığa başvurursanız eğer savcılık
sizin ifadenizi almak için tekrar kara-
kola gönderiyor, karakol da tutanak
tutup aile mahkemesine gönderiyor.
Dolayısıyla direk adliyeye gidip di-
lekçeyle aile mahkemesine müracaat
etmeniz ve bu yasa çerçevesinde
korunma tedbiri verilmesini istiyo-
rum demeniz daha lehinize oluyor.
Herhangi bir masraf yok. Herhangi
bir dava harcı, dosya masrafı, posta
gideri ödemiyorsunuz. Eğer fiziksel
bir şiddete maruz kaldıysanız illa bir
rapor almanız gerekmiyor. Ama biz
hukukçular olarak rapor almanızı
tavsiye ediyoruz. Çünkü hakimlerde
son zamanlarda yaygın olarak şöyle
bir kanı gelişti: “Yani kadınlar da
bunu adet edindi, önüne gelen kadın
başvuruyor, koruma tedbiri istiyor.
Bu yasayı istismar ediyorlar” diyen
hakimlerimiz de var hâlâ ne yazık
ki. O yüzden mümkünse rapor alın,
hatta tanığınız varsa tanığınızın adını
bile yazın. Tanığı dinlemiyorlar ama
en azından hakimde bu işin ne kadar
ciddi olduğu konusunda bir kanı
oluşmuş oluyor.
Bu tedbirler ne kadar süreyle
verilebiliyor, kısaca ondan bahsede-
yim. Yasada çok fazla sayıda tedbir
var. Bir tanesi evden uzaklaştırma,
bir başkası kötü davranışlarda yani
şiddet içeren, hakaret içeren davra-
nışlarda söz ve eylemlerde buluna-
mama, bir başkası eğer şiddet içeren
silah taşıyorsa üzerindeki silahı kolluk
görevlilerine teslim etmesine, alkol
kullanıyorsa alkollü olarak konuta
gelmemesine, eğer müşterek çocuk-
ları varsa çocuklarla görüşmemesine
kadar çok sayıda tedbir bulunuyor.
Örneğin evden uzaklaştırmaya karar
verildiğinde “ben çocuğumu görmek
istiyorum” bahanesiyle eve gelmesi-
ne engel olabilmek üzere çocuklarla
görüşmemesine de karar verilebili-
yor.
İlgili mahkeme bu tedbirleri en
