Egeden 22. Sayı - page 29

27
BAHAR 2015
sek Öğretim Kurulu tarafından da
desteklenecektir.” Bu cümledeki
düşüklük bana ait değil, cümleyi YÖK
düşürmüş. Ama cümlenin mealini
anlıyoruz, ortada bir iyi temenni var.
Buna dair uygulamaları önümüzdeki
süreç içinde izleyeceğiz.
Her gün en az bir cinayet haberi
duyuyoruz ve hiçbirimizin ölenin
yasını tutmaya bile fırsatı olmuyor.
Tacizden cinayete uzanan şiddet
skalasının aralıklarının hesabı gerçek-
ten tutulamaz halde. Peki biz bu can
yakan sorunu nasıl çözeceğiz? Tam
da bu soruyu sormanın kendisi, bir
adalet talebidir ve biz kadınlar adalet
talep ediyoruz. Adalet kavramı etik,
politik ve hukuki bir kavram. Ada-
let meselesi zor mu zor bir mesele
aslında. Bugün burada onun hukuki
boyutuyla ilgileneceğiz; kadına
şiddetin ya da daha doğru adıyla
erkek şiddetinin hukuki boyutuna
bakacağız.
Erkeklerin kadınlara şiddetinin
hiçbir meşruiyetinin bulunmadığı,
başka deyişle hiçbir haklı gerekçesi-
nin olmadığı kabul edilmedikçe bu
büyük sorunun ortadan kaldırılması
da mümkün olmayacaktır. Kadınların
maruz kaldıkları şiddet, kendisinden
kurtulmak için çaba sarf ederken bile
başka bir formda da olsa onlara eşlik
etmekte, toplumun her bir katmanın-
da kadınların karşısına yeniden çık-
maktadır. Ailesinde, geniş ailesinde,
mahallesinde, varsa iş yerinde, hatta
mahkeme koridorlarında ve salon-
larındaki hak arayışlarında, kadınlar
en hafifi sindirme ve yıldırma olan
çeşitli şiddet formlarıyla boğuşmak
durumunda kalmaktadır.
Hakları gerçek kılan şey onların
yasalardaki varlığı değil, onların
bizler tarafından kullanılmasıdır.
Bu sebeple kadına yönelik şiddetle
mücadelede, CEDAV gibi, İstanbul
Sözleşmesi gibi uluslararası sözleş-
melerin ve bunlarla örtüşen ulusal
yasaların varlığı önemli olmakla
birlikte hayata geçirilmeleri elbette
daha da önemlidir. Kuşkusuz yasaları
işletip hakları kullanabilmek için de
onların neler olduğunu bilmek ve
tanımak gerekir. Hakların öğrenil-
mesi ve öğretilmesi, daha kapsayıcı
ve etkili bir hale gelmeleri için neler
yapılabileceğinin tartışılması ve
bu tartışmadan çıkan sonuçlarla
bağlantılı olarak belli teorik ve pratik
eylem planları geliştirilmesine katkı
sağlamaya çalışılması bir toplumsal,
politik, insani sorumluluktur. İşte
bu yüzden Ege Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları
Anabilim Dalı olarak 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü etkinliğimizin büyük
bir kısmını bu alanda çalışan hukuk-
çuların yapacağı bilgilendirici bir
panel çerçevesinde gerçekleştirmeyi
uygun bulduk. Konunun uzmanı
olan arkadaşlarım bize ilgili kanun
ve sözleşmeler hakkında bilgiler ve-
recekler ve bizim düşünmemize, bu
konuda bilgi sahibi olmamıza yardım
edecekler.
(Bu metin, Prof. Dr. Solmaz Zelyüt’ün, Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın
Çalışmaları Anabilim Dalı’nın 6 Mart 2015 tarihinde
düzenlediği“Kadına Şiddeti Durduracağız”
etkinliğinde yaptığı açış konuşmasının deşifre
edilmiş metnidir.)
1...,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28 30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,...80
Powered by FlippingBook