Egeden 22. Sayı - page 36

34
nan şiddet ve orada gerçekleştirilen
birtakım yapılanmaları selamlamak
için Rojava’da inşa edilen yönetim
biçiminin kapitalist, sömürgeci,
erkek egemen modellere alternatif
bir yaşammodeli olduğunu hatır-
latarak Nusaybin’den dün başladı.
(06.03.2015 ) Tüm dünya kadınları
Nusaybin’deydi dün. Oradan il il
gezerek Diyarbakır Antalya, “Özge-
can cinayetiyle programa Mersin de
eklendi- , oradan Muğla, Didim, 15
Mart’ta da İzmir’e geliyorlar.
Dünya Kadın Yürüyüşü’nün İzmir
koordinasyonunda da pek çok kadın
örgütü yer alıyor. KESK ve DİSK’e bağ-
lı sendikaların kadın birimleri, beledi-
yelerin Kent Konseyi Kadın Meclisleri
bu bileşenin içinde. Biz İzmir’de 15
Mart’ta saat 15.00’ te Gündoğdu
Meydanı’nda bir atölye çalışması
düzenliyoruz. Dünya Kadın Yürüyüşü
bağlamında barış için militarizme
karşı, kadın emeğinin sömürülmesi-
ne karşı, bu atölyelerdeki çalışmalara
sizleri de bekliyoruz.
Ardından Didim’den gelen
DKY’deki kadınlar ,İzmir’de Eski
Sümerbank’ın önünde karşılanacak.
Gündoğdu’ya yürüyeceğiz ve orada
çok güzel bir konser yapmayı düşü-
nüyoruz. Tüm dünya kadınlarıyla kol
kola, asla umutsuzluğa kapılmadan
bu şiddeti yok edeceğimize inanıyo-
ruz. Üniversiteniz içinden yürütme
ve koordinasyon toplantılarına
katılanlar biraz az oldu, bu bizi biraz
üzdü.
Kadına yönelik şiddetle ilgili
hukuksal kısmı anlatmak aslında her
zaman biraz da sıkıcı olmuştur. Çün-
kü insanlarda artık adaletin tecelli
etmeyeceği , adaletin gerçekleşme-
yeceği inancı çok yaygın. Üzülerek
söylüyorum ki biz hukukçularda da
bu durum çok yaygın. Ama tabii ki
umudumuzu hiçbir zaman kaybet-
meyeceğiz. Belki de kısaca Türk Ceza
Kanunu’ndaki olumlu değişiklikler-
den başlayarak önceki Türk Ceza
Kanunu’ndaki olumsuz düzenlemele-
ri size çok kısa birkaç cümle halinde
anlatmak bu noktada aydınlatıcı olur.
Önceki ceza kanununda kadına
yönelik , kadının beden bütünlüğüne
yönelik suçlar toplumsal suçlar bölü-
münde yer alıyordu .Yani genel ah-
lakla ilgili bölümde. Kadınlara yönelik
suçların genel ahlak başlığı altında
düzenlenmiş olması kadına yönelik
herhangi bir suçta kadının toplumun
malı gibi kabul edilmesi anlayışının
bir sonucuydu . Toplumsal yaşam-
da mahallenin namusu olan kadın,
ailede ailenin malı gibi kabul edilen
kadın Türk Ceza Kanunu’nda da aynı
anlayışla korunuyordu.
Oysaki yine kadın hareketinin
mücadelesi sonucunda 2005 yılında
kabul edilen Türk Ceza Kanunu, -10
yıl geçmiş bakın epey de zaman
geçmiş aslında - bizler açısından çok
önemli hükümler getirdi. Bu yasa-
da kadınlara yönelik cinsel suçlar ,
beden bütünlüğüne yönelik suçlar
başlığı altında inceleniyor . Örneğin
bakire ya da bakire olmayan kadın-
lara yönelik cinsel saldırı suçlarının
faillerine verilecek ceza miktarında
artık farklı düzenleme yoktur. Yasada
artık tecavüz denmiyor, cinsel saldırı
deniyor.
Somutlarsak; -ben bu tür toplan-
tılarda soruyorum sizce eski TCK’da
bakire bir kadına tecavüz edildi-
ğinde faile verilecek ceza daha mı
ağırdı? Birçok insan acaba öyle mi
diyor. Hayır tam tersine bakire olana
tecavüz suçu eski yasada daha azdı,
evli bir kadına yapılan tecavüz suçu
daha ağırdı. Çünkü o kadın sahipli bir
kadındı. Yani kocasının malı mülkü
gibi kabul ediliyordu. Dolayısıyla bu
eşitsiz ayrım yani ayrımcılık öngö-
ren bu hüküm kaldırıldı, cezaların
şahsiliği ilkesine göre suç işlenen
kişinin durumuna bakılmaksızın ceza
veriliyor.
Eski yasada 438. maddede,
fahişelere yönelik tecavüz suçunda
sanıklara daha az ceza veriliyordu,
çünkü o fahişeydi o yolun yolcu-
suydu. Ne yazık ki biz uygulamada,
yargıçlar ve savcılarda bu ayrımı hâlâ
görüyoruz.
Çok somut bir örnek vereyim,
bir cinsel istismar vakasında şikayet-
çiydim. Müvekkilim, çoklu istismara
maruz kalmış, 17 yaşında bir lise
öğrencisi. İzmir’in bir ilçesine gittik
ifade vermeye, gittiğimiz ilçede ço-
cuk izleme birimi yoktu. Yeni yasada
çocuklara yönelik cinsel suçlar için
ayrı bir merkez var, Çocuk İzlem
Merkezi, buralarda ifade veriliyor.
Savcı olayı İzmir’e havale edecek,
aslında yapacağı tek şey o. Bana olayı
sordu, kısaca özetledim, bana dedi
ki “Avukat Hanım bu kız 17 yaşında,
nasıl izni olmadan alıp götürüyorlar?
Rızasıyla gitmiştir.” Ben kendisine ağır
eleştirimle birlikte gereken cevabı
verdim, sonra müvekkilim olan
çocukla görüşmek istediğini söyledi.
Ama ben yalnız görüşmek istiyo-
rum dedi. Buna yasal olarak hakkı
yok aslında . Ben izin vermiyorum,
neden yalnız görüşeceksiniz dedim.
Ben 1-2 şey sormak istiyorum çocuk
sizden etkilenir cevap verirken dedi.
Daha dün yaşandı bu olay. Çıkmıyo-
rum savcı bey dedim. O zaman size
bakarak konuşur dedi. “Bana bakarak
konuşmasında ne sakınca var ki ben
onun avukatıyım, hem pedagog yok
psikolog yok, siz ne soracaksınız,
zaten burada ifade alamazsınız” de-
dim. “Tamam tamam avukat hanım,
sormayacağım” dedi. Ve biz çıktık.
Düşünün avukatıyla giden bir cinsel
istismar mağduru çocuğa yapılan
muameleyi. Ben dirençli bir avu-
kat olarak itiraz etmesem ve dışarı
çıksam savcı ne sorular soracaktı ben
çok merak ediyorum. Çocuğu orada
sorguya çekecekti. Ama yasak, bunu
yapamaz.
Neyse ki oradan dilekçemizin
havalesini yaptırıp Çocuk İzlem
Merkezi’ne geldik İzmir’e.
Orada her şey olumluydu,
usulüne uygundu. Fakat orada da
mesela şöyle bir durumla karşılaştık:
Bu örnek yasadaki uygulamalara dair
pek çok şeyi içinde barındırıyor o ne-
denle bu örnek üzerinden anlatmaya
devam ediyorum. Sadece olumsuz
değil olumlu şeyler de oldu. İzmir’e
giderken yol boyunca bize eşlik eden
kadın polis çok iyiydi örneğin. Bu
olay bize şunu gösteriyor , çocuk bü-
rolarda kadına yönelik şiddetle ilgili
birimler oluşturulmalı. Çocuk bürolar
var ama birçok yerde çocuk bürolar-
da hiç kadın polis yok. Çocuk İzlem
Merkezi gibi bir yerde geliyorsunuz
savcı, psikolog, doktor hepsi erkek.
Cinsel istismar mağduru çocuklar
geliyor buraya ve İzmir’de tek bir
merkez bu. Bütün ilçelerden çocuklar
buraya geliyor, düşünün yapılan-
masını. Çok şey var değiştirmemiz
gereken. Çünkü çocuklar zaten erkek
saldırısına maruz kalmış, orada başka
1...,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35 37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,...80
Powered by FlippingBook