Egeden 22. Sayı - page 42

40
kesimde egemen olan feodal sistem
ve onun örf-adetleriyle mücadele
eden kadın karakterleri canlan-
dırmıştır. Kocasının yokluğunda,
köyün ağasının ya da eşinin ailesinin
baskılarına karşı sabreden, fedakârlık
yapan ancak sonunda başkaldıran
bu karakterler, klasik Yeşilçam döne-
mine ait “iyi, namuslu, vefakâr” köylü
kadın tiplemelerinden çok uzak de-
ğildir. Dönüş filmi ile yönetmenlik de
yapan Türkan Şoray, yönettiği ikinci
film Azap’ta (1973), hasta çocuğunu
iyileştirmek için kendi organlarını
satan fedakâr bir anneyi canlandır-
mıştır. Şoray’ın üçüncü filmi Bodrum
Hâkimi’nde (1976) ise mesleğine
bağlılığı ve adalet duygusu uğru-
na, sevdiği adamı mahkûm eden
şehirli ve meslek sahibi kadın söz
konusudur. Ancak Türkan Şoray’ın o
zamana kadar canlandırdığı en farklı
karakter, Atıf Yılmaz’ın 1982 tarihli
filmine adını veren Mine’dir. Yeşilçam
döneminde, tek erkeğe hayatını ada-
yan kadınları oynayan Türkan Şoray,
Mine filminde toplumun ikiyüzlü
ahlak anlayışına karşı çıkar ve özgür
yaşamak için toplumun yargılarıy-
la mücadele etme pahasına eşini
aldatmayı göze alır. Bu açıdan Mine,
Türk sinemasında toplumsal baskıla-
ra karşı durarak özgürleşme yolunda
ilerleyen, isteklerinin ve cinselliğinin
farkında olan güçlü kadın temsilleri
açısından önemli bir filmdir. Mine
aynı zamanda, “Türkan Şoray Kanu-
nu” olarak bilinen ve filmlerde öpüş-
me ve açık sahne yer almamasına
dair oyuncunun kurallarını bozduğu
ilk yapımdır.
Mine filminde görüldüğü gibi,
Türk sinemasında kadın sorunlarını
konu alan ve daha “gerçek” kadın
portreleri çizen filmlerin özellikle
seksenli yıllarda çekildiği göz-
lenmektedir. 1980 askeri darbesi
nedeniyle pek çok alanda uygulanan
sansürün Türk sinemasında da apo-
litikleşmeye neden olduğu görülür.
Ancak bu baskı ortamı, bireyin iç
dünyasını, korku ve arzularını, arayış-
1...,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41 43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,...80
Powered by FlippingBook