Egeden 19. Sayı - page 58-59

56
Bizim geçmişle ilişkimiz, kendi-
mizi ve dünyayı anlama sürecimizin
ayrılmaz bir parçasıdır. Kendimizi
anılar yoluyla anlarız, anılar yoluyla
insan oluruz ve anıların olmadığı
durumlarda, yazılı hikâyeler ve
belgeler, resimler ve -hepsinden
öte- şeyleri içeren belleksel ortamlar
yaratırız (ya da buna yatırım yapa-
rız). Bu anlama biçimi, geçmişteki
maddesellikler ve bugünün insanları
arasındaki ilişki kadar, geçmişteki
insanlar ve geçmişteki maddesel-
likler arasındaki ilişki kadar çok
vurgulamaz. Shanks bu ilişkiyi
kolektif depo, “insanlığın arşivi” ola-
rak tanımlamıştır. Arşivler, kökenin
anlatısı, kimlik ve aidiyet, sahipliğin
politikası, örgütlenme, erişim ve
kullanım hakkındaki her şeydir. Ar-
şivler, devamlı olarak, düzensiz olanı
yönetmek ve düzeni inşa etmekle
uğraşırlar. Kısaca, arşivsel pratikler,
tüm kalıtların kürasyonu hakkında
olduğu kadar kayıp ve ıskarta olanın
da yönetimi hakkındadır.
19. yüzyılda bir disiplin olarak ilk
ortaya çıkışından beri, arkeoloji, bir
arşivleme aracı olarak da çalışmıştır.
Bunu, kaotik materyal kalıntıları
düzenleme ve yönetme, sadece bize
kalanlar değil fakat ayrıca tam da
geçmiş kavramının karşısına kendisi-
ni radikal biçimde konumlayarak ya-
rattığı ve yeniden yarattığı hikâyeler
yoluyla yapar. Bu yeniden düzenle-
me, Batı dünyasının insan logos’una
tartışmasız statü vermeye başladığı
modernite süresince gerçekleşti.
Modernist paradigma, sadece insan
aklının özel bir ontolojik statüsüyle
çevrelenmemiştir fakat ayrıca insanı
aktif özneler olarak, pasif doğayı
üzerinde işlem gerçekleştirmeye
muktedir (ve buna hakkı olan) ola-
rak resmetmiştir. Doğa, doğa sadece
insan türünün aktif biçimde müda-
hale ettiği ya da doğrudan maniple
ettiği bir alan olarak algılanmamıştır
fakat ayrıca anlaşılacak ya da anla-
maya sunulacak alandır. Tam da bu
sebeple modernite boyunca, Batı’da
teknoloji ve bilim arasında yakın bir
ilişki tesis edilmiştir: erken dönem
kolonyalizm ve sanayi devrimi,
fiziksel çevreyi kontrol etmeye isteği
ile çalışan tekno-ekonomik gün-
demlerdi. Bilim(ler), diğer yandan,
insanın çevresini kontrol edebile-
ceği ve sömürebileceği araçlardı;
bilimsel açıklama, karmaşık doğa
fenomenlerini bertaraf etti, her şeyi
açık, düzenli ve tanımlanabilir hale
getirdi ve bunu yaparken de nihai
olarak doğal dünyayı evcilleştirmeyi
başardı.
Modernist Batı’nın hüküm sür-
mekte olan otoritelerinin, fethedile-
cek ve zapt edilecek yeni, daha önce
bilinmeyen kara parçaları olduğunu
fark etmeye başladığı bir zamanda
olduğu gibi, daha geniş ve daha
uzak bir toprak olan geçmiş de, yeni
arkeoloji bilimi yoluyla “kolonizas-
yon”, “açıklama” ve “denetim” için
uygun bir hale geldi. Geniş anlamda
kamunun, dolaysız ve filtrelenme-
miş geçmişe erişimi engellenmişti;
pek çok kurumsal mekanizma, ‘ko-
runan alanlar’a erişimi engellemek
için gerekli bariyerleri (ya da, en iyi
ihtimalle, düzenleme) oluşturmak
üzere tesis edildi. Burada değinilebi-
lecek bazı karakteristik düzenleme
mekanizmaları, arkeolojik sit alanları
ve anıtlar etrafına dikilen duvarlar
ve çitler; müze sergilerinde obje ve
Geçmişi sanallaştırmak
Despina CATAPOTI
Ege Üniversitesi, Yunanistan
Kültürel Teknoloji ve
İletişim Bölümü
MAKALE
ziyaretçi arasında bir sınır yaratmayı
amaçlayan vitrinler ve hatta arşivle-
me ve yorumlama için ‘bilimsel’ bir
dilin geliştirilmesi – ki bu dil yazarı
görünmez kıldı-, bulgular bolluğunu
“kendi kendini açıklayan/açıklamaya
gerek bırakmayan” olarak; mevcut
güncel metinleri de hakikatin sabit
ve bu yüzden de tartışılmaz ifadeleri
olarak sundu. İnsanlar ve geçmiş
arasındaki mesafe, ‘resmi’, nesnel
tarihi, alternatif (ikinci derece) yo-
rumlamalardan ayırmak için bir sınır
olarak rol oynadı. Bilim insanları,
böylece sadece özel bir statü almak-
la kalmadılar, aynı zamanda, geçmi-
şin vasileri, geçmiş alanının sahipleri
ve arşivleri haline de geldiler.
Bununla birlikte, post modern
döneme doğru ilerlediğimizde, Batı
düşüncesi kendisini, alenen, karak-
ter itibariyle totaliterlik-karşıtı olarak
gösterdi. 20.yüzyılın ortalarından
itibaren, nesnelliğin yapısökümü
ve aynı zamanda büyük anlatıların
gerilemesi, insanların, hakikat, akıl,
bilim ya da teknolojinin sosyal prob-
lemlere cevaplar sunabileceği ya da
daha iyi bir hayat inşa edebileceğine
inanmadıkları anlamına geliyor-
du. Kavramsal bakışın şimdi öne
çıkardığı şeyse, dünyanın yalnızca
öznel olanın ayrıntılı bir mülahazası
yoluyla anlaşılabilir olduğuydu. Bu
gelişmelerin ardından, arkeoloji ve
miras alanında çalışan çoğu akade-
misyen, alternatif seslerin çıkmasını
ve duyulmasını sağlayabilecek yeni
bir epistemolojik rejim oluşturma
çağrısı yaptı. Son birkaç on yılda da,
mekanizmalar, programlar ve kamu-
sal sunum ve yayılma standartlarına
mümkün olduğunca çok dikkat
sarf etmek hâkim eğilimken, önceki
dönemlerin bilimsel incelemenin
noksanlarına bir cevap olarak, bi-
limsel çevrelerin kamuyla etkileşimi
temel ilgi konusu haline geldi.
Yukarıdaki tüm gelişmeler,
arkeolojide arşiv pratiklerinin
yeniden biçimlenmesi ve arkeolo-
jik bilginin yeniden-çizilmesinde,
alanın-yeniden belirlenmesi (re-
territorialization) belirleyici rol oy-
nadı ve arkeoloji ve Yeni Medyanın
kesişimindeki yeni bir bilimsel alan,
bu koşullar altında ortaya çıkmaya
başladı. Analogdan dijitale doğru
bu geçiş, son derece reprodüktif
fakat her şeyin ötesinde üretken bir
potansiyel getirdi beraberinde. Ar-
keolojide reprodüksiyon, temsiliyet
kavramını anlatan modernist mirasa
gönderme yapar; yani, daha büyük
bir gerçekçilik arayışı ve orijinal,
gerçek ya da otantik olarak kabul
edilen bir şeye yönelik yüksek sada-
kat. Üretim, diğer yandan, yaratıcılık
ve sanallık gibi kavramlarla ilintili
olmalı; yani, bütünüyle yeni bir iş,
yeni arşiv içerikleri, yeni alanlar ve
yeni anlamları bulunan fakat yine de
kendi koşullarına yüksek derecede
gerçekçi olan
Bu tasarı içerisinde İnternet,
ağların nihai ağı,
bilginin yaratımı,
yayılması, işlen-
mesi ve kullanıl-
ması demek olan
bağlantı noktası-
na dönüşümün
daha ileri katman-
larını mümkün
kıldı. Kullanıcılar,
şimdi, veriyi elde
etmekten çok daha
ötesini yapabiliyor-
lar; aktif biçim-
de, genellikle,
paylaşma ve
kullanma ser-
bestiyle birlikte
içerik üretebilir
ve yayabilirler.
Benzer trend-
ler, insanların
geçmişle
çeşitli web 2.0
uygulamaları-
nı kullanarak
(Wikipe-
dia, Flickr)
ilişki kurması
sayesinde or-
taya çıkan yeni
yollarda fakat
aynı zamanda
kütüphane ve
müzelerin çeşit-
lendirme ve pek
çok enformas-
yon kaynağıyla
ve özelleştirile-
bilir akıllı arama
hizmetleriyle
1...,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57 60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,78-79,...84
Powered by FlippingBook