Egeden 8. Sayı - page 16-17

mandarımız Özge “İşte bu da deniz!..”
diyor, tepkimizi ölçen gülümser bir
tavırla. Suriye’ye varıncaya üstün-
de güneşin yangın olup tutuştuğu
göz alabildiğine uzanan topraklar,
Mezopotamya’nın başlangıcı...
Mezopotamya’nın, olanca tarihsel
anlamı ve imgesel yüküyle, ne demek
olduğunu bilmeyen bir insanı bile
dehşete düşürecek bu enginlik, bilen
insana ne yapar? Yürek sineye sığmaz
olur... Peki ya “deniz”?.. Gün boyunca
güneşin kavurduğu topraklar üzerine
akşam serinliği çökmeye başladığında
havada öyle bir yoğuşma oluşuyor
ki, ufuklara uzanan enginliği puslu
bir deniz görünümü kaplıyor; dağ
yamacına dizili terasların sakinleri de
“deniz”e nazır akşam sofralarında bir
araya geliyor.
Bu tatlı şaşkınlığı bölüp mantıksal
toparlamalar yapmaya çalışıyorum:
Kuzeyde Diyarbakır ve Batman’dan bu
yana dalga dalga dağlarıyla bölgeye
sokulan zorlu Anadolu Coğrafyasının
ansızın dinginleştiği uçsuz bir düzlü-
ğün, Mezopotamya’nın kıyısındayız...
Tamam diyorum, “Mezopotamya’nın
Kapısı”budur, bundandır!.. Hem de,
buradan, iki gözü insanın, iki kartal
gibi süzer koca ovayı. Burası, bu muh-
kem yer, ovaya hakim olan“kartalın”
yuvası olur... Buraya hakim olan,
ovanın kartalı olur. Ve hem de şu sarp
kayalara oturan kale, bu yüce doruk,
kartallara yaraşır...
Mardin, mimari dokusu içinde çok-
kültürlülüğü ete kemiğe büründüren
yapı repertuvarına ev sahipliği yapmaya
devam ediyor bin yılı aşkın zamandır.
Bu doruğun ‘kartalı’ her kim
olmuşsa, öncekinin yapıtlarına saygılı
davranmış, kentin mevcut dokusuna,
kendine özgü olanları eklemiştir. Böy-
lelikle, ortak bir taş dilinin egemen-
liğinde, yapı türlerinde kimliği dışa
vuran ayrıntı zenginliği, geniş süsleme
ve biçim repertuvarını oluşturmuştur.
6. yüzyıl yapısı olan Kırklar
Kilisesi’nde buluştuğumuz Bizanslı-
lar (Süryani Kadim); 10. yüzyıl yapısı
Kale’de buluştuğumuz Hamdaniler;
Zinciriye Medresesi’nde, görkemli
minaresiyle çok uzaklardan yerini belli
eden 11. yüzyıl yapısı Ulu Cami’de,
13. yüzyıl yapısı Şehidiye Camii ve
Medresesi’nde, 12. yüzyıl yapısı Sitti
Radviyye Medresesi’nde buluştuğu-
muz Selçuklular-Artuklular, dil birliği
edip, onlardan sonra geleceklere her
“Mardin’debeniençokheyecanlandıranşey,sanırım
tarihinelletutulurluğu.Şehrindokusununve
mimarisinin,birgiziimleyipsonrasaklaması.Zamanı
elinizletutmanıza,onadokunmanızaolanakveren
bulabirentgörünüşlüşehrin,labirentliğihemtarihi
içinde,hemkendimekanıiçindesözkonusu...”diyor
Murathan Mungan ‘Paranın Cinleri’ adlı
kitabında.Şehriadımadımgezerken,tarihe
ellerimizledokunurkenbusatırlarakatılmamanın
olanaksız olduğunu düşünüyoruz.
Üstteki:Mardin’inbirlabirentiandıransokaklarında
sıkça,“abbara”denilentonozludehlizlerbulunur.
Suriyeşehirlerindederastlananbuuygulama,sokak
üstünü bir mekan olarak değerlendirme
düşüncesininyanısıra,sokaktahareketedenlere
havakoşullarındankorunmaimkanısağlama
amacınadayöneliktir.Budar,yokuşlu,basamaklı
sokakyapısıMardin’ingündelikhayatında,kimi
belediyefaaliyetlerivetaşımaişleriiçin,eşekleri
hayatiderecedeönemlikılıyor.Busokakların
kamyonu,taksisi,servisi,çekicisi,hamalıeşeklerdir.
15
14
BAHAR 2011
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15 18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,...88
Powered by FlippingBook