Egeden 14. Sayı - page 28-29

27
26
YAZ 2012
yıllık tarihte fuarın yapılamadığı tek
dönem 2. Dünya Savaşı. Bunun için
fuar savaşı sevmiyor fuar savaşa karşı.
Ekonomi de öyledir zaten sonuçta…
Temanız yaşamın her alanında
tasarım…
Tasarım yenilik demek, değişim
demek, yaratıcılık demek. Bütün
bu temaların, bütün bu içeriklerin
İzmir’le buluştuğunu, örtüştüğünü
düşünüyoruz. İzmir de yenileşme,
değişim, yaratıcılık kenti… Zaten
sloganımız da “hayatın her alanında
tasarım”. Fuarın kendisi de bir tasarım,
o da Cumhuriyetin kurulmasında
şekillenmesinde Cumhuriyeti kuran
kadrolar tarafından ve Mustafa Kemal
tarafından yeni bir toplum modelinin,
yeni Türk insanının şekillenmesinde
tasarlanmış bir olay fuar. Bir halk üni-
versitesi olarak görüyoruz bu fuarı.
Neler yapacaksınız bu tema kapsa-
mında?
Bu temayı belirlememizin bir baş-
ka nedeni de; özellikle İzmir Büyükşe-
hir Belediyesinin son zamanlarda kent
tasarımı ile ilgili projelerini halk ile
buluşturmak. İzmir Büyükşehir Beledi-
yesi, deniz kıyılarını yeniden tasarladı
ve projeler geliştirildi, bu fuarda
bu projeler görsellerle, sunumlarla
tanıtılacak, halkın görüşleri, önerileri
de alınacak. Onun dışında modacı-
larımızın tasarladığı tişörtler var. 81.
Fuar'a katılacak kurum ve kuruluş-
lara çağrılarda bulunduk, ve kendi
stantlarını oluştururlarken gerek ürün
tasarımlarını, gerek ambalajlarını
fuarın tasarım temasına uygun olarak
hazırlamalarını istedik. Tasarım teması
kapsamında fuar süresince pek çok
etkinlik olacak. Ünlü modacılarımızın
hazırladıkları ürünleri satışa çıkarta-
rak, geliri elde ederek onları Engelsiz
Kongresi'ne bütçesine aktaracağız.
Son olarak fuar sizin için nedir bir
İzmirli olarak?
Tabii fuar benim yaşımda olan
insanlar için çok önemli. Biz fuarla
birlikte büyüdük; fuardan öğrenerek,
hayatı tanıyarak, dünyayı tanıyarak...
Dünyayı kucakladık fuarda. Fuara çok
duyarlıyız, birey olarak da duyarlıyız.
Fuar bizim anılarımızda çok yeri olan
bir yer. Ayrıca Kültürpark bizim için
çok önemli, örneğin biz eşimle fuarda
evlendik. Fuar'ın ve Kültürpark’ın
hepimizin anılarında benzer izleri var.
Benim çocukluk yıllarım Ege’nin taş-
rasında geçti, ben üretici çocuğuyum.
Üzüm bağlarında çalışırken anne-
miz babamız bize hep fuarı hedef
gösterirdi: “Biz bu üzümleri üretelim,
satalım, bunların parasıyla sizi fuara
götüreceğiz” derlerdi. Biz de canla
başla çalışırdık. Gerçekten ailecek hep
birlikte fuara gitmeyi hedeflerdik.
Hele fuara gelişlerimiz bir de 9 Eylül’e
denk düşerse değmeyin keyfimize...
Fuara gelişlerimiz hep trenle
olurdu. Buraya gelince de burada
yakınlarımızın evlerinde kalırdık. O
yıllarda zaten İzmir’de yaşayan aileler
fuar tarihleri yaklaştıkça önlemleri
almaya başlarlardı, yatakları yorgan-
ları, misafir odalarını hazırlarlardı.
Fuarda da tabii en başta ülkelerin
pavyonlarını ziyaret ederdik. İlk başta
Sovyetler Birliği, Filistin gibi ülkeler
çok ilgi çekerdi. Ülkelerin pavyonlarını
kaçırmadan dolaşırdık, broşürlerini
toplardık, broşürleri hiç atmadan
evimize götürürdük ve onları okurduk
bir yıl boyunca, dünyada ne üreti-
liyor, neler oluyor diye. Tabii daha
televizyon olmayan dönemlerden söz
ediyorum.
Fuar deyince benim aklıma şıra geli-
yor. Var mıydı o zaman da?
Vardı. Simgesi zaten fuarın şıra.
Ben eski bir Tarişçiyim. Şıraların
hazırlanmasında çok görev yaptım. O
bakımdan fuarı hep yaşadım. Çocuk
olarak yaşadım, genç olarak yaşadım.
Şimdi de bu fuarın yöneticisi olarak
yaşıyorum. Tabii bu keyifli bir şey,
kendi kişisel tarihinde bunların hep-
sinin sentezini yapmak benim içimde
çok derinlik yaratıyor. Yaptığımız
görevler sırasında da kendi çevrem-
deki özellikle genç arkadaşlarımıza o
elektriği vermeye çalışıyorum…
1...,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27 30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,...80
Powered by FlippingBook