Egeden 14. Sayı - page 44-45

43
42
YAZ 2012
Demet ALTUNTAŞ
"İzmir Körfezi'ni
üniversite, bilim ve
teknolojikörfezihaline
getirmek istiyoruz."
İzmir Üniversiteler Platformu, bili-
min, eğitimin önündeki olası kısıtla-
maları dayanışma yoluyla aşmak ama-
cıyla kurulmuş bir platform. İzmir’deki
tüm üniversitelerin üye olduğu
oluşumun projelerinde “kaynakların
ortak kullanımı” ön plana çıkıyor.
Üniversiteleri ile bütünleşmiş bir kent
olan İzmir’i platform, bir “yüksek öğre-
tim vadisi” olarak görüyor. Her dönem
için temalar belirleyip , belirli başlık-
lar altında projeler planlayan İzmir
Üniversiteleri Platformu, etkinliklerini
kampüslerde öğrencilere ulaşacak
seviyede genişletmeyi amaçlıyor.
Platformun Dönem Başkanı İzmir
Yüksek Teknoloji Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Mustafa Güden ile platform
ve projeleri hakkında söyleştik.
İzmir Üniversiteler Platformu'yla
ilgili genel olarak bilgi verebilir misi-
niz? Kuruluşu, amaçları neydi?
İzmir Üniversiteler Platformu de-
yince İzmir’deki bütün üniversitelerin
bir araya geldiği ve kaynakları ortak
kullanmaya çalıştığı bir organizasyon
akla gelmeli. Temel hedef tüm üniver-
sitelerin birbirleriyle ilişki içinde olma-
sı ve İzmir için ortak bilim ve teknoloji
projeleri belirlemek. Ben bir buçuk
yıldır içindeyim oluşumun. Sanırım
4-5 yıl önce Candeğer ve Mehmet
Hoca'nın girişimiyle oldu. Anlattıkla-
rına göre Ankara’dan gelirken böyle
bir platform kurmaya karar vermişler.
Bu beşinci yıl ve Platform düzgün, dü-
zenli bir şekilde toplantılarla devam
ediyor. Bu oluşum Türkiye’de bir ilk.
Buradaki temel amaç şu; biz dersler,
öğretim üyesi, araştırma merkezleri
gibi bazı kaynakları ortak kullanmak
istiyoruz. Sonuçta her üniversite
devletten bir kaynak istiyor ve bu
kaynaklar aslında her bir üniversite
için oldukça büyük maliyetlere neden
oluyor. Bu nedenle kaynakların çok
etkin kullanılması lazım, bizim temel
amacımızda bu kaynakları tüm
üniversitelere yaymak. Bu kaynaklara
başvururken biz bu platform çerçe-
vesinde kimin ne yaptığını, hangi
üniversitenin ne için başvurduğunu
biliyoruz. Ortak programlar açmaya
çalışıyoruz, yüksek lisans programları
mesela.
Hiç ortak program açıldı mı? Bu
programdan mezun olanlar nasıl bir
diploma alacak?
Tabii. Dokuz Eylül’le birlikte bizim
biyoteknoloji, biyomühendislik
alanında bir programımız var. Ege ile
Dokuz Eylül arasında bir program var
önümüzdeki dönemde bu master
programların sayısını arttırmaya çalı-
şacağız. Ortak diplomayla ilgili de bir
protokol hazırlanıyor.
Kaynakları ortak kullanmaktan
bahsediyorsunuz. Örnek verebilir
misiniz?
Araştırma merkezlerinin ortak
kullanılması yoluyla bazı projelerin
yaygınlaştırılması mesela... Yine bir
örnek vereceğim, biz acil eylem
planı hazırlıyoruz. Burası deprem
bölgesi olduğu için; mesela deprem
olduğu zaman insanlar nasıl hareket
edecekler, odasında çalışan öğretim
üyeleri ve derste olan öğrenciler nasıl
hareket edecekler, bunun için bir ikaz
sistemi programı geliştirdik. Sadece
deprem için değil, aslında deprem
için yola çıktık ama... Mesela kampüs
içinde bir öğrenci hastalandı, ambu-
lans gelmesi gerekiyor. Bir telefon
hattı oluşturduk, bu telefon hattına
bilgi geçiliyor ve ambulans oraya
doğru hareket ediyor, ancak bu sırada
üst yöneticilere bir mesaj düşüyor; “şu
no.lu öğrenci şurada hastalanmıştır
veya bayılmıştır” diye. İYTE’nin projesi.
40’a yakın bilgisayar mühendisliği
öğrencisi yaptı. Bizim amacımız bu
projeleri herhangi bir ücret talep
etmeden ortak kullanmak, ortak mer-
kezler açmak.
Ortaklaştırılması düşünülen diğer
projelerden de bahseder misiniz?
Bir diğer projemiz; İzmir’e bir
uluslararası araştırma merkezinin
şubesini açmak. Bununla ilgili İtalya’da
UNESCO tarafından desteklenen bir
merkez var. Bu merkezle görüşmeleri
yaptık. ICTP (International Centre
Theoretical Physics) bu merkez bütün
İzmir üniversitelerine ait olacak.
Sadece fizik alanında değil biyoteknik
ve telekomünikasyon konularında
da araştırmalar yapılıyor burada. Bu
İYTE’nin projesi ama biz bunu plat-
forma taşıyacağız. İYTE’nin kampüsü
elverişli olduğu için burada kurulması
daha uygun olur diye düşündük. Bunu
biz uluslararası yapacağız. Bu merkez
3. Dünya ülkelerindeki bilimi destek-
liyor. 10 kişilik uluslararası bir öğre-
tim üyesi ekibi kuracağız. Hedefimiz
aslında Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler
ve Doğu Avrupa. 800 milyon nüfuslu
bir alan. Bunu da İzmir’e getirmeye
çalışıyoruz ve bu platformun projesi
olacak. Senin-benim yok, ilk görüşme-
leri ben yaptım ama platforma taşıdım
bunu ama, bu merkez İzmir’in olmalı.
Sahip çıkılmalı. Diğer üniversitelerdeki
öğretim üyelerinin de buna destek
vermeleri gerekiyor. Eylül ayında
tekrar ICTP’yi ziyaret edeceğim.
Eylül’den sonra kesinleşecek. Bunun
yansıması şöyle olacak; bu 800 milyon
nüfuslu alanda en iyi bilim adamları
her yıl İzmir’i ziyaret edecek. ICTP’nin
çalıştığı Nobel ödüllü bilim adamları
var. İzmir’de artık nobel ödüllü bilim
adamlarını da göreceğiz bu sayede.
Analitik düşünme yeteneğine sahip iyi
öğrencileri de böylece çekebileceğiz.
Platformun işleyişi hakkında bilgi
verir misiniz?
Platformun bir Rektörler Kurulu
var, orası yönetim kurulu aslında. Rek-
törler olarak her ay bir üniversitede
toplantı yapıyoruz, yaklaşık 2 saat sü-
rüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi bu işin
sekretaryasını yapıyor. Bir gündem
oluşturuluyor, o aya ait ortak faaliyet-
ler oluşturuluyor daha sonra bizim alt
komitelerimiz var onlar toplanıyor.
Mesela dekanlar toplanıyor, müdürler
ve genel sekreterler toplanıyor. Alınan
kararları uygulamaya koymak üzere
bu komiteler çalışıyor.
Bizim belli başlı projelerimiz var.
Örneğin kütüphanelerin ortak kulla-
nımı konusunda bir çalışmamız vardı.
Şu an bütün üniversitelere uygulan-
mıyor ama ilerleyen dönemde uy-
gulayacağız. Veri tabanlarının başka
üniversiteler tarafından kullanılması
mümkün değil ancak kitapların ortak
kullanılması amacı taşıyor bu proje.
Aslında bizim epeyce bir projemiz
var. Bir uzun vadeli proje var, bir de
kısa vadeli projeler var. Uzun vadeli
projelerden birisi hakikatten burayı
bir bilim ve teknoloji vadisi haline
getirmek.
Bunu nasıl yapacaksınız?
İzmir Üniversitelerinin hepsi zaten
körfezi kucaklıyor, burada biz üniver-
site, bilim ve teknoloji körfezi oluştur-
mak istiyoruz. Şimdi bu körfezin her
yerinde eğitim ve araştırmanın belirli
normlara sahip olması gerekiyor ön-
celikle buradaki hedefimiz rekabet
öncesi bir iş birliği yapıp bütün
üniversiteleri bu normların üzerine
çıkarmaya çalışmak. Bu hepimizin
faydasına. Çıtayı yükseltiyoruz. Bir de
rekabet ettiğiniz insanlar sizin nerede
olduğunuzu bilirler.
İzmir Üniversiteler Platformu’nun
vizyonu paylaşma tabanlı projelere
mi dayanıyor?
Önümüzdeki dönem gerçekleştir-
meyi düşündüğümüz on şey var. Ör-
neğin; entelektüel sermaye vizyonu.
Bu nedir, üniversitelerden çıkan bilgi-
nin yaygınlaştırılması… Bunun için de
insan kaynaklarını (öğrenci, öğretim
üyesi) paylaşmamız gerekiyor, araştır-
ma ve eğitim programlarını, bilimsel
araştırmaları ve projeleri paylaşmamız
gerekiyor, teknik donanım ve servis
programlarını, bilimsel araştırmaları
ve bizim buradaki sektörü iyi tanıma-
mız gerekiyor. İzmir hangi sektörlerde
iyidir, hangi üniversite hangi sektöre
yönelmelidir... En son ben şöyle bir
araştırma yaptırttım: İYTE hangi üni-
versitelerle hangi konularda en çok
çalışma yayınlıyor. Bunları belirledik
Ege’yle çok fazla, özellikle biyotekno-
loji alanında ortak çalışmalarımız var.
Bir de ben Enstitünün güçlü yanlarını
belirledim hatta şöyle bir şey var tüm
İzmir’deki üniversitelerin güçlü ve za-
yıf yönlerini belirledim. Mesela bizim
güçlü yönlerle Ege’nin güçlü olduğu
yönlere ortak gidebiliriz. Teknopark-
ları yaygınlaştırmak istiyoruz her
üniversitenin teknoparkı olmalıdır.
Üniversite, bilim
ve teknoloji
körfezi
1...,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43 46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,...80
Powered by FlippingBook