Egeden 14. Sayı - page 46-47

45
44
YAZ 2012
İzmir üniversiteleri rektörleri platform çalışmaları kapsamında bir aradalar.
İYTE’de var ama diğer üniversitelerde
de tematik alanlarda teknoparklar ol-
malı, mesela Ege Ziraat alanında çok
iyi, Ziraat tekno parkı olsun, Dokuz
Eylül’den tıp olsun gibi fikirler var.
Ortak şeyler de yapıyoruz mese-
la biz tekno girişimcilik akademisi
yapıyoruz her yıl bunu platformun
adına yapıyoruz. Her üniversite her yıl
platformun adına bir etkinlik yapıyor.
Mesela bu yıl Ege Halk Dansları gös-
terisi yaptı. Tabi hedeflerimizden birisi
ortak araştırma merkezleri kurmak.
Bu araştırma merkezlerini Kalkınma
Bakanlığı destekliyor.
Bilgiye erişim ve kütüphane-
ler önemli. Engelliler tarafından
kullanılan web siteleri geliştirmek
istiyoruz. Bir önceki dönem“engel-
siz üniversite”ydi temamız, ama bu
dönem büyümek için “inovasyon”
olacak tema.
Teknoloji ağırlıklı
bir şey olacak.
Ortak öğrenci ortak
akademisyen ortak
diploma üzerine
mutlaka çalışacağız.
Bu yıl biz diyoruz
ki en az 5 tane
ortak yüksek lisans
programı açalım.
Uzaktan eğitim çok
önemli biz şu an
İYTE olarak yüksek
lisans derslerini
yayınlıyoruz mesela
bize Manisa’dan gelen öğrenciler artık
gelmiyor kampüse. Bu yıl yaygınlaş-
tırıyoruz onu. Örgün eğitimi de çekip
derse katılmayan öğrenciler için
yayınlıyoruz.
Dokuz Eylül’de de uzaktan eğitim
merkezi kuruldu. Eğer Ege de bunu
yapabilirse biz dersleri kampüs içinde
yayınlayabiliriz. Yani Ege’deki bir öğ-
renci burada verilen bir dersi alabilir,
ve de kredisinden sayılır. Daha da
önemlisi biz eğer bu derslerin sayısını
arttırabilirsek eğer 9 tane üniversite-
nin bu derslerini kullanarak bir visual
üniversite kurabiliriz. Çok popüler
oldu; Almanya’da var.
“Visual üniversite”de dersler nasıl
gerçekleşiyor?
Şöyle oluyor bu, internetten üni-
versiteye kayıt oluyorsunuz program-
lar ve dersler de belli. Böyle bir şey
düşünülüyor ilerisi için. Biz kurduk bu
sistemi şimdi çalışıyor.
Türk Sineması’nın büyük yönetmeni
Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı filmini
her izlediğimde, 1965 yılında çekilmiş
olan bu filmin, nasıl da eskimeyen, “za-
mansız”bir yapım olduğunu fark ederek
şaşkınlıkla karışık bir hayranlık duyarım.
Bu filmin bende yarattığı düşünceler,
sadece hissettiğim duygularla belirlen-
mez. Filmin benim için anlamı, az ve içi
dolu diyaloglara yer verilmiş, detaylı
düşünülen bir mizansenle sinema dili
oluşturulmuş, batılı ve yerel kültürel
öğelerin eşlik ettiği ilgi çekici karakterler
çevresinde gelişen, çok tanıdık ama
bir o kadar da farklı bir anlatıya sahip
ve izleyicisine “bilişsel”olarak da keyif
sağlayan usta işi bir yapım olmasıdır.
Türk Sineması’nın büyük ustala-
rı kısa aralıklarla yaşamlarını yitirdi.
Yönetmen Halit Refiğ Ekim 2009’da,
yönetmen Lütfi Ömer Akad Kasım
2011’de ve yönetmen Metin Erksan
Ağustos 2012’de hayata veda etti. Metin
Erksan’ın kaybı ardından bir televizyon
kanalında Sevmek Zamanı filminin
gösterimi yapıldı. Çekildiği dönemde
sadece bir ilde tek bir sinema salonun-
da oynadığı söylenen, sinema kaynak-
çalarında gösterime hiç çıkmamış kabul
edilen, televizyonda gösterildiğinde,
dönemin izleyicisinin büyük beğenisini
toplayan film, özellikle 1990’dan sonra
yeni yönetmenlerin ve akademisyenle-
rin ilgi göstermesi ile tekrar sinemase-
verlere hitap eder oldu.
83 yıllık yaşamında çektiği kırktan
fazla filmin bir kısmı zorunlu olarak
Yeşilçam piyasasına hitap etmesine
rağmen Metin Erksan’ın birçok nitelikli
film ile Türk Sineması’nın en büyük yö-
netmenlerinden biri olması, onun özel
kişiliğinden beslenir. Metin Erksan’ın
sinemacı kimliği, gerçek yaşamdaki
duruşundan ayrı düşünülemez. Erksan,
“Ulusal Sinema” tartışmalarının yapıldığı
1960’lı yıllarda, gerektiğinde savunula-
rını birlikte sürdürdüğü arkadaşlarına
dahi rest çekebilecek ölçüde keskin,
hemen her konuda muhalif, şiddetli
tartışmaların odağında bulunan bir isim
olmuştur. Sanat tarihi eğitimi almış, on
dokuz yaşında sinema yazıları yazmaya
başlamış, ilk filmini de yirmi üç yaşın-
da çekmiştir. İlk filmi Karanlık Dünya/
Âşık Veysel’in Hayatı, sansür nedeniyle
büyük sorunlar yaşar. Ardından gelen
filmlerinin de sansüre uğraması, bütün
sinemacılarda olduğu gibi, görünür ya
da görünmez şekilde onun üzerinde
de baskıya neden olur. Metin Erksan’ın
sansürün işleyişi hakkında verdiği bir
örnek dikkat çekicidir. Sansür Kurulu’na
“Kara Melek” isimli bir senaryo gönderil-
miş, ancak, “Melekler beyaz olur” yanıtı
alındığı için, filmin adının değiştirilmesi
gerekmiştir.
Erksan, Türk Sineması’nın ve
sinemacılarının hor görüldüğü bir
ortamda, yeni ve özgün bir dil yarata-
rak ve kendimizden beslenerek sanat
yapılabileceğini savunur. Halit Refiğ ile
birlikte “Ulusal Sinema Kavramı”üzerine
düşüncelerini söyler. Dokuz Dağın Efesi,
Gecelerin Ötesi filmlerini yapar. Ardın-
dan çektiği Şoför Nebahat’ta yarattığı
kadın karakter, Türk Sineması’nda top-
lumsal cinsiyet okumalarına son derece
uygun ve kendinden sonraki filmleri de
Sevmek
–ve hüzünlenmek-
zamanı
:
Metin Erksan’a veda
Bu sırada tabii biz Türki Cum-
huriyetler ve Orta Doğu ile de bir
platform kurmaya çalışacağız. EXPO
2020 de bizim için çok önemli tabii.
Şu anda var çalışmalarını yürüten
EXPO 2020’nin danışma kurulu
üyesiyiz. Önümüzdeki dönem İzmir
olarak adaylığımız kabul edilirse
eğer EXPO’da üniversite çok etkin rol
alacak. Üniversitenin yapacağı çok
şey var. Hele de tema sağlık olunca
üniversitelere çok önemli görevler
düşüyor. Örneğin üniversitelerin
sağlıkla ilgili tesislerini bu kapsamda
iyileştirmesi ve EXPO’ya açması en
önemli fikirlerden biri.
İzmir Üniversiteleri Platformu tara-
fından Yüksek Öğretim Kurulu’nun
da iş birliğiyle ilk kez “Uluslararası
Öğrenci ve Öğretim Elemanı Hare-
ketliliği Çalıştayı” düzenlendi. Bu
çalıştay ve çıktıları konusunda bilgi
verir misiniz?
Evet o YÖK başkanıyla birlikte
yapıldı, gayet iyi geçti. Orada 7-8 tane
çalışma grubu oldu. Şimdi hedefler-
den birisi de tabi ki tüm Türkiye’de
yabancı öğretim üyesi ve yabancı
öğrenci sayısını arttırmak, bununla
ilgili bir çalıştay yapıldı ve bu çalıştay
sonunda bazı politikalar belirlendi;
mesela, yabancı öğrencilerin yurt,
vize sorunları nasıl aşılabilir gibi konu-
larda bazı öneriler geldi. O önerileri
toparladık YÖK’e de gönderdik bir
kitapçık haline getirip. Önümüzde-
ki dönemde bu çalışmadan çıkan
sonuçları değerlendirip devleti de bu
konudan haberdar edeceğiz.
SİNEMA
Doç. Dr. Lale KABADAYI
EÜ İletişim Fakültesi
Radyo - Televizyon - Sinema
Bölümü
1...,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45 48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,...80
Powered by FlippingBook