Egeden 4. Sayı - page 30-31

28
BAHAR 2010
Demet ALTUNTAŞ
Egeden’in bu sayısında bir başarılı
İzmirliyi, bir başarılı kadını konuk ettik.
25 yıldır İzmir’de kaliteli sanat etkinlikle-
rine imza atan, üniversitemizin düzen-
lediği EgeArt gibi kentte düzenlenen
diğer sanat etkinliklerine de destek
olarak deyim yerindeyse bu alanda
“çıtayı yükselten”İzmir Kültür Sanat ve
EğitimVakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı
Filiz Eczacıbaşı Sarper kendinden bah-
setmekten pek hoşlanmasa da, İKSEV
Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Sirel
Hanım ve dergimizin reklam sorumlusu
Melike Hanım’ın da eşlik ettiği sohbet
boyunca bize bir birey olarak kendi
öyküsünü aşan, başarılı bir sivil toplum
kuruluşuyla bütünleşmiş bir başarı
öyküsünü anlattı. Uzun ve keyifli sohbe-
timizin özeti niteliğindeki bu söyleşinin
teması sanırım“gönüllülük”oldu.
Ocak ayında, Türkiye’nin hem iş
hem de sanat hayatında önemli bir yeri
olan Şakir Eczacıbaşı’nı kaybettik. Baş-
sağlığı dileklerimizle başlayan sohbeti-
miz için bize böyle bir dönemde zaman
ayıran Sayın Filiz Eczacıbaşı Sarper’e
tekrar teşekkür ediyoruz.
Eczacıbaşı ailesi İzmirli bir aile
değil mi? Bize biraz ülkemizin kültür
yaşamında önemli emekleri olan bu
aileden söz eder misiniz?
FES: İzmirli bir aile evet. Süleyman
Ferit Eczacıbaşı Cumhuriyet dönemin-
de, tabiî ondan da önce, şimdi burada
Konak’taki Doğum Hastanesi’nde
eczacı olarak çalışmaya başlıyor. Ondan
sonra 18 yaşındayken eczacı oluyor ve
ilk müslüman eczacı olduğu için soyadı
kanunu geldiği zaman bu soyadını alı-
yor. Kemeraltı’nda ünlü Şifa Eczanesi’ni
kuruyor ki siz de önceki sayınızda buna
yer vermişsiniz. Burası sadece bir ecza-
ne değil klinik gibi de servis veren bir
yer oluyor. Ama zaman içinde birçok
sosyal çalışmaların yapıldığı, ülkeyle
ilgili görüşmelerin yapıldığı, kentin
ileri gelenlerinin buluştuğu bir mer-
kez haline geliyor. Dedem Süleyman
Ferit Eczacıbaşı İzmir’de benim doğup
büyüdüğüm dönemde de çok yakın
olduğum bir aile büyüğüm. Dolayısıyla
kendisinin de her zaman bize söylediği
sözden yola çıkarak hizmet anlayışımızı
gerçekleştirdik: “Kentinizden aldığınızı
kentinize vermelisiniz”derdi. Biz de
oradan yola çıkarak çalışmalarımıza
başladık.
Eğitiminiz için kısa bir süre yurtdışın-
da yaşadınız. Döndükten sonra aldığı-
nız eğitimdoğrultusunda çalışmalar-
da bulundunuzmu?
FES: İstanbul’da Devlet Opera
Balesi’nde birkaç yıl koreolojist olarak
görev yaptım. Artık çağımızda iş adamı
kavramı değişti. İş adamları artık mutla-
ka yaşadıkları ülkenin ve kentin birçok
sorunuyla ilgili çalışmalarda bulunuyor.
Eczacıbaşı ailesi de başından beri bu
yaklaşımı benimsemiştir. Bu yaklaşı-
mı başlatan Nejat Eczacıbaşı’dır ama
Süleyman Ferit Eczacıbaşı da sanatla
çok ilgiliydi. 1900’lü yılların başında
evinde büyük Steinway bir piyanoyu
bulunduruyordu. Bütün çocuklarını
müzikle ilgilenmeleri için teşvik etmiştir.
Gururlanarak mı söyleyeyim bilmiyo-
rum ama ailede gerçekten sanatçı olan
2 fert var biri Şakir Eczacıbaşı biri de
ben. Tek sanat eğitimi alan da benim
ama ailemizin bütün fertleri bir biçimde
sanatla ilgilenmiştir.
Sanatla ilk yakınlaşmanız nasıl oldu?
FES: Ben dans ve baleyle başladım.
Bunu daha bilimsel bir şekilde sürekli
araştırırken dünyadaki hareket bilimi
anlamına gelen koreoloji eğitimini
buldum. Londra’da böyle bir merkez
vardı. Sözün harfle yazılması, müziğin
notaya dökülmesi gibi hareketin de
belli bir notasyonla kaydedilebilmesi
ve buradan yola çıkılarak incelenmesi
bilimidir bu. Sadece baleyle sınırlı
kalmıyor, bütün hareketleri içeriyor.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde o
dönemde mezun olduktan sonra görev
aldım. Sonra evlilik sebebiyle İzmir’e
döndüm. İzmir’de o dönem bu vakıf
çalışmaları başlamıştı. Vakıfta görev
aldım, kurucuları içinde yer aldım. Dr.
Nejat Eczacıbaşı’nın ilk başkan seçildiği
dönemde başkan yardımcısı olarak
göreve başladım. 25. yılımızı kutluyoruz
ve ben de 25 yıldır buradayım.
Mesleğinize devamettinizmi?
FES: Burada bir iki eserde görev al-
mam gerekti, bir eser için de İstanbul’a
gitmiştim. Rahmetli Oytun Turfan-
da Gizelle’i sahneleyecekti ve beni
çağırmıştı. İDOB’ne bunun için gittim
geldim. Vakıftaki çalışma mesaisi uzun
bir uğraş. Benim için zaman içinde bir
yaşam biçimi haline geldi. Bu çalışmalar
yoğun olunca iki yere bölünmektense
Festival tarihinin unutulmazları arasında yer alan Elton John konseri, tüm dünyada eş zamanlı olarak internetten yayınlanmıştı.
1...,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29 32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,...72
Powered by FlippingBook