Egeden 4. Sayı - page 36-37

34
35
BAHAR 2010
Prof. Dr. Murat TUNCAY
Dokuz Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Sahne Sanatları Bölümü
Bundan 49 yıl önce A. M. Julien
adında bir Fransız vatandaşı, tasarla-
dığı ilginç tiyatro festivalini gerçek-
leştirebilme olanağı bulamasaydı,
bugün belki de bir 27 Mart Dünya
Tiyatro Günü’nden söz edilemeyecek-
ti. A. M. Julien’in önayak olduğu bu
girişim, 1954 yılı ilkbaharında Paris’te
deneysel çalışmalarını sergileyecek
yabancı topluluklara açık bir festival
olarak doğdu. Adı da şöyle kondu:
Theatre Des Nations (Uluslar
Tiyatrosu). Fransa dışından
çeşitli uluslardan davet edilen
tiyatro toplulukları o yıl Paris’e
geldiler ve çalışmalarını ser-
gilediler.
1955 ve 1956 yıllarında
yinelenen bu festival o denli
başarılı oldu ve ilgi topladı
ki; 1957’de festivale resmi bir
nitelik kazandırıldı ve sağlanan
çeşitli olanaklardan yararlanı-
larak daha büyük boyutlarda
uygulamaya geçildi. Nitekim 1957
yılı ilkbaharında Mart ayından
Temmuz’a dek Paris’te Sarah Bern-
hardt Tiyatrosu’nda birbiri ardından
16 topluluk 9 değişik dilde, birbirin-
den başarılı oyunlar sergilediler.
Bu tarihten başlayarak festivale
katılan yabancı toplulukların sayıları
giderek arttı. Gerek toplulukların
gerekse sergilenen oyunların nicel ve
nitel yapısı genişledi ve A. M. Julien’in
düşlediği evrensel bir kapsama ulaştı.
Klasik, neo-klasik ve modern oyunlar-
dan opera ve bale temsillerine; dans
ve tiyatro karışımı gösterilere; belirli
bir tür içine sokulamayan deney-
sel çalışmalardan Uzakdoğu’nun
Pekin Operası, Kore Operası, Japon
No ve Kabuki oyunlarına; Seylan
Dansçıları’nın egzotik olarak nitelen-
dirilen gösterilerine dek yaygınla-
şabilen geniş ve zengin bir Evrensel
Tiyatro Festivali durumuna geldi.
Festivalin ilginçliği yalnızca bu
denli geniş gösteriler yelpazesine ka-
pılarını açmasından kaynaklanmıyor-
du. Seyirciler, çeşitli ülkelerden gelen
ve kendi dramatik geleneklerinin en
seçkin örneklerini sergileyen uzman-
laşmış toplulukları izlemek olanağını
buluyorlardı. Örneğin Shakespeare’i
İngiltere’den gelen Old Vic’ten;
Chekov’u Moskova’dan gelen
Moskova Sanat Tiyatrosu’ndan;
Brecht’i Doğu Almanya’dan gelen
Berliner Ensemble’den; Goldoni ve
Pırandello’yu İtalyanlardan; O’Neill’i
Amerikalılardan izleyebilme olanağı
festivalin sağladığı küçümsenme-
yecek başarılardan biriydi. Her ulus
dünya tiyatro repertuvarına kendi
sanatçılarının verdiği katkıyı kendi dil
ve biçim anlayışıyla getiriyordu.
Festivalin bir başka ilginç yönü
bir ülkenin tiyatro geleneğinin ürünü
sayılan herhangi bir yapıtın bir başka
ülke tarafından nasıl yorumlanabile-
ceğinin de izlenebilmesiydi: Moliere’i
Kanadalılar ve Faslılardan; Sartre’ı
Almanlardan; Brecht’i İsraillilerden
seyretmek hem tiyatro severler hem
tiyatro sanatçıları açısından ilgi çekici
ve yararlı oluyordu. Birbirinden farklı
sahneleme ve oyunculuk anlayışlarını
sergileyen bu denli değişik toplulu-
ğun kısa bir süreç içinde yaptıkları
gösteriler, sanatçılara birbirlerini tanı-
ma, izleme ve değerlendirme olanak-
larını sağlıyor ve tiyatronun evrensel
birleştirici, tüm insanlığı dostluk ve
barış anlayışı içinde bir araya geti-
rebilme niteliği somut bir biçimde
gerçekleşmiş oluyordu.
Dünyanın hemen her köşesinden
tiyatro severleri ve tiyatro çalışan-
larını bir araya getirmeyi başaran
Theatre Des Nationes yalnızca
yılın belli bir döneminde oyunlar
sergileyen ilginç bir festival olarak
kalmakla yetinmedi, yılda on bir
kez çıkan bir de yayın organı oluş-
turdu. Başlangıçta Randesvous des
Theatres du Monde (Dünya Tiyatrola-
rının Buluşması) başlığını taşıyan bu
yayın günümüzde Theatre: Drame,
Musique, Danse (Tiyatro: Dram,
Müzik, Dans) adıyla yaşıyor. Tiyatro
alanının seçkin kişilerine, tiyatronun
çeşitli konularında konferanslar
hazırlatıyor. Bunları Fransa’dan ve
dünyanın pek çok yöresinde üyesi
bulunan binlerce okuruna ulaştırıyor.
İlginç konularda tartışmalar açıyor;
daha özgün konularda kongreler
düzenliyor; burada varılan sonuç-
ları özel sayılar halinde yayınlıyor.
Bütün bunların yanında Uluslararası
Tiyatro Teknisyenleri Birliği ve Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği adı altında iki de
önemli uluslar arası örgütü oluştur-
mayı başaran bu kuruluş, her yıl artan
sayıda oyuncu, topluluk ve seyirciyi
bir araya getirmeyi amaçlayan gelişim
çizgisinde çalışmalarını sürdürmekte.
1947 yılı Haziran ayı içinde Paris’te
ünlü oyun yazarı ve eleştirmeni J. B.
Priestley başkanlığında yapılan bir
toplantı sonucunda Birleşmiş Millet-
ler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu
UNESCO’ya bağlı yeni bir kuruluş
doğdu. International Theatre Institute
(Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) adı
verilen bu kurum, tiyatro sanatçıları
tiyatro bilimcileri arasında uluslararası
düzeyde fikir alışverişine ve çeşitli
araştırmalarda işbirliğine yardımcı
olmak amacıyla 1948 yılı Haziran’ında
Paris’teki merkeze bağlı 48 ülkede
yerleşik ulusal temsilcilikler biçiminde
örgütlenmesini tamamladı. World
Theatre (Dünya Tiyatrosu) adıyla iki
aylık sayılar halinde yayınlanan bir de
yayın organı oluşturuldu. Bu ulusla-
rarası örgüt de iki yılda bir kendisine
üye ülkelerden birinin başkentinde
dünya çapında bir kongre düzenliyor.
Bu kongrelerin yanı sıra oyunculuk
eğitimi, tiyatro mimarisi, özgün ko-
nularda konferanslar ve kollogyumlar
düzenliyor.
Dünya Tiyatro Günü’nün oluşu-
munda işte bu iki girişimin payı var.
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1962
yılından başlayarak kuruluş amaç
ve ilkeleri doğrultusunda topluluğa
üye ülkelerden kutlanmak üzere bir
tiyatro günü saptanması kararlaştırıl-
dı. 2500 yıllık bilinen geçmişi boyunca
tüm insanların ortak bir anlatım aracı
durumuna gelmiş; dünya uluslarının
birbirlerine yaklaşmalarında, birbir-
lerini anlamalarında değerli bir yer
tutan tiyatro sanatının çağımızda,
çağımız için yaşamak isteğini bir kez
daha anlatmak; bu yaşamın vazge-
çilmez unsurlarından biri olduğunu
anlamak eğitici ve yükseltici görevini
belirlemek kültür gelişmesindeki
değerli yerini unutturmamak ama-
cıyla düzenlenecek bu gün için de
bu amaçları uluslararası düzeyde
1954’ten beri gerçekleştirmeye çalı-
şan Uluslar Tiyatrosu’nun açılış tarihi
uygun görüldü: 27 Mart.
Uzakdoğu’dan Kuzey Avrupa’ya,
Afrika kıyılarından Amerika’ya dek
uzanan topraklar üzerine yayılmış 48
ülke, 23 yıldır her 27 Mart’ta I.T.I (Ulus-
lararası Tiyatro Enstitüsü’nün kısa adı)
ulusal merkezlerinin öncülüğünde
bu günü kutluyor. Tiyatro sanatının
ulusal ve uluslararası sorunları çeşitli
konferanslar ve açık oturumlarda dile
getirilmeye çalışılıyor
bu günde. Ödenekli ve
ödeneksiz tiyatrolardan
dileyenler kapılarını,
ekonomik koşulları
gereksindikleri ölçüde
tiyatroya gitmeleri-
ne olanak vermeyen
seyirciler için ücretsiz
ya da çok düşük ücretle
açıyor. Tüm dünya ulus-
larında kamuoyunun
ilgisi tiyatro sanatına,
tiyatro-toplum ilişkisi-
nin sağlıklı işleyişine,
bu alandaki sorunlara
ve çözüm önerilerine
çevrilmeye çalışılıyor.
27 Mart Dünya
Tiyatro Günleri’nin
başlangıcından bu
yana değişmeyen
geleneklerinden biri de
her yıl bugün okunmak
için hazırlanan bildiri-
ler. Uluslararası Tiyatro
Enstitüsü 1962 yılın-
dan başlayarak Dünya
Tiyatro Günü’nde tiyat-
rolarda temsil başla-
madan önce okunmak,
basın, radyo televizyon aracılığıyla
yayınlanmak üzere bir bildiri hazır-
lattırıyor. Her yıl dünya ölçüsünde
tanınmış bir sanatçıya yazdırılan bu
mesaj, Enstitüye bağlı ülkelerin ulusal
merkezlerinde ulusal dillere çevriliyor
ve dağıtılıyor.
1977 yılına gelinceye değin evren-
sel nitelikli olan bu bildirileri hazırla-
yanlar arasında Maurice Bejart gibi
bale sanatçısı, Dimitri Shostakoviç
gibi bir besteci, Rene Maheu gibi bir
düşün adamı; Jean Cocteau, Arthur
Miller, Eugene İonesco gibi oyun ya-
zarları; Sir Laurence Olivier, Jean Louis
Barrault, Jean Vilar, Helena Weigel, Pe-
ter Brook, Luschino Visconti, Richard
Burton, Ellen Steward, Radu Balligan
gibi tiyatro sanatçıları Asturias, Neru-
da gibi şairler görüldü.
1977 yılında Stocholm’ de top-
lanan ITI kongresi, Dünya Tiyatro
Günü’nde ele alınan konuların her
ülkede farklı boyutlar taşıdığı, bu
nedenle tiyatro sanatının evrensel
boyutları üzerine hazırlanan bildirile-
rin, sorunları daha değişik özellikler
gösteren ülkeler için yeterince doyu-
rucu olmadığını ileri süren Türkiye’nin
önerisini benimsedi ve bundan böyle
Dünya Tiyatro Günü bildirilerinin biri
ITI Genel merkezi tarafından yayın-
lanan uluslararası , biri de o ülkenin
Ulusal Merkezi tarafından yayınlanan
ulusal bildiri biçiminde iki bildiri
halinde hazırlanması ve okunmasını
kararlaştırdı. Böylece 1978 den baş-
layarak Ankara’da bulunan ITI Türkiye
Milli Merkezi’nin öncülüğünde ülke-
miz tiyatro sanatı sorunlarına dönük
daha somut mesajlar içeren bildiriler
yayınlanmaya başladı. İlk ulusal tiyat-
ro bildirisini de Muhsin Ertuğrul yazdı.
Dünya Tiyatro Günü XXI. Yüzyılın
uygarlığını yaşayan insanlara, çağdaş
teknolojinin düğmelerle donattığı
bir dünyada, insanı insana insanla
ve insanca vermeye uğraşan tiyatro
sanatının vazgeçilmezliğini bir kez
daha hatırlatmanın tüm yollarını
zorluyor. Dünya Tiyatro Günlerinde
bütün dünyada üzerinde ısrarla du-
rulması istenen temel düşünce belki
şu iki tümcede özetlenebilir. Her yıl
daha çok insan, daha iyi koşullar-
da, daha sık tiyatro izlemeli. Gelin
bunun için yapılması gerekenleri
konuşalım...
1...,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35 38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,...72
Powered by FlippingBook