Egeden 18. Sayı - page 26-27

24
25
GÜZ 2013
Aslında
hepimizin
bildiği bir isim.
Mustafa Kemal
Atatürk’ün
imzasını yeni-
den yorumlayarak
bugün bardaklardan,
dövmelere her yerde
görmeye alıştığımız
biçimini veren, kaligraf,
hattat günümüz Türkçesiyle ve kendi
deyişiyle söylemek gerekirse güzel yazı
sanatçısı... Bu kadarla sınırlı değil tabii
eserleri... Hat sanatını konuşturduğu,
ilk ve orta öğretimde tüm sınıflarda
görmeye alışık olduğımız “Atatürk’ün
Gençliğe Hitabesi” ile “İstiklâl Marşı”
ve pek çok yerde görmeye alıştığımız
Mustafa Kemal Atatürk portreleri de
çalışmaları arasında yer alıyor.
Çalışkan, güzel yazıya sevdasının
nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor:
“İlkokula başladığımda öğretmenimin
kara tahtaya çizdiği harflerin seslene-
bildiğini gördüm. Ses veren harfler
beni çok etkiledi. Öğretmenimiz ilk
a harfini kara tahtaya çizip bu çizgiyi
okuyun dediği an hâlâ beni aydınlatır.”
Tarsus’ta tamamladığı ilk ve orta
öğreniminin ardından Güzel Sanatlar
Akademisi’ni kazanarak İstanbul’a gi-
den sanatçı, öğrenciliği sürerken hocası
Emin Barın ile Anıtkabir’in duvarların-
daki yazıları yazar. Akademi yıllarında
gazeteciliğe başlayan Etem Çalışkan,
Yeni Sabah, Dünya, Akşam, Milliyet
ve Hürriyet gibi gazetelerde çalışmış
ve 1982 yılına kadar aktif gazetecilik
yapmıştır. Güzel yazı sanatına gönül
vermiş Çalışkan, üretmekten vazgeç-
miyor ve öğrenci yetiştirmeyi sürdürü-
yor. Ege Üniversitesi tarafından bu yıl
beşincisi gerçekleştirilen Cumhuriyet
ve Atatürk Günleri etkinlikleri kapsa-
mında Prof.Dr. Yusuf Vardar –MÖTBE-
Kültür Merkezi’nde Atatürk portreleri
ve yazılarından oluşan karma bir sergi
açan Çalışkan ile sohbet etme imkanı
bulduk.
Güzel yazı neden
sizin için bu kadar
önemli?
Her şeyde güzellik
arar insan. Doğada güzellik
aranmıyor mu? Bahçede bile
güzellik aranıyor. Efendim,
“bizim bahçede o kadar güzel
güller açtı ki...”derken başına bir
güzellik kelimesi getiriliyor. Demek
ki güzele ulaşma bir duygu, bir amaç.
Amaç da demeyelim ama doğrudan
doğruya yaradılışta var güzele ulaşma
çabası. Güzele ulaşmak istemeyen
biraz yoksundur, isterse kasasında
milyarları bulunsun, isterse ellişer katlı
gökdelenleri, yalıları olsun. Zenginlik
için neleri olursa olsun ama güzellik
duygusundan, güzelliği anlama, yaşa-
ma duygusundan yoksunsa, çok nok-
sandır o kişi. Bir sözümüzü söylerken,
birisine bir sözü yazı ile ulaştırırken
onu herhangi bir şekilde, okunacak bir
biçimde yazmak var; bir de onu güzel
yazmak var. Güzel yazdığımız zaman
ne oluyor? Yolumuz sanata açılıyor.
Sanat ne ise güzel yazı da o sanatın
yolundadır. Ben güzel yazı yazarak ve
herkese de yazısının güzel olmasını
söyleyerek, onları yönlendirerek,
hem yazarak hem de öğreterek
hizmet veriyorum. Sözümüz
ne kadar güzel olursa
olsun eğer yazı ile ulaş-
tırıyorsak güzel yazı
ile, sözlü olarak
ulaştırıyorsak
onu da güzel
sözler ile güzel
söyleyerek
ulaştırmalıyız.
Güzel
sanatlar içinde
resim sanatı
önemli biryer
tutyor biliyor-
sunuz. Resim
sanatı ile yazı
birbirinden
ayrı değildir
‘Her şeyde güzellikarar insan’
KAMPÜSTE SÖYLEŞİ
e
Gamze KARADEMİR EROL
1...,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25 28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,...80
Powered by FlippingBook