Egeden 8. Sayı - page 48-49

47
46
BAHAR 2011
merkeze doğru düzeltmek. Çünkü
siz merkezdeki güzelliği arttırdık-
ça sokak içlerinin değeri düşüyor,
sokakların içindeki insanlar merkez-
deki insanları çekmek için çığırtkan
tutuyorlar. Oysa çevredeki dış tarafı
düzeltip merkezde buluşmak gerek.
Şimdi Damlacık ve etrafındaki alanları
turizm alanına çevirirseniz merkez
otomatik olarak düzelecek. Ana
caddeyi düzelterek sadece bir vitrin
yaratmış olduk.
Buranın esnafı da değişti tüketici
profili de değişti değil mi? Tüketici-
leri Kemeraltı’na daha az gelir hale
getiren ne oldu?
Şimdi biz maalesef bütüncül
bakmadığımız, sorunu çığırtkanlık
gibi şeylere endekslediğimiz için
bunun sebeplerini yanlış yerde
arıyoruz. Türkiye’nin işsizlik vakası
var, kolay para kazanma ihtiyacı var.
Çoğu yerde ücretsiz otopark hizmeti
verilen alışveriş merkezleri kuruluyor.
Yani cevap, tüketicinin beklentilerinin
karşılanmaması.
Bugün tüketicinin Kemeraltı’na
gelme sebebi ne peki?
Ne ararsan bulabilme imkanı,
çünkü inanılmaz bir çeşitlilik var. Her
şeyi burada uygun fiyata
bulabileceğini biliyor
tüketici.
Kemeraltı deyince akla
ne geliyor? Kaybolan
mesleklerden biraz daha
bahseder misiniz?
Şu anda bir tane
tenekecimiz kaldı. Bakır
imalatçılarımız var. Örü-
cüler var, tadilatçılar... Bir
alışveriş merkezinde bun-
ları bulamazsınız. Alışveriş
merkezlerinde aynı ulusal
markaları aynı dizaynda
farklı isimlerde görüyoruz.
Buradaysa kendince mar-
ka olmuş isimler var. Çok
sevdiğiniz ama yırtılan
giysinizi ördürebilirsiniz.
Antikacılarımız var, değerli
taş satıcılarımız var.
Bir yandan bazı meslek-
ler yok oluyor, bazıları da
buradan çıkıyor dünyaya yayılıyor.
İlk satış yeri Kemeraltı’nda hala
hizmet veren Özsüt buna bir örnek
mesela.
Eczacıbaşı var yine buradan
başlayıp büyük bir firmaya dönüşen,
ama onlar Sıhhat Eczanesi’nin olduğu
mülkü sattılar. Bizim aslında kızdıkla-
rımız da var. Çarşıda faaliyet göste-
ren insanların yüzde 70’i kiracı. Esas
çarşıyı güzel yapması gerekenlerse
buradaki mülk sahipleri. Buradan
çıkan ve dünyaya yayılan firmalara iş
düşüyor aslında. Sahiplenme nok-
tasında, Beyoğlu örneği önümüzde
duruyor.
Beyoğlu’nda bundan 20 yıl önce
ciddi bir kriz yaşadı, orası insanların
gezinmeye korktuğu bir döküntü
alanıydı. Vitali Bey ciddi bir emek
verdi ve Beyoğlu bugün kültür, sanat
ve yaşam merkezi oldu. Bir tekstil tüc-
carının orada dükkan açarak sahip-
lenmesi çok güzel sonuçlar doğura-
biliyor. Toplumun ne kadar katmanı
varsa desteklemeli, insanlar sadece
kasasına düşen parayı görmemeli.
Elitler şehir merkezini terk ediyor,
ülkelerini de terk ediyor. Oysa ki
elitlerin Kemeraltı’na İzmir’e sahip
çıkması gerekir. Hem ekonomik hem
entelektüel anlamda elitler, şehir
merkezini sadece tüketici bir potan-
siyel olarak görüyor. Oysa kültürü-
ne, tarihine sahip çıkmak gerekir.
Sadece esnafın çarşısı olarak
bakmak tarihe büyük saygısızlık.
“Çarşı güzelleşsin Forum Bornova
gibi olsun” diyorlar. Oysa çarşıyı güzel
yapan Zaim Ustası, Hasan Ustası…
Öteki türlü biz ya taşeronlaşıyoruz ya
da büyük markalarda işçileşiyoruz.
Türkiye’nin kendi esnaf dinamizmi
var, Avrupa’da bu yok. Bize dayatılan
model ise “marka değeriniz nedir?”
oluyor.
Böyle bir esnaflık kurumunun diren-
mesi için hangi kaynaklardan destek
gelmeli?
Yereldeki esnaf ve yereldeki zen-
gin destek olmalı. Siz gelip “duvarları
açalım, markaları getirelim” derseniz
olmaz. Burada yaşayan bir ortam var,
canlılık varken, siz bunları bırakıp
kurgulanmış bir çarşıyı yerleştireceksi-
niz... Ben bunu istemiyorum. Planlı bir
çerçeve içinde buradaki Akdeniz kül-
türünün, tarihsel dokunun varlığının
devamının sağlanması gerekiyor. Bu
çerçeveyi oluşturmak için işin içinde
üniversite de olacak, belediye de ola-
cak... Biz diyoruz ki “gelin bize karışın”.
Elbirliğiyle bu çarşıların bir çerçevesini
çekelim. Çağın gerekliliği ne varsa
yapılmalı. Mesela esnaf özel tasarımlar
yapabilir. Yaşamın içerisinde kendisini
güncelleyebilir esnaf. Rekabetin getir-
diği şartlara ayak uydurabilir.
Kemeraltı’nın sorunları ve çözümle-
rine dair başka neler söyleyebilirsi-
niz?
Çığırtkanlık gibi sorunlar detay,
sorun da çözüm de bütünsel. Bununla
uğraşmak kolaycılık. Kemeraltı’nın
özgün sınırı Basmane’den başlar. O
zamanlar Fevzipaşa, İkiçeşmelik, Gazi
Bulvarları yok’. ’50’lerde İkiçeşmelik
Caddesi’yle çarşı ikiye bölünmüş.
Kimse bunu bilmiyor. Bu bölünmüş
haliyle bugün Agora’ya gelen turistin
Kemeraltı’na aktarılması imkansız.
Kentsel yenilemeyi maalesef yapama-
mışız.
Bu bölünmüş bölgeler arasında geçi-
şi sağlamak için bir alt geçit çözümü
düşünülebilir mi?
Yer altı geçiti çözüm olabilir. Proje
öyle olmalı ki Agora’dan Kemeraltı’na
yürünebilmeli. Böyle bir kent merkezi
hayal ediyoruz. Tarihsel dokuya uygun
oteller, butik oteller yapılabilir. Kemer-
altı bize pırlanta gibi gelirken herkese
böyle değerli gelmiyor. Burada çok
güzel tarihi evler var ama parası olan
Mavişehir’den almayı tercih ediyor.
Gayrimüslüm esnaflar da ağırlıkta
mı Kemeraltı’nda?
Çarşıda gayrimüslim esnaf muhte-
melen 100-150 civarındadır. Genelde
kuyumcular.
Tenekeci Emin Usta
TenekecilikbabamesleğiEminUsta’nın.HavraSokağı’ndakiküçücükdükkanındasütgüğümü,darıtavaları,
parakoymakiçinkumbaralar,tavukyemlikleri,kahveocaklarındakullanılankahveaskılarıüretiyor.“Tek
tükgelenlereburadaveriyoruz.Ahımşahımbirtalepyok.Evdeoturuphanımlakavgaedeceğimizeburada
vakitgeçiriyoruz”diyorUsta.60senedirKemeraltı’ndaesnafolduğunubelirtiyorvetalepazolsadahalin-
denmemnungözüküyor: “Buradakiesnaflarınhepsiefendiinsanlardır.Yabancı,dışardangelmelerdeolsa
hepsi kardeşimiz. Belediyeler burayı düzenlemeye koydular, bir sorunumuz yok”.
1...,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47 50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,...88
Powered by FlippingBook