Egeden 8. Sayı - page 50-51

49
48
BAHAR 2011
Kemeraltı meyhaneleri
16
. yüzyılın sonlarından
itibaren ticari faaliyeti
hızla artan İzmir, kısa
süre içinde bu yeni işlevine uygun
bir örgütlenmeye uğradı. Bugünkü
Kemeraltı Caddesi’nin sınırlarını
belirlediği ‘İç Liman’ çevresi, ticari
gelişmenin ihtiyaçları doğrultusunda
mekânlarla doldu. Diğer taraftan ge-
rek bu ticari hareketliliğe bağlı olarak
kente yerleşenlerin, gerek İzmir’e
geçici olarak yolu düşenlerin ihtiyaç-
larını karşılayacak sektörler de oluştu.
Oteller, yeme-içme mekânları,
meyhaneler gibi… Altlarında birer de
meyhane olan oteller ise pek göz-
deydi. İbrahim Bey’in ‘Kemahlı Oteli’,
Kilimcizade Ahmed Bey’in ‘Hacı Hasan
Oteli’ ve ‘Ekmekçibaşı Oteli’ gibi…
Ahmed ve Halim beylere ait olan
Ekmekçibaşı Oteli’nin lokantası,
öğlenleri tencere yemekleri pişiren
bir esnaf lokantasıydı; akşamları ise
meyhane olarak hizmet verirdi ve
otelden daha ünlüydü. Ünlü ‘Sakızlı
Rakısı’nı üreten ailenin ‘Halk Oteli’ ise,
Kestelli Yokuşu’nda idi. Ahmet Raşit
Bey’in işlettiği meyhane ‘Başdurak’ ta,
İzmir’in çevre ilçelerine gideceklerin
‘yolluk’ aldıkları bir yerdi.
Yine Sakızlı Saadettin’in sahibi
olduğu ‘Selim Misafirhanesi’nin bir
bölümü, Kemeraltı esnafının devam
ettiği bir meyhane idi. ‘Gaffarzade
Oteli’ni ise Abdullah Bey işletirdi (Bu
otelin altında bulunan meyhanedeki
muhabbetlere kulak kabartan Giritli
bir kayıkçı, 1926 yılında Atatürk’e
yapılacak olan bir suikastı, dönemin
Valisi Kâzım Paşa’ya bildirmişti).
‘Güzel İzmir Oteli’nin altında
Müdür Ali Bey’in işlettiği mekân, daha
çok ‘tektekçi’ olarak bilinirdi ve yarım
saatte bir kalkan ‘Göztepe Tramvayı’nı
bekleyenler için de idealdi. Nuri
Meserretçioğlu’na ait olan ve Mevlevi
dergâhından gelenlerin de buluşup
yemek yedikleri ‘Meserret Oteli’nde,
zaman zaman Neyzen Tevfik de ney
üflerdi. Sahibi de Mevlevi olan Hacı
İsmail Dede’nin ‘Muhabbet Lokan-
tası’ ise, Kestelli Yokuşu’nun ‘İzmir
Mevlevihanesi’ne en yakın noktasın-
daydı. Başdurak Caddesi, 65 numa-
Nedim ATİLLA
radaki bu lokantanın daha sonraki
sahipleri ünlü bestecimiz Ahmed
Adnan Saygun’un ailesi olacaktır.
1950’lerin Kemeraltı’na Şair Çınar
Çığ’ın gözünden bakmak gerek:
“1950’lerde Konak’ın girişinde Ali
Galip’in hemen yanında Can Mey-
hanesi vardı. Sonra yine Konak’taki
Alay Meyhanesi, Yeşil Papağan ve Bo-
hem Meyhanesi, İzmir’de iz bırakmış
meyhanelerdir. Daha sonraki yıllarda
da, Veysel Çıkmazı’ndaki meyhaneler
ile Beyler Sokağı’ndaki ünlü Bodrum
Meyhanesi önemli mekânlardı.”
Veysel Çıkmazı
Kemeraltı’nda sadece meyhane
olarak hizmet veren yerlerin bulun-
duğu çıkmaz sokak ise, o zamanlar
Veysel Bey tarafından yönetildiği için
Veysel Hamamı Sokağı diye bilinirdi;
ancak 1960 yılında hamam kapanınca
kısaca Veysel Çıkmazı olarak anılır
oldu. Cumhuriyet Dönemi öncesinde
burada, rakıları kadar şarapları ve
biraları ile de meşhur ‘Bahçeli Gazino’
çok ünlüydü. Cumhuriyet’ten sonra,
bu sokakta ilk meyhaneyi 1926’da
Halit Ferit Bey ‘Adalar Meyhanesi’
adıyla açtı. Aynı yerde bugün de bir
meyhane var ve ‘Ferit Baba Meyha-
nesi’ olarak biliniyor; Beşir Çamlı ve
ortakları tarafından işletiliyor.
1998’de ölen Ferit Baba ise, Ferit
Bey’in oğludur. ‘Ferit Baba’nın müda-
vimleri arasında, her akşam evine git-
meden önce bir tek atan Halikarnas
Balıkçısı ile kendine özel yaptırdığı
köftesiyle meşhur gazeteci Özdemir
Hazar da vardır. (Nedim Atilla tara-
fından Ege TV’ye bu meyhanenin 25
dakikalık bir belgeseli de çekilmiştir).
1960-80 yılları arasındaki süreç, Veysel
Çıkmazı’nın ‘altın çağı’dır…
Bir ara meyhane sayısı 15’e kadar
çıkmıştır. Şükran Oteli’nin bu sokağa
da bakan meyhanesi ise 1998’e kadar
hizmet vermiştir. Mirası bölüşemeyen
dokuz ortağın anlaşamaması sebebiy-
le kapanmış ve yerine işporta mal-
zemeleri satan bir dükkân açılmıştır.
Son olarak 1995’te düzenlenen “İzmir
Yemekleri ve İzmir Şarkıları” gece-
lerine de ev sahipliği yapan mekân,
güzel bahçesiyle hâlâ hafızalardan
silinmemiştir.
Veysel Çıkmazı’nın önemli lo-
kantaları ‘Tek Nal’, ‘Karadeniz’, ve ‘Ay’
isimlerini taşırdı. Geleneksel Kemeral-
tı meyhane kültürünü yakın zamana
kadar yaşatabilen tek yer, Mezarlıkba-
şı’ndaki son bahçeli meyhane Yalova
oldu; ne yazık ki o da 2004 yılında
kapandı. Bu meyhane ilk açıldığında
‘Yaluva’ adını taşıyordu.
Daha sonra bir ‘akşamcı’
öğretmen, ismi düzeltme-
lerini söyleyince adı ‘Yalova’
olarak düzeltildi (Yalova
Meyhanesi: Kaynak kişi, eski
Göztepeli milli futbolcu
Cenap Öztezel).
Bodrum Meyhanesi’nin
ise İzmir’in entelektüel ya-
şamında ayrı bir yeri vardır.
Kemeraltı’ndaki İkinci Bey-
ler Sokağı’nın ünlü Bodrum
Meyhanesi, bir zamanlar
Halikarnas Balıkçısı ve
bohem arkadaşlarının bu-
luşma mekânıydı. Şimdi ye-
rinde yeller esiyor... İzmir’in
edebiyat dünyasının kalbi
bir zamanlar bu mütevazı
meyhanede atardı. Şair ve
yazar Hüseyin Yurttaş, Bod-
rum Meyhanesi’nin kurucu-
su Mustafa Eradan ile oğlu
Tahir Eradan’ı ve oranın sim-
gesi Kemal Öztürk’ü (Eczacı
Kemal) hayırla yâd ediyor.
Hele Tahir Eradan’ın coşunca müş-
terilerine rakı ısmarlayışını unutamı-
yor ve ekliyor: “Rakı ısmarlayan mey-
haneci nerede görülmüştür? Tahir’in
yaptığı ibretlik bir tutumdu. Bir
dönem her akşam uğrardık Bodrum’a.
Çoğunlukla bankoda ayaküstü yarım
şişe parlatıp karanlığa karışırdık.”
1999’da önce fast-food dönerci
oldu, ardından da kapandı. Bodrum
Meyhanesi 2005’te eski geleneksel
usulde eski bir garson olan Halit
tarafından Bornova’da açıldı ve Şubat
2010’da da ‘Register’ aldı.
Nedim ATİLLA Arşivi’nden
1...,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49 52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,...88
Powered by FlippingBook