Egeden 8. Sayı - page 40-41

log Türkçe başlamışsa, Arapça veya
Kürtçe dilleriyle devam edebilir.
Midyat’a uğramış iseniz ezan sesi
ile çan sesinin iç içe geçen büyülü
sesini ardı sıra duyabilirsiniz. Davetli
olun-olmayın akşam gideceğiniz bir
düğünde, düğün sahiplerinin Arapça
konuşan Mhalmiler, düğünde çalınan
müziğin ise Kürtçe olduğuna şahit
olacaksınız. Bir etnik topluluğun baş-
ka bir etnik grubun dilini ve müziğini
bu denli sahiplenmiş olduğunu, onu
bu denli kendinden bir parça saydı-
ğını görüp, belki şaşıracaksınız. Farklı
kültürel kimliklere mensup insanların,
–sözlerini anlayın veya anlamayın-
duyduğunda insanı yerinden kaldı-
ran, Mıtırpların son derece neşeli ve
canlı müziği eşliğinde omuz omuza
“çep” oynadığına tanık olduğunuzda
aralarına siz de katılmak isteyebile-
ceksiniz.
Taşın, kuyumcu hassasiyetiyle
işlenip, evlerin özenle dekore edildiği
Midyat sokaklarında yürürken, Müs-
lüman bir Kürt erkeğinin, komşusu
Hıristiyan Süryani bir kadına “teyze”
manasında Kürtçe “dayımın eşi!” (jen
xale!) diye hitap ettiğini duyabile-
ceksiniz. Midyatlı insanlarla sohbet
ederseniz, bayram, taziye, sohbet gibi
olaylar sebebiyle etnik topluluklar
arasında ziyaretlerin olağan olduğu-
nu öğreneceksiniz. Hıristiyanların pas-
kalya bayramını kutlayan Müslüman
bir Kürt veya Mhalmi’nin, Ramazan
ve Kurban bayramlarında Süryaniler
tarafından ziyaret edildiği ve bayram-
larının kutlandığını duyacaksınız.
Sohbetinizde ayrıca Midyat’ta eski
tarihlerde daha güçlü olan “İsa Begi
(İsa taraftarı)-Halil Begi (Halil taraftarı),
Bekşuri-Heferki, Mahmutki-Atmanki”
gibi yerel örgütlenmelerin etnik veya
dinsel kimliğe veya konuşulan dile
göre şekillenmediğini, daha çok güç-
lü bir soydan gelen liderin etrafında
farklı etnik ve inanç grubundan insan-
ları toplanması sonucunda oluştuğu
bilgisini edinebileceksiniz. Sözgelimi,
karşıt iki hizbi oluşturan Bekşuri ve
Heferki saflarında Müslüman Kürtler,
Yezidiler ve Süryaniler ayrı saflarda ve
karışık halde bulunabilmekteydi.
Sohbetin ardından, gümüşün
dantel inceliğiyle işlendiği, telkari
sanatıyla yapılmış çeşit çeşit takıların
sergilendiği kuyumcu dükkânlarının
sıralandığı Midyat çarşısında, gümüş
veya altın takı almak için gezinirken,
alışveriş yapmak isteyen birisinin gi-
deceği dükkânın sahibinin etnik veya
dinsel kimliğine dikkat etmediğini
gözlemleyebileceksiniz. Dahası, Müs-
lümanların paralarını Hıristiyanlara
emanet etme alışkanlıklarının eski bir
gelenek olduğunu öğreneceksiniz.
Tüm bunlar size farklı kültürel
kimliklerin Midyat’ta yaşayan insanlar
arasında sosyal, ekonomik ve kültürel
ilişkilerin kurulmasında örseleyici bir
faktör olmadığını gösterecek ve sizi
Midyat’ın Türkiye’de çokkültürlülüğün
en iyi örneklerinden birisi olduğuna
ikna edecektir. Midyat’ın bu çokkül-
türlü yapısı aldığı göçler sonucunda
sonradan oluşmuş yeni bir yapı değil-
dir. Bu yapı uzun bir tarihsellik içinde
oluşmuş ve bu süreç içerisinde yurt-
taşların farklılıklarla birlikte yaşamayı,
farklılığa saygı duyulması gerektiğini
içselleştirebilmelerini sağlamış bir
özelliktedir.
Bu yönüyle de Midyat, birçok tü-
rün kendi kokusunu saldığı bir çiçek
bahçesini andırır.
39
38
BAHAR 2011
1...,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39 42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,...88
Powered by FlippingBook