Egeden 8. Sayı - page 52-53

mek istemeyen, dini kimliklerini diğer
dinlerde de olduğu gibi artık daha çok
gelenek-görenek anlamında yaşayan ve
“Biz Türk’üz, sadece dinimiz farklı” diyen
İzmir Yahudilerinin bu iki temsilcisi
ısrarla müslümanlarla ve Türk toplu-
muyla benzerliklerini, hatta aynılıkları
vurguluyor.
Uzun yıllar turist rehberliği yap-
mış olan ve halen gönüllü tanıtım
hizmeti veren Sara Pardo, İspanya ve
Portekiz’den göç etmek zorunda kalan
ve Sefaradlar olarak bilinen İspanya
Yahudilerinin Osmanlı Devleti tarafın-
dan önce -tekstil dokumacılığında iyi
oldukları için- Selanik, Edirne, İstanbul
ve Safed’e yerleştirildiklerini, daha
sonra da Tire ve Manisa’ya göç ettikle-
rini söylüyor. Yazdığı kitapta İzmir’deki
Yahudi varlığının MÖ 6. yüzyıla kadar
dayandığını anlatan Pardo, Sefaradlar
geldiğinde Manisa’da Romanoit denen
bir Yahudi kolonisinin bulunduğunu
Kemeraltı havraları
İzmirlileri Kemeraltı’na çeken en
önemli unsurlardan biridir Havra Sokağı.
İzmirli burada taze sebze meyveyi,
Ege’nin onlarca çeşit zeytinini-peyni-
rini, kalamarından deniz balığına tüm
deniz ürünlerini ve daha nicesini her
daim uygun fiyatlarla bulabileceğini
bilir. Bir ucu Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın
en fazla arşınlanan yolu olan Anafarta-
lar Caddesi’nde diğer ucu İkiçeşmelik
tarafında olan sokak, İngilizce kaynak-
larda Synagogue Street olarak geçer.
İşte Havra Sokağı’nı önemli kılan tarihi
ve kültürel özelliği isminin kaynağında
saklıdır: İsmini Yahudilerin toplanma
ve ibadet yeri olan “havra”dan almıştır.
Bugün dördü aktif olan dokuz havranın
ve İspanya’dan göç etmiş Yahudilerin
(Sefaradların) 1990’lara kadar yaşadığı
özgün mimarili fakat artık yıkılmak
üzere olan “aile evleri”nin bulunduğu bu
Yahudi Mahallesi’ni, Kemeraltı sarıp sar-
malayarak saklıyor. Yahudi Cemaatinden
iki hanımefendi, Sara Pardo ve Ester Cen
ile yaptığımız röportaj sonrası Sinyora
Sinagogu’ndan sokağa çıkınca bu sarıp
sarmalamayı, koruyup kollamayı yaşaya-
rak görüyoruz: Sinagogun karşısındaki
genç esnaf, ibadet yerinin duvarlarının
yanına dökülmüş çöpleri göstererek
“Abla, bu çöpleri buraya dökmemeleri
için fidan getirelim dikelim bu köşeye.
Biz de elimizden geleni yapalım” diyor.
Ayaküstü çözümler üstüne söyleşiyor-
lar, İzmir Yahudileri üzerine çok önemli
bir eser yazmış olan Sara Hanım ile
Müslüman esnaf. Ester Hanım son dö-
nemde sinagogları gezmek isteyenlerin
sayısındaki artıştan çok mutlu olduğunu
belirtirken “Dışardan Yahudi cemaati çok
kapalı görünüyor.
Halbuki biz öyle
bir eğilim içinde
değiliz” diye
konuşuyor. Sara
Hanım da tüm
sevecenliğiyle
ekliyor: “Top-
layın gençleri
gelin. Anlatalım
sorulara cevap
verelim.” İnançla-
rında misyoner-
liğin olmadığı,
kimseyi değiştir-
belirtiyor. Çoğunu Sefaradlar oluştursa
da, Konversoları ve ticaret veya başka
sebeplerle göç eden diğer Yahudileri
de kapsayan bir Yahudi Cemaati’nin
İzmir’de oluşması 17. yüzyılın başlarına
denk geliyor. Ege Denizi’ndeki adaların
birer birer Osmanlı’ya geçmeye başla-
dığı bu dönemde, ticaret açısından çok
önemli bir karakol olan Sakız Adası’nın
da Osmanlı İmparatorluğu tarafından
ele geçirilmesinin İzmir açısından bir
milat olduğunu söylüyor Pardo. Çünkü
Sakız’da ikamet eden tüm Avrupa kon-
solosları (tüccarlar) o dönemde küçük ve
kimsenin olmadığı bir liman olan İzmir’e
geliyor, ki Pardo bu iç limanı anlama-
dan Kemeraltı’nın anlaşılamayacağını
vurguluyor. Bu dönemde İzmir’in transit
liman olarak Avrupa’nın gözbebeği ha-
line gelmesine paralel olarak, iç limanın
kıyısındaki bölge, şimdiki Kemeraltı, bir
ticaret merkezi haline gelmeye başlıyor.
1960’lara kadar Yahudi ailelerin
Kemeraltı ve buraya yakın yerlerde,
özellikle Agora ve Tilkilik’te oturduğu
bilgisini alıyoruz. Yahudilikte öğle duası
olduğu için Kemeraltı’ndaki iş yerleri-
ne yakın Sinagoglar inşa etmişler. 17.
yüzyılda bölgeyle birlikte cemaat da
gelişmiş lakin yüzyılın sonunda Sabetay
Sevi olayları ve 1688 depremi ile cemaat
hem ekonomik açıdan gerilemiş hem de
içe kapanmış. O dönemdeki gerilemeyi
eğitimin gerilemesine bağlayan Pardo,
dönemi anlatırken şunları söylüyor: “Ya-
bancılar şehri ele geçiriyor çünkü sen iyi
okumazsan başkaları ele geçirir. Sahte
Mesih olayları olunca cemaat kendini
kapatıyor. Cemaat bütün öğrenimleri
okulları durdurunca gerileme başlıyor.
Rumlar bundan faydalanıp işleri kapma-
ya başlamış”.
Ester Hanım havralar hakkında bilgi
verirken, cemaatlerinin küçülmesinden
de dem vuruyor: “Bizde hep beraber
ibadet edilir. Havranın asıl maksadı
toplanmaktır. Eskiden hazanların (dua
okuyan güzel sesli kişiler) olduğu bölüm
ortadaydı, cemaat etraftaki sedirlere
otururdu. Halen iki sinagogumuz bu
şekilde bir oturma düzenine sahip. Her
ay bir bayramımız var. Her Cuma günü
bayramların kraliçesi Şabat var. Şu anda
dokuz havradan dördü faal durumda.
Devamlı ibadet edilmiyor ama iki tanesi
öğlen dualarına açılıyor. İki tanesi de Cu-
martesi sabah açılıyor. Bir tanesi kapalı
bir ödenek bulursak onu müze haline
getirme hayalimiz var. Çünkü ziyaretçi-
lerden çok talep var. Sinagogda ibadet
etmek için en az 10 erkek olması gerekir.
Bugün maalesef çok toparlanamıyor, an-
cak 10-12 kişi toparlanıyor. Çoğu zaman
öğlenle akşam ibadeti birleştiriliyor”.
La Sinyora
(Giveret-
Hanımefendi) Havrası
La Sinyora Havrası İzmir antik
havralarının simgesi niteliğindedir.
Adından da anlaşılacağı
gibi bir kadın tarafından
veya onun bağışlarıyla
yaptırılmıştır. Yaygın
görüş bu kadının Donna
Gracia Mendes olduğu ve
1510-1569 yılları arasında
yaptırıldığı yönündedir.
Bahçesindeki Turunç ağa-
cının meyvelerinin, çocuk
sahibi olamayan kadınla-
ra umut olduğu yönünde
bir rivayet vardır. Havra,
Anafartalar Caddesi’ne
ve 927 Sokağa cephe
veren parselde Havra
Sokağı’nda konumlan-
maktadır.
Algaze (Kaal Kadoş)
Havrası
Kuzeyinde Shalom
güneybatısında Sinyora
Giveret Havralarının ko-
numlandığı Algaze Hav-
rası 1724 yılında Algazi
ailesi tarafından yaptırıl-
mıştır. Günümüzde yapı
tek katlıdır. İtalyan etkisi
51
50
BAHAR 2011
SaraPardo(soldaki)veEsterCen,Yahudiler’inİzmir’deyaşamaktançokmemnunolduğunu
belirtiyorvesözlerinişöylesürdürüyorlar:“MüslümanlarveYahudileriçiçeyiz.Birbirimizden
çokdafarklıdeğilizaslında.Bayramlarımızbileçokbenzer.Kendimihiçfarklıhissetmiyorum.
İzmirzatenTürkiye’deözelbirkent,buözelliğinkeyfiniYahudilerdeçıkarıyortabii”.
1...,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51 54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,...88
Powered by FlippingBook