Egeden 5. Sayı - page 56-57

54
55
YAZ 2010
olan villa, İ.S. 4. yüzyılın başlarında tarihlenir.
Uzun zaman kullanıldığı anlaşılan villanın, geç
Roma döneminde refah düzeyinin düşmesiyle
birlikte tadilatlarla, birkaç ailenin kullanımına
kazandırıldığı görülür. Bazı kapılar örülmüş,
bazı mekanlar bölünmüş ve özellikle hamam
bölümü oldukça küçültülmüştür. Hatta estetik
kaygıdan uzak bir şekilde duvar resimleri
ve mozaik taban gözetilmeksizin, mekan
içlerine iptidai sekiler inşa edilmiştir. İ.S. 6
yüzyıl civarında da başlayan Arap Akınları sırasında
yerleşim terk edilir. Bu terk ediliş sırasında mekan
tabanlarında ve duvarlarındaki mermer kapla-
maların çoğunun sökülerek götürülmesi
ve mekan içlerinde herhangi bir küçük
buluntunun ele geçmemesi, bu terk edilişin
yavaş yavaş gerçekleştiğini
göstermektedir.
Villada son yıllarda
gerçekleştirilen kazı çalış-
malarında evin tuvaletinin
üzerine inşa edildiği bir ana
kanalizasyon hattı ortaya çıka-
rılmıştır. Bu hattın yer yer 1.80
m. yüksekliğe sahip olması ve
villanın sınırlarını aşarak kuzeye
doğru devam etmesi, villanın bu
alanda tek başına olmadığını, bu
alana konumlanmış Ephesos’daki
Yamaç Evlere benzer, elit sınıfın
oturduğu Roma mahallesinin bir
parçası olduğunu kanıtlamak-
tadır.
Kentin nekropolisi, Roma
Villasının yaklaşık 600 m. batısın-
da Çanakkale asfaltının yaklaşık
30 m. kuzeyindedir. Ne yazık ki
bir bölümü üzerinde modern
binaların bulunduğu nekropolis,
kuzeyde bir tepe, güneyde de
deniz ile sınırlanan 40-50 m. ge-
nişliğindeki kıyı şeridine yaklaşık
250 m. boyunca konumlanır. Kıyı
şeridi aynı zamanda, Antandros
ile batısında yer alan Gargara (Küçükkuyu) kentine
giden antik yolun geçebileceği en uygun güzergah
durumundadır. Nitekim yapılan kazı çalışmaları
sonucunda ortaya çıkarılan, her iki tarafında
mezarların yer aldığı 4.5 m. genişliğindeki stabilize
yol da, bu görüşün doğruluğunu kanıtlar.
Yaklaşık 400 m2’lik bir alanda gerçekleştirilen
nekropolis kazılarında bugüne kadar 329 mezar
ortaya çıkarılmıştır. Sayıdan da anlaşılacağı üzere,
nekropolis yoğun bir kullanıma sahne olmuştur. Bu
yoğun kullanımın nedeni, nekropolisin tepenin ete-
ğindeki konumu ve bu sayede mezarların üstünün
kısa zamanda erozyonla kapanmasıdır. Bu durum
aynı zamanda alanın, İ.Ö. geç 8. yüzyıldan İ.Ö. 1.
yüzyıla kadar kesintisiz olarak nekropolis olarak
kullanılmasına da olanak tanımıştır.
Yaklaşık 700 yıllık kullanımı boyunca çok
farklı mezar tiplerine ve geleneklerine ev sahipliği
yapmış olan Antandros nekropolisinde, ilk kullanım
evresi olan İ.Ö. geç 8. yüzyıldan İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci
yarısına kadar, 6.5 yaşından büyük bütün bireylerin
yakıldığı, küçüklerin ise yakılmadan, büyük boyutlu
kapların içerisinde gömüldüğü görülür. Bu durum
antik yazarlardan Plinius’un (Naturalis Historia,
VII.67-70; XVI.70-73)“dişi düşmemiş bir çocuğun
yakılmaması evrensel bir kuraldır”söylemini de
doğrular niteliktedir. İ.Ö. 6. yüzyıl ikinci yarısın-
da ortaya çıkan pişmiş toprak Klazomenai tipi
lahitlerle birlikte, sayıları az da olsa yetişkinlerin
bazılarının yakılmadan gömülmeye başlandığı
gözlenir. Lahit kullanımı ile birlikte, aynı dönemde
inhumasyon gömüler olan, doğrudan toprağa
gömü, pithos mezarlarda da doğu-batı doğrultulu
yön birliği başlar. İ.Ö. 5. yüzyıla doğru yetişkinlerde
yakılarak gömülme oranı gittikçe azalır ve bununla
ters orantılı olarak da inhumasyon gömüler artar.
Kapaklı taş lahitlerin kullanılmaya başladığı İ.Ö. 5.
yüzyılda, lahitlerin çoklu gömü içermesi, bunların
aile mezarı olarak kullanıldığını kanıtlar. Farklı
dönemlerde ölen aynı ailelerin bireylerinin aynı
lahit içerisine gömülmesi, lahitlerin üzerine moloz
taşlarla oluşturulan ve üzeri kireç harcı ile sıvanarak
mermer görünümü kazandırılan, hemen hemen la-
hit boyutundaki dikdörtgen prizma görünümlü üst
yapı ile sağlanır. Bu üst yapı sayesinde mezarın yeri
belli olmakta ve aynı aileden bir birey öldüğünde
bu üst yapı kaldırılır, gömü işlemi tekrarlanır. Bazı
taş lahitlerin, kesme taştan, alt ölçüleri 3x3 m. olan
basamaklı bir piramidal üst yapıya sahip olduğu
görülür. Yine bu dönemde mezarlara hediye olarak,
parfüm, yağ ve içki kaplarının yanı sıra, erkek gö-
mülerine bronz veya demir strigilis (spor yaparken
vücuda sürülen yağın temizlenmesinde kullanılan
bir alet), kadın gömülerine de bronz ayna bırakılır.
Bunun yanı sıra ilk kullanım evresinden itibaren
çocuk mezarlarına oyuncak heykelciklerin yanı
sıra, aşık kemiği bırakılması da bir gelenektir. İ.Ö.
4 yüzyılda taş lahit kullanımı artmasına karşın,
pithos, çatı kiremidi ve doğrudan toprağa gömü
gibi farklı mezar tipleri de görülmeye devam eder.
İ.Ö. 5. yüzyılda oldukça azalan yakarak gömülere,
bu dönemde kesinlikle rastlanmazken, lahitlerde
mezar hediyelerinin ayak ucuna bırakılması kurala
dönüşür. Bu döneme ilişkin bir diğer yenilik de
iskeletlerin ağzına veya eline, ölen kişinin ruhunu
ölüler ülkesine götürmesi için kayıkçı Kharon’a
verilmek üzere bronz bir sikkenin bırakılmasıdır.
Hellenistik döneme gelindiğinde taş lahit kul-
lanımı ortadan kalkarken, diğer mezar türleri kul-
lanımını sürdürür. İ.Ö. 4. yüzyılda hiç rastlanmayan
yakarak gömü, Hellenistik dönemde yüksek oranda
yeniden görülür. Ancak Hellenistik dönemdeki
yakarak gömülerin bazılarının, üzerlerine toprak
üzerinden görülen üst yapılar yapılarak yerlerinin
belirlendiği anlaşılır. Bunların en dikkat çekenleri
3x3 m. ölçülerinde“U”formlu sunaklardır.
Hellenistik dönemin sonuna kadar nekropolis
olarak yoğun kullanımını sürdürmüş olan bu
alanda, İ.S. 2. yüzyıla ve Bizans dönemlerine ait iki
mezar dışında geç dönem mezarlarına rastlanmaz.
Üst seviyelerinde ele geçen İ.S. 4. yüzyıla ait yapı
temeller, bu dönemde nekropolisin yerleşim
alanına dönüştüğünün göstergesidir.
M.Ö. 8. yüzyıldan Bizans dönemine kadar
kesintisiz bir yerleşime sahne olmuş Antandros,
klasik arkeoloji öğrencileri için önemli bir okul olma
özelliğinin yanı sıra, gerçekleştirilmesi planlanan
projelerle de turizm merkezi olma yolunda da hızla
ilerlemektedir. Assos ve Pergamon gibi iki önemli
turizm merkezi arasında, yol üstünde yer almasıyla
önemli bir turizm potansiyeline sahip Antand-
ros, Roma Villasının kalıcı çatı ile kapatılarak ve
nekropolisin canlandırmalarla ziyarete açılmasıyla
bu hedefine de kısa sürede ulaşacaktır.
1. Roma Villası hamamı (Caldarium)
2. Roma Villası 3 Nolu odası
3. İ.Ö. 6. Yüzyıl pişmiş toprak lahitleri
4. Nekropolis kazı çalışmalarından bir görünüm
Sağdaki sayfa
5. Roma Villası Apodyterıum’u (Soyunma bölümü)
6. Roma Vilası 1 nolu odası
7. Roma Vilası 1 nolu oda detayı
8. Roma Vilası genel görünümü
1
1...,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55 58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,...88
Powered by FlippingBook